"Gazetelerin kapatıldığı, televizyon kanallarına cezalar
yağdırıldığı, radyoların susturulduğu bir ortamda yazmak, araştırmak ve
konuşmak giderek imkânsızlaşmaktadır" diyen Özdağ, Türkiye'nin dünya basın
özgürlüğü sıralamasında 153'üncü sırada yer almasına dikkat çekti.
Selçuk Özdağ, mesajında şunları kaydetti:
"10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, 1961 yılından günümüze
değin kutlanan ve sadece ülkemize özgü olan bir gündür. Gazetecilik gibi kutsal
bir mesleği icra ederken özlük haklarını vermek istemeyen gazete patronlarına
karşı direnişi gerçekleştiren gazeteciler 10 Ocak 1961 yılında haklarını almayı
başarmışlardır.
1961 yılından 61 sene sonra yine gazeteciler mesleklerini
icra etmeye çalışırken bu kez patronlarının patronlarıyla karşı karşıya
gelmektedirler. 34 gazeteci ve basın emekçisi, mesleklerini icra etmekten ötürü
cezaevlerinde tutuklu bulunmaktadır. 2022 yılının dünyasında gazetecilerimizin
içine düştüğü bu durum memleketimiz için bir utanç tablosudur.
İstanbul Gazeteciler Sendikasının Cağaloğlu'ndaki merkezinden
Vilayet binasına 10 Ocak 1961'de yaptıkları kutlu yürüyüşte taşıdıkları
pankartta "Simidimiz ve Hürriyetimiz" yazmaktadır. Türkiye'de gazetecilik
yapmaya çalışan gazetecilerimiz bugün yine karınlarını doyurmak ve
hürriyetlerinden yoksun bırakılmamaktan başka bir şey arzulamamakta;
arzulayamamaktadırlar.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün verilerine göre
Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 153'üncü sıradadır.
Avrupa Birliği sürecinden uzaklaşmış; tüm dünyayı "dış güçler" terimini
kullanarak ötekileştirmiş Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında basın
özgürlüğü sıralamamızın 153 olması yadsınır bir durum değildir.
Ülkemizde çalışan gazeteciler, çalışmak isteyen gazeteciler,
çalıştıkları halde karşılığını alamayan gazeteciler, gazetecilik yaptığını
sandığı halde tek yaptığı iktidara yaranma çabası içinde olan gazeteci
geçinenler bulunmaktadır. Gazeteciliği meslek olarak genç yaşında benimseyip
bunun üniversitesini okuyup da iş bulamayan gençlerimiz bir yanda; iktidar
yancılığını meslek haline getirip sırça köşklerde oturanlar diğer yandadır.
Bütün bunların müsebbibi tek adam sistemidir.
Tek adam sistemine dönüşen ve parlamenter demokratik
sistemden kopan ülkemizde her türlü özgürlükler maalesef bir bir
kısıtlanmaktadır. Olağanüstü Hal ilanlarıyla terörle mücadeleden ziyade
muhalefetle mücadeleye geçilmesi bunun en büyük göstergesidir. Gazetelerin
kapatıldığı, televizyon kanallarına cezalar yağdırıldığı, radyoların
susturulduğu bir ortamda yazmak, araştırmak ve konuşmak giderek imkânsızlaşmaktadır.
"Gazeteci yazacak, memleket ilerleyecek" şiarıyla 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle Gelecek Partisi olarak baskı ortamının
hüküm sürdüğü ülkemizde mesleğini icra etmeye çalışan tüm gazetecilerimizin
yanında olduğumuzu ve olacağımızı bildiriyoruz."