BAAE Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) 50 baz puan faiz artırımının piyasaların beklentilerine oranla daha yumuşak ve olumlu yaklaşım olduğunu ifade ederek; Fed'in bundan sonraki yaklaşımının da dengeli, yumuşak olacağını
Fed'in faiz kararını oybirliğiyle aldığını dile getiren Batı
Asya Araştırmaları Enstitüsü (BAAE) Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, Fed
Başkanı Jerome Powell'in açıklamalarına istinaden Fed'in, 3 aylık süre
içerisinde 95 milyar dolarlık bir bilanço daraltacağını aktardı.
Yardımcıoğlu, "Amerikan Merkez Bankası, 3 yıl aradan sonra
politika faizinde ilk defa Mart ayında 0,25 olarak artırıma gitmişti. Nisan ayı
sonu itibariyle baktığımızda da 2000 yılından bu yana 0,50 puanlık artış ilk
defa karşımıza çıkıyor. Bu artış, 0,75 baz puan olabilir miydi? Evet,
olabilirdi. Piyasaların da beklentileri bu yöndeydi. Fakat Fed'in yaklaşımı
daha olumlu ve yumuşak oldu" dedi.
BAAE Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, Akit TV'de Ahmet
Özdemir'in sunduğu İş ve Ekonomi programının konuğu oldu. Programda, Fed'in
faiz kararı ve TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarını değerlendiren
Yardımcıoğlu, Fed'in faiz kararının küresel piyasalardaki etkisi ve Türkiye
ekonomisine yansımalarını yorumladı.
Fed'in faiz kararını olumlu bulduğunu dile getiren
Yardımcıoğlu, TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarının yakın zamanda
düşmesinin mümkün olmadığının altını çizdi.
Yardımcıoğlu, şöyle konuştu: "Fed'in yaklaşımları, biraz
daha şahin politikaları olarak karşımıza çıkacaktı; ama insanların beklentisi,
piyasaların beklentisi 0,75 gibi bir rakamdı. Ancak Fed beklentilerin dışında
daha güvercin bir politikayı tercih etti. 3 yıl aradan sonra politika faizinde
ilk defa Mart ayında 0,25 olarak artırıma gitmişti. Nisan ayı sonu itibariyle
baktığımızda da 2000 yılından bu yana 0,50 puanlık artış ilk defa karşımıza
çıkıyor. 0,75 olabilir miydi? Evet, olabilirdi. Çok konuşuldu. Piyasanın da bu
yönde beklentisi ve hazırlığı oldu. Fakat Fed'in yaklaşımları daha yırtıcı veya
keskin değil de daha yumuşak olarak dünyada karşımıza çıktı. Şimdi Fed'in
açıklamış olduğu rakamlara ve Fed Başkanı Jerome Powell'in yaptığı konuşmaya
baktığımızda elbette ki Fed bilanço daraltacak. Ne kadar daraltacak? 3 aylık
süre içerisinde 95 milyar dolarlık bir azaltma söz konusu. Peki, bu nasıl bir
uygulama? Bu, bir sıkılaştırma. Ne zaman başlayacak? Hemen başlamıyor. Haziran
ayından itibaren biz, bu sürece başlayacağız. Bu da hadiseye şahin olarak değil
güvercin olarak yaklaşmak, demek. Size biraz zaman veriyoruz, tarzında bir
yaklaşım söz konusu oldu. Piyasa, her ne kadar daha şahin gibi bir beklenti
içerisinde olsa da Fed biraz daha yumuşak ve olumlu yaklaştı bu hadiseye."
"50 BAZ PUANLIK ARTIŞ
DÜNYA EKONOMİLERİ İÇİN OLUMLU BİR DURUM!"
Fed Başkanı Jerome Powell'in açıklamalarına değinen
Yardımcıoğlu, 0,75 puanlık bir artıştan ziyade 0,25 ile 0,50 puanlık artışların
devam edeceğini belirtti. Yardımcıoğlu, "Powell'in bakıldığında da yakın
zamanda 0,75 puanlık bir artış yapmayacakmış gibi görülüyor. Bunu; 0,25 ile
0,50 puanlık artışla götürecekmiş gibi görülüyor. Bu, dünya ekonomileri için
çok daha olumlu bir şey. Çünkü Birleşik devletlerin parası dünyada neredeyse
tek baz para. Dolayısıyla 0,75'lik, 1,00 baz puanlık veya 100 baz puanlık
rakamların kullanılmayacak olması özellikle 0,25 ile 0,50 puanlık artışların
kullanılacak olması dünya ekonomileri için çok daha olumlu bir durum" şeklinde
konuştu.
"YÜKSEK ENFLASYON
DEVAM EDECEK GİBİ GÖRÜNÜYOR"
Dünya genelinde yaşanan ekonomik buhran ve yaşanan
savaşların enflasyondaki yükselişe işaret ettiğini kaydeden Yardımcıoğlu, şu
açıklamalarda bulundu: "Alınan kararın muhteviyatına baktığımızda da full
konsensüs dediğimiz bir uygulama söz konusu. Yani oradaki Fed üyelerinin
tamamının ortak kararıyla, oy birliğiyle bu karar alındı. Amerika Birleşik
Devletleri'nde yüzde 10 üzerinde bir enflasyon rakamını görmediğimiz müddetçe
muhtemelen Fed Başkanı Powell ve arkadaşları 0,50 baz puanlık artışları
gerçekleştirecekler. Peki, Fed ülkesindeki enflasyon riskinin farkında değil
mi? Elbette ki farkında. Ama ülke ekonomilerine zarar vermeden adım adım
gideceği öngörülüyor. Enflasyon yüksek. Dünyaya baktığımızda; Amerika Birleşik
Devletlerine, Birleşik Krallığa, Avrupa'ya baktığımız zaman ciddi anlamda
enflasyonun yüksekliğiyle karşı karşıyayız. Ve dünyadaki duruma, Rusya ile
Ukrayna arasındaki savaşa baktığımızda bu yüksek enflasyon devam edecek gibi
görünüyor. Elbette ki pandemi sonrası baktığımızda dünyanın dört bir
tarafındaki enflasyon artışlarının kendine özgü sebepleri olsa da Rusya "
Ukrayna Savaşı da buna ciddi anlamda bir katalizör katıyor. Her ne kadar bu
katalizör olsa da Amerikan Merkez Bankası'nın dengeli, yumuşak bir yol
alacağını görüyoruz."
"TÜRKİYE'DE ENFLASYON
RAKAMLARININ KISA VADEDE DÜŞMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de ekonomi alanında
ciddi sıkıntılar yaşandığına dikkat çeken Yardımcıoğlu, TÜİK'in açıkladığı
enflasyon rakamlarının hiç de iç açıcı olmadığını ifade etti. Enflasyon
rakamlarında kısa vadede bir düşüş beklemediğini vurgulayan Yardımcıoğlu,
açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bizim ülkemizde ciddi anlamda bir ekonomik
sıkıntı söz konusu. Türkiye'de Nisan ayı enflasyonumuz 7,25 artışla karşımıza
çıkarken; yıllık enflasyon 69,97 olarak açıklandı. Bunun yanında 6,1 milyar
dolarlık da dış ticaret rakamı açıklandı. Bunlar hoş veriler mi? Hayır, hiç de
hoş veriler değil. Birleşik Devletler gibi İngiltere gibi güçlü bir yapı ciddi
manada bir faiz artışıyla karşı karşıya kalıyorsa dünyanın içinde bulunduğu
ekonomik buhranı düşünmek gerek. Sadece bizim ülkemiz değil; tüm dünya ciddi
manada bir sıkıntı yaşıyor. Bununla birlikte ben yakın zamanda Türkiye'deki
enflasyon rakamlarının düşeceğini düşünmüyorum. Bir defa 12 aylık rakamların
ortalaması baz alınıyor. Dolayısıyla enflasyonun bir ay içinde yada kısa bir
süre içinde düşeceği yönünde rakam vermenin de doğru olmadığını düşünüyorum.
Şöyle bir savaşta olan bazı ülkelerin enflasyon rakamlarının bizden daha iyi
olduğunu göz önüne alırsak; Türkiye'de enflasyon rakamlarının kısa vadede
düşmesinin mümkün olmadığını görebiliriz. Enflasyon rakamlarının düşebilmesi
için bu ülkenin üretebilmesi, kişi başına düşen milli geliri yukarıya
taşıyabilmesi gerekiyor. Enflasyon rakamlarının düşebilmesi ve dış ticaret
açığının kapatılabilmesi için ülkenin yapmış olduğu ihracat rakamlarının kilo
başı 1,10 dolardan çok daha yukarıya çıkabilmesine bağlıdır."