Global anlamda Rüzgar Enerjisinin durumu ve Ülkemizde yapılan yatırımlar konusunda bilgi veren Aslı IŞIKSALAN” Sektörde çok hızlı gelişmelerin olduğunu bu gelişen teknoloji ile birlikte türbin güçlerinin çok arttığını ve dolayısı ile daha az türbin ile daha fazla enerji üretmenin mümkün olduğunun altını çizdi.
Bu durumun arazi temini konusunda da yatırımcının çok önünü açtığını hem yatırımcının hem de İdari anlamda bir çok bakanlığın yükünün de azaldığını belirtti.
Verdiği bilgilerde ,TÜREB in verilerine de yer veren konuşmacı 2035 yılına kadar Rüzgar Enerji Santrallerinin kurulu gücünün 29 bin 600 MW çıkmasının hedeflendiğini Türkiye'nin rüzgâr kurulu gücü 48 ildeki santrallerle yaklaşık 11 bin MW'a ulaştığını ,Türkiye'nin mevcut elektrik kurulu gücü 100 bin 334 MW'a, rüzgâr enerjisinin payı da yüzde 10,8'e ulaştığını belirtti . Türkiye'de en yüksek rüzgâr enerji kapasitesilerinin de İzmir, Balıkesir, Çanakkale, İstanbul ve Manisa olarak sıraladı.
Avantajları ve dezavantajları hakkında da kısa bilgi veren Aslı IŞIKSALAN Rüzgar enerji santrallerinin yatırım maliyetlerinin nispeten diğer yatırımlara göre yüksek olduğunu ayrıca Rüzgar güllerinin göç eden kuşlar için sorunlara yol açtığını belirtti.Gelişen teknolojide çok aza indirilmiş olsa da Rüzgar santralleri eğer çok fazla miktarda bir bölgede ise, o bölgenin zaman zaman cep telefonu ve tv sinyallerini bozabildiğini zaman zaman da Rüzgar enerji santrallerinin gürültüye sebep olduğu hakkında şikayetler aldıklarını belirtti.
Avantajları hakkında da Yenilenebilir ve temiz bir enerji kaynağı ve çevre dostu olduğunu Az yer kapladığını ,Dağ gibi çok yüksek rakımlara ,elektrik şebekesi olmayan bölgelere elektrik sağladığını ve kaynak sıkıntısı ve Tükenme riskinin olmadığını belirten Işıksalan. Ürerimin hemen faturalandırılabilindiğini konusuna da değindi.