Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Kahraman, “76. Verem Eğitim ve Farkındalık Haftası” kapsamında önemli bilgilendirmelerde bulundu.
Halk arasında verem olarak bilinen tüberküloz hastalığı hakkında bilgilendirmelerde bulunan KSÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Kahraman, “Ülkemizde 1947 yılından bu yana Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası kutlanmaktadır. Bu yıl da 01-07 Ocak 2023 tarihleri arasında 76. Verem Eğitim ve Propaganda Haftası olarak tüm ülkemizde kutlanacaktır. Verem Haftasının amacı, verem (tüberküloz) hastalığı ve bu hastalıkla mücadele konusunda toplumun bilinçlendirilmesidir.” ifadesini kullandı.
76. VEREM EĞİTİM VE PROPAGANDA HAFTASI
Verem hastalığının sıkı bir takip ve tedavi süreci gerektirdiğinin altını çizen Kahraman,
“Tüberküloz (verem), Mycobacterium tuberculosis basili ile oluşturulan kronik bir hastalıktır. Bulaşma tüberküloz hastasının öksürme, hapşırma, konuşma ile havaya saçtığı mikropların sağlıklı kişiler tarafından nefes ile alınarak akciğerlerine ulaşması ile olur. Akciğere gelen mikrop ya vücutta sınırlandırılır ve sessiz bir enfeksiyon olarak kalır ya da vücutta çoğalmaya devam ederek hastalık oluşturur. Türkiye'de 10 milyon ile 20 milyon arası bir nüfusun bu enfeksiyonu aldığı tahmin edilmektedir. Bu enfeksiyon geçirenlerin yüzde 10’u yaşamlarının bir döneminde verem hastalığına çevirecektir. Mikropların vücuda girdikten sonra hastalık yapma süresi farklılıklar gösterir. Hastalığın gelişmesine yol açan vücut direncini azaltan hastalıklar ve etkenler şunlardır; AIDS, şeker hastalığı, böbrek hastalığı, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, sigara, madenci hastalığı ve diğer bazı ciddi hastalıklar.” şeklinde konuştu.
HASTALIĞININ TANISI KOLAY, TEDAVİSİ UCUZ VE MÜMKÜN
Verem ile mücadelenin sıkı önlemlerle gerçekleşebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Hasan Kahraman, “Hastaların yakınmaları; iki haftadan uzun süren öksürük, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, zayıflama (kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama da olabilir), halsizlik, kan tükürmedir. Şikâyetleri genellikle hafif başlar ve zamanla ilerler. Bu sebeple, hastaların çoğu doktora başvurmakta gecikir. Doktora başvuru gecikince de, hastalık akciğerleri daha fazla tahrip eder ve aynı zamanda çevresine mikrop saçması çok daha fazla artar. Özellikle öksürük ve diğer yakınmaları olan hastaların gecikmeden göğüs hastalıkları uzmanına başvurmaları gerekir. En sık akciğerleri tutar. Diğer organlarda da hastalık yapabilir. Hastanın yakınmaları ve akciğer film bulguları hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Şüphelenilen hastalarda kesin tüberküloz tanısı, mikrobun gösterilmesi ile konulur. Tedavisi vardır, düzenli tedavi ile her hasta iyileştirilir. Tedavileri verem savaşı dispanserleri yürütür ve tedavisi ücretsizdir.” ifadesini kullandı.
TÜRKİYE’DE TÜBERKÜLOZ
Türkiye’de başarılı bir verem savaşı programı yürütüldüğünü sözlerine ekleyen Prof. Dr. Hasan Kahraman, “Ülkemizdeki tüberkülozlu hasta sayısı her yıl azalmaya devam etmektedir. 2005 yılında 20.535 olan toplam olgu sayısı, 2021 yılında 9.156 olarak gerçekleşmiştir. Yıllar içinde nüfusun artmasına rağmen hasta sayısı düşmüş, toplam olgu hızı yüz binde 29,8’den 10,8’e gerilemiştir. Bu başarıda hastaların erken tanısı ve tedavisi, hasta temaslılarının muayenesi ve hastalanma riski taşıyanlara koruyucu tedavi verilmesini kapsayan bütünlüklü bir programla çalışan verem savaş dispanserlerinin büyük katkısı bulunmaktadır.” dedi.