İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlatılan 15 Temmuz kısa filmlerinin de sunulduğu programda, Sosyolog-Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Ezber Bodur tarafından, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nün sosyolojik boyutu, yeni dini hareketler ve kült cemaatler ile FETÖ’nün uluslararası istihbarat kuruluşları ile olan ilgisi hakkında bilgiler verildi.
“Mankurtlaşma” teriminin Cengiz Aytmatov’un “Gün Olur Asra Bedel” eserinde geçtiğini anımsatan Prof. Dr. Bodur, mankurtlaşan bireylerin ülke ve milletlerine ihanet ederek, dış güçlerin hizmetine girdiğini söyledi. Bodur, “Dolayısıyla 15 Temmuz, kahraman bir milletin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın feraseti ve güçlü liderliği altında hain darbe girişimine karşı mücadelenin destanıdır. Demokrasi ve Milli Birlik Günü, hain darbe girişimine karşı Türk Milletinin topyekün direnişi ve milli birliğin somut bir örneğidir. Genç beyinlerin özgürleşmesinin adıdır” diye konuştu.
“BATINİ YORUMLAMALARA DAYALI DİNİ OLUŞUMLAR TARİH BOYUNCA TEHLİKELİ SONUÇLARA YOL AÇMIŞTIR”
Batıni yorum yapan FETÖ ve benzeri dini oluşumların toplumlar için her zaman tehlikeli olduğunu dile getiren Bodur, bu yorumlamaların aşırılıklara meydana verdiğini ve çatışmaların doğmasına neden olduğunu vurguladı. Kült hareketler olarak isimlendirilen oluşumların Batı’daki örnekleri hakkında da bilgiler veren Bodur, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anaakım din ve siyasetle açık yada gizliden çatışmacı ilişkiye giren paralel dini oluşumlar her dönem tehlikeli olmuştur. Batı’da oluşan yeni dini hareketler kategorisindeki kült hareketleri birçok ülkede adli kovuşturmaya ve takibata konu olmuştur. Batılı ülkelerde aileler çocuklarının ellerinden alındığını belirterek mahkemelere müracaat etmişlerdir. Merkezi istihbarat örgütü (CIA) , Latin Amerika’da Katolik kilisesinin etkinliğini azaltmak ve onun yerine mevcut sosyo-ekonomik düzenin kararlı savunucusu görülen askeri diktatörlere sempati ile bakabilen Protestan-Evanjelist kilisesinin etkinlik sağlaması için yoğun gayrete girmiştir. Bu süreçte FETÖ’de, eski bir CIA görevlisi olan ve “Türkiye ve Arap Baharı” kitabı dahil, İslami hareketler hakkında çalışmaları olan soğuk savaş yıllarında yeşil kuşak projesiyle de bilinen Graham Fuller’in himayesinde ılımlı İslam, dinler arası diyalog etiketiyle piyasaya sürüldü. Latin Amerika’da özgürlük teolojisi (liberation theology) karşısına CIA dini gruplar tesis etmiştir. Güney kore kaynaklı Moonculuk hareketi ve FETÖ bu bağlamda kurdurulmuştur. CIA ikinci başkanı Graham Füller hain FETÖ kalkışmasından bir hafta sonra FETÖ’nün kült hareketi olmadığını ısrarla ve panikle belirten bir yazı yazmıştır.”
Bu yapılara ilgi duyma, yönelme ve katılım nedenleri hakkında da ayrıntılar veren Bodur, özellikle ebeveynlerin gençlere hassasiyetle yaklaşarak, uzak durmalarını sağlamaları gerektiğini sözlerine ekledi.
KİÜ Rektörü Prof. Dr. Sami Özgül, KİÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Adnan Küçükönder ve Prof. Dr. Nuri Kahveci, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sabri Türkmen ve akademik ve idari personelin katıldığı programda, Rektör Özgül tarafından, Prof. Dr. Hüsnü Ezber Bodur’a, çiçek ve hediye takdiminde bulunuldu.