Tarih: 31.05.2024 16:49

Türkiye Kamu Sen Kahramanmaraş İl Temsilciliği’nden Basın Açıklaması

Facebook Twitter Linked-in

Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi ; “ Kıymetli katılımcılar ve güzide basınımızın değerli üyeleri, Kamu Sen Kahramanmaraş il temsilciliği olarak, Eğitim-Bir-Sen Kahramanmaraş 2 Nolu Üniversite Şube Başkanı Doç.Dr. Veli Aba ve Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından şehrimizin güzide üniversitelerinden biri olma yolunda adımlar atan İstiklal Üniversitesi ve söz konusu üniversitede 2019 yılından bu yana görevini başarı ile yapan öğrenci işleri daire başkanı Bilal BOZKURT hakkında ellerinde hiçbir delil ve ispat olmadan tamamen iftira ve hakaret dolu isnatlarla yapılan basın açıklamasına yönelik olarak bu basın açıklamasını yapıyoruz.  
 

Haklı bir davanın mensubiyeti içinde yer alan bireyler, davalarını her zaman delil ve ispatlara dayalı olarak savunurlar. Temsilcilik hakkını kaybetmenin kendilerinde yarattığı kin ve nefret ile yapılan açıklamalar ise elbette iftira ve delilsiz isnatlardan öteye gidemez.

İstiklal'e ve Cumhur'a Kast Eden Müfteri Veli Aba'nın son günlerde yapmış olduğu basın açıklaması türünün ilk olmadığı gibi son da olmayacak garabet ve sefalet örneklerinden biridir. İstiklal Üniversitesi'nde yetkiyi kaybettikten sonra kime, hangi kuruma ve ne maksatla saldıracağını şaşıran, sosyal medya röntgenciliğine soyunarak yeni ergenler gibi kimin kiminle nerede nasıl poz verdiğini takip eden Veli Aba'ya açık çağrımızdır. 
 

İstiklal Üniversitesi Rektörü, idari birimleri ve akademik kadrosuyla Kahramanmaraş’ın yüz akı olacak Türkiye Yüzyılına öncülük edecek bir bilim mabedidir. Veli Aba'nın bu mabede fesat sokma girişimleri üniversitedeki çalışma huzurunu bozduğu gibi kurumun eğitim ve bilim önceliği kimliğine de gölge düşürmektedir. Görüyoruz ve biliyoruz ki müfsit Veli Aba, mağdur dili ve edebiyatı tedrisatını abasını önlerine serdiği ağabeylerinin sohbetlerinde pek ala tamamlamışlar ve 28 Şubat'ta mağdur olan eğitim çalışanlarının mücadelelerini maalesef ki şahsi hırs ve emellerine alet etmişlerdir.

Öğrenci İşleri Daire Başkanına yönelttiği ithamlar ve iftiralarda kantarın topuzunu kaçırması bir tarafa müptelası olduğu sosyal medyada önüne her düşen kelimeyi bir suçlama aracı olarak kullanmaya yeltenmesi acziyetinin ve bozgunculuğunun bir neticesidir. Doçent unvanına yakışmayan, akademik dilden azade, yersiz ve isnatsız suçlamalarla kendini içine düştüğü çamurdan kurtarmaya çalışan Veli Aba ve sendika yönetimini uyarıyoruz, adli mercilere başvuru yapmak dururken mağdur dili ve acındırma edebiyatı yaparak kamuoyu oluşturmak, insanların sosyal medya hesaplarındaki şahsi fotoğraflarından etiketlemeler yapmak, aslı astarı olmayan iftiralarla insanlara suç isnat etmek bizlere kalleş Fetö taktiklerini hatırlatıyor. Halep ordaysa arşın burada adliye sarayları sizler gibi müfterileri bekliyor.

2019 yılından bu yana öğrenci daire başkanlığı görevini yürüten ve görevini layığı ile ifa eden bir daire başkanının tehdit, zorbalık ve mobbing uyguladığına yönelik iftiranın, temsilcilik yetkisinin ellerinden gitmesinden sonra yapılması da bir o kadar manidar bir durumdur. Kaldı ki, şehrimizde iki adet üniversite vardır ve buralarda görev yapan daire başkanlarının çoğunluğu Eğitim Bir-sen’e üye iken, kendilerine üye olmayan bir daire başkanına iftira atmanın, insani, vicdani ve dini bakımdan da vebal olduğunu en iyi bileceklerden biri de esasında Temel İslam bilimleri alanında çalışma yapan bir akademisyen olmalıdır.

İtibar kaybı yaratma çabasına yönelik olarak yapılan basın açıklamasında “daha önceleri, yetkisi olmadığı halde Şeflik, Şube Müdürlüğü gibi kadrolara atama yaptıracağı vaadiyle üyeleri istifa ettirdiği veya gayr-ı resmi çabalarda bulunduğu” iftiraları ile devam eden Eğitim Birsen şube başkanına şunu sormak istiyoruz: Delilsiz ve ispatsız bir söylem ile ne yapmaya çalışıyorsunuz? Kimlere hizmet etmeye çabalıyorsunuz? 
 

Söz konusu üniversiteye yeni atanan akademik ve idari personele bizzat tarafınız ve ekibiniz ile ziyarette bulunarak, “sizin atanmanızda kim referans oldu? Bu üniversitede atamalarda bizim sözümüz geçiyor, görevde yükselme için bize üye olmanız gerekir” benzeri ifadelerle üye kazanmaya çalışmanıza yönelik davranışlarınız ve ziyaretlerinizden neden bahsetmiyorsunuz. Üye kaydını sildirmek isteyen çalışanlara mayıs sayımına kadar ayrılamazsınız diyen sizler değil misiniz? Basın açıklamasında yazdığınız gibi 2 yıldır öğrenci işlerinde çalışan göreviyle ilgili hiçbir sorun olmayan bir çalışana, 2 yıldır baskı yapmamış bir daire başkanı neden şimdi yapsın? Daha 1,5-2 ay önce üye yaptığınız ve iki üç gün önce işyeri temsilcisi konumuna getirdiğiniz çalışanı da bahane göstererek yaptığınız bu tutarsız açıklamanızın dahi, yetkili sendika konumunuzu kaybetmenin ardından gelmesi, bu konudaki üzüntünüzün gün yüzüne çıkmasına neden olmuştur.

Tehdit, zorbalık, baskıcı zihniyet ve inanılan bir dava gibi kelimelerle birlikte yaptığınız açıklamanın akıllara 28 Şubat baskıcı zihniyet özlemi çekenleri getirdiğini ifade ediyorsunuz. Esasında bu kelimelerle birlikte defaatle 28 Şubatı kullanmanız, bunu militanlık, despotluk, siyasi güç gibi kelimelerle de süslemeniz de AKILLARA DARBE GİRİŞİMİ YAPMAYA KALKAN VATAN HAİNİ FETO YAPILANMASINA ÖZLEM ÇEKENLERİ GETİRİYOR.

Sayın başkan, sendikalar haklı davaları savunan ve bir o kadar da belirli inanmışlıkların temsili noktasında hareket eden yapılanmalardır. O nedenle temsil ettiğiniz sendika ile karşı sendika olarak gördüğünüz ve düşmanca tavırlar sergilemekten çekinmediğiniz KAMU-SEN ve TÜRK EĞİTİM SEN yapılanmasının özünde TÜRKİYE ve VATAN SEVGİSİ yer almaktadır. Hatta söz konusu bu sendikaların çaba ve gayretleri arasında vatanın bölünmezliği ve özellikle beka için cumhur ittifakına yönelik destekler de yer aldığı herkes tarafından bilinirken, sizler tarafından mı bilinmiyor? Kaldı ki, silmiş olduğunu düşündüğümüz, eski sosyal medya paylaşımlarınızı eğer ki silmediyseniz, yapmış olduğunuz siyasi paylaşımlar açıkça görülebilecektir. İftira dolu yaptığınız bu tür açıklamalarla cumhur ittifakına yönelik bir suikast girişimi mi amaçlamaktasınız?  

Size üye olan bir çalışanınızın davasını savunduğunuzu beyan ederken, FETO yapılanması gibi sosyal medya platformlarında şov yaparak veya özel hayata saldırılar yoluyla iftira atıcı söylemlerde bulunarak açıklama yapmanızın, birlik ve beraberliği değil, kin ve nefret söylemleri ile bölücülüğe destek olmak hayretine benzeştiğini bir daha düşünmenizi tavsiye ederiz.  

Güç devşirme peşinde koşma, bunu kendine meslek edinme sevdası, zor dönemde devletin ve milletin yanında olmama gibi kelimeleri kullandığınız basın açıklamanızdaki tüm ifadeleri SİZLERE İADE EDİYORUZ. Bizlerin gerçekten yürek acısı olan, ateşler içinde yanan Gazze’yi de açıklamanıza dâhil ederek malum yapılar gibi sadece duygu sömürüsü yapmanızı, hatta Siyonist İsrail metoduyla çalışanları şahsi çıkarlarınız için birbirine düşürme iftiranızı da sizlere iade ediyoruz.  

Basın açıklamanızda kullandığınız “Despot daire başkanına soruyoruz” sorusunu biz de size soruyoruz, despotluğun kitabını yazan ve hayata geçiren başkan olarak sendikacılığı yalan ve iftira atmak olarak mı algılıyorsunuz?  

Despotluğa örnek arıyorsanız çok uzağa gitmeden, beraber sendikacılık yaptığınız arkadaşlarınızın, kamuoyuna açık bir şekilde yaptığı açıklamalara, paylaşımlarınız altına yaptıkları yorumlara bakabilirsiniz.  
 

Vatanını seven ve aziz milletine hizmet etmeyi özel hayatında dahi gayret eden bir daire başkanına karşı yaptığınız bu basın açıklamasının delilsiz ve ispatsız iftiralarla dolu olması karşısında, bizler de sonuna kadar konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.” 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —