Küçüklüğümde büyüklerim
Eshab-ı Kehf olayını anlatırken "bu yedi uyurlar Kral Dakyanustan kaçıp
mağaraya saklanmışlar, Afşin"den batıp Tarsus"tan çıkmışlar " derlerdi.
Çocukluk hali çok etkilerdi bu anlatım beni. Muhayyilemde bir sahne canlanır,
şehirlerin altından karanlık tüneller kurar, AfşinTarsus arasına gizli
geçitler döşer, yedi uyurları oradan oraya yürütürdüm. Şimdilerin fantastik
macera filmleri gibi
Büyüdükçe durumun aslında öyle olmadığını, anlatılan ve
yaşanan bu hadisenin manevi boyutunun ulviliğini idrak ettim. Geçtiğimiz
günlerde ilimiz Afşin ilçesinde başlayarak şehir merkezi Saffron Otel"de devam
eden 1.Uluslararası İnanç Turizmi ve Eshab-ı Kehf Sempozyumu vesilesiyle bu kez
yedi uyurlar Afşin"den batıp K.Maraş"tan çıktılar
Sempozyum 20 Eylül 2012
Perşembe günü sabah saatlerinde Saffron Otel"den hareketle başladı. Yol boyunca
KSÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet EYİCİL Kahramanmaraş ilinin
tarihi ve coğrafi yapısı hakkında bilgiler verdi. Keyifli bir yolculuk sonrası
Afşin ilçesi Eshab-ı Kehf Külliyesine gelindiğinde Eshab-ı Kehf Gönül Elçileri
tarafından hazırlanan bir mizansenle karşılandı konuklar. Böylece atılan ilk
adımlarla solunmaya başlandı mistik hava. Han bölümüne alınan konuklar tarihi
mekanın tarihi havasında dinlediler konuşmacıları.
Açılış konuşmasını yapan
Kahramanmaraş Valisi Şükrü KOCATEPE sempozyumun düzenlenmesindeki amaca, Afşin
Belediye Başkanı Fazıl AYDOĞAN bu sempozyumun Afşin ilçesinin tanıtımı açısından
önemine dikkatleri çekerken İl Kültür ve Turizm Müdürü Seydihan KÜÇÜKDAĞLI da
Eshab-ı Kehf kıssasına açıklık getiren bir konuşma yaptı: "Eshab-ı Kehf kıssası
hem İslam`da hem de semavi dinlerde bilinen bir hikayedir. Eshab-ı Kehf,
Kur`an-ı Kerim`de ve dini literatürde yeniden dirilme inancının delilleri
arasında gösterilir. Kur`an-ı Kerim`de Kehf suresinde Eshab-ı Kehf`ten
bahsedilmekte ve mağara arkadaşlarının hikayesi anlatılmaktadır. Hikaye henüz
Müslümanlık yokken yaşanmasına rağmen, Kur`an-ı Kerim`de yer almıştır. Bu
mucizevi hikayenin ve kahramanlarının kutsallığı ve saygınlığı nedeniyle
Eshab-ı Kehf`in semavi dinleri bir araya getiren özel bir önemi de vardır.
Tarih boyunca insanlık tarafından yaygın olarak bilinen Eshab-ı Kehf kıssası
bugün de nesilden nesile anlatılmak ve yaşatılmak suretiyle güncelliğini
korumaktadır. Hikâye ye göre tam 309 yıl boyunca mağarada uykuya dalan mağara
arkadaşları inanç, erdem ve iyiliğin sembolü olarak yüzyıllar boyu dilden dile,
gönülden gönüle taşınmıştır."
Sempozyumun ilk gününde bazı
akademisyenlerimizin de yaptıkları konuşmaların ardından külliye içerisinde
düzenlenen, Afşin"e ait ve içerisinde şehrimizin değerli fotoğraf sanatçısı
Arif AVİZE"nin deklanşöründen süzülen fotoğraflarının da yer aldığı fotoğraf sergisi
gezildi. Serginin akabinde, yurtiçi ve yurt dışından gelen fikir insanlarının
da bulunduğu konuklara ribat kısmından giriş yapılarak Eshab-ı Kehf Mağarası ve
Mağara Mescidi tanıtıldı. Ribat önünde çekilen toplu fotoğrafla Eshab-ı Kehf"e
veda edilerek öğle yemeği için hazırlanan mekana geçildi. Göl manzarası
eşliğinde tüm konuklara eş zamanlı yapılan ve en ufak bir aksaklık olmadan
sunulan ikramların ardından bölge açısından stratejik önem arz eden K.Maraş
Afşin- Elbistan Termik Santrali gezisi için yola revan olundu. Eshab-ı Kehf
Külliyesindeki naif karşılama ve konuk ağırlama durumu bu kez termik santrali
çalışanlarına devredildi. Kısa bir sunum ile santral tanıtıldıktan sonra
katılımcılardan gelen sorulara açıklık getirilip, arzu eden konuklar santrali
gezmeye davet edildi. Santral gezisinin akabinde misafirperver çalışanların
hazırladığı, kıymetli akademisyenlerimizle yapılacak sohbetlere mekan oluşturan
(ki ben Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi üyesi Prof.Dr. Fuzuli BAYAT hocamın
derin bilgilerinden bu sohbetler sayesinde istifade ettim. Ne kadar donanımlı
bir insan olduğunu, satır aralarındaki manaların derinliğini, insanı soluksuz
dinlemeye sevk eden anlatım dili sayesinde bir yudum çayın nasıl paha biçilmez
bir boyuta geldiğini yaşayarak tecrübe ettim) yem yeşil bahçelerinde, huzurlu
bir gün batımı sefasından sonra yolculuğumuzun istikameti bu kez Kahramanmaraş
oldu
İki gün süreyle Saffron
Otel"in iki ayrı salonunda, on beş profesör, on beş doçent ve yirmi yardımcı
doçent tarafından toplam kırk sekiz bildirinin sunumu yapıldı. Birbirinden
kıymetli akademisyenlerimizin birbirinden özel sunumları esnasında Eshab-ı
Kehf"in esas yerinin Afşin olduğuna kanat getirdiklerini belirtmeleri
sempozyumun amacına hizmet ettiğinin de bir göstergesi oldu.
Sempozyum süresince ara sıra
tansiyon yükselse de çoğu zaman çarpıcı noktaların ele alındı sunumlarda;
Kilis 7 Aralık Üniversitesi,
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sadettin Paksoy,
"Eğer Hristiyan dünyası için Efes`i bir hac merkezi olarak kabul
ettirebilirsek bizim cari açık diye bir sıkıntımız kalmaz " derken,
Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Üyesi Prof. Dr. Fuzuli BAYAT Eshab-ı Kehf`in
dünya genelinde birlik ve beraberliğe vesile olan önemini vurgulayarak, Eshab-ı
Kehf olayının İslam`dan önceki eski Türk inançları bağlamında değerini
koruduğunu ve bu inanç sisteminin insanların hoşgörü, birlik ve beraberliğine
vesile olduğunu sözlerine ekledi. Oturum başkanlığı yapan Tokat Üniversitesi
Öğretim Üyesi Prof.Dr. Münir ATALAR sempozyumdaki katılıma nazire yapanlar için
renkli ve samimi kişiliği ile üstad Necip Fazıl KISAKÜREK"in bir şiirinden alıntı
yaparak cevap verdi:
"Olmasın öldüğümde, çelengim,
top arabam,
alıp beni götürsün, tam inanmış dört adam
"
Şehir gezileri, sazlı sözlü
akşam yemekleri ve birbirinden değerli katılımcıların ayrı ayrı yeteneklerinin
sergilendiği; şiirlerin okunduğu, şarkıların söylendiği, fıkraların dost
yüzlerin gamze çukurlarına biriken kahkahalara dönüştüğü veda gecesiyle
sempozyuma son verildi.
İnanç turizmi denilince ve
uluslararası boyutu düşünülünce ülkemiz için akla gelebilecek yer ya da bu
niyetle yola çıkıldığında adres gösterilebilecek ilk yer, ilk başlangıç noktası
bana göre Hz. Mevlana hazretlerinin türbesinin bulunduğu Konya ilidir. Kuvvetle
muhtemeldir ki bundan sonraki uluslararası inanç turizminin de adresi orası
olacaktır. Fakat ne onur vericidir ki hepsi birbirinden kıymetli isimlerden
oluşan düzenleme kurulu üyeleri sayesinde bu uluslararası sempozyumun ilk çıkış
noktası şehrimizin Afşin ilçesi olmuş, Eshab-ı Kehf kıymetli katılımcılarımıza
kucak açmış, şehrimiz ise bu güzel organizasyona ev sahipliği yapmıştır.
Bu ev sahipliğinin en güzel
şekilde geçmesini sağlayan başta ilimiz Valisi Şükrü KOCATEPE"ye, sıcakkanlı,
güler yüzlü hoşsohbet Vali Yardımcımız Ahmet Turgay İMAMGİLLER"e, bu
sempozyumun Afşin ayağını oluşturan Afşin"e atandığı günden bu yana pek çok
başarılı çalışmaya imza atan, sempozyum süresince zaman zaman yakından tanıma
fırsatına da nail olduğum ve tanımaktan onur duyduğum çalışkanlığı kadar
mütevazı bir kişiliğe de sahip olan kıymetli Afşin Kaymakamımız Faik ARICAN"a,
kamuya hizmet eden insanların vazifelerini yerine getirirken kamu ile iç içe
olmaları arzu edilen bir durumdur. Bu sebeple kendi makam aracı yerine sempozyum
katılımcılarının bulunduğu otobüste yolculuk yapmayı tercih eden kıymetli Afşin
Belediye Başkanımız Fazlı AYDOĞAN"a, sempozyum süresince sağladığı
koordinasyonlarla sempozyumun nabzını tutan, her zaman olduğu gibi bu görevini
de bıkmadan usanmadan zevkle, şevkle ve titizlikle yerine getiren ve bundan
ötürü katılımcılara "bir şehrin kültür müdürü tam da böyle olmalı" cümlesini
kurdurtan, göreve geldiği günden bu yana duruşundan, çalışma azminden ödün
vermeden, kırılsa da, gücense de kırmadan incitmeden, nezaketine naifliğini
perçem yapıp güler yüzünü hiçbir zaman soldurmadan, iyiyi, doğruyu, güzeli,
hedef bilip bunlar için atılacak adımları erdem sayan, sırtına yüklenen
sorumlulukları Seyit Ali Onbaşı edasıyla taşıyan, ilimizin şansı, kültür
elçimiz ve kıymetli hocam Seydihan KÜÇÜKDAĞLI"ya, yakından tanıma fırsatı
bulduğum hocaların hocası Cemal NAR hocamıza, değerlerine sahip çıkan Afşin
halkına, mizansenlerinden, sıcak ilgilerinden ve mescit içerisinde şahsıma
verdikleri engin bilgilerden dolayı; bu yola gönüllerini koyan Eshab-ı Kehf
Gönül Elçileri"ne, kolonya, şeker ve çay ikramlarını gerçekleştiren zarif
öğrencilerimize, Saffron otel, Kocabaş Konağı, Sezalar ve Kervanhan
çalışanlarına, fotoğraf sanatçılarımıza, kısacası bu faaliyetin gerçekleşmesi için
gönlünü, maddi manevi varlığını ortaya koyan büyük küçük herkese, önce şahsım
sonrasında da şehrim adına teşekkürlerimi sunarken bir temennide bulunmak
istiyorum: Kuran-ı Kerim Kehf suresi 30. ayeti şöyle der;
"Gerçek şu ki, iman edip iyi
işler yapanlara gelince, elbette biz iyi iş yapanların ecrini zayi
etmeyiz" bu sempozyumda da iyi işler
yaptılar insanlar ve dilerim ayette de yer aldığı üzere emeği geçen herkesin
ecri zayi olmasın...