30 Martta yapılacak yerel
yönetimler seçimi öncesinde Ahmet Haşim"in
"O Belde" şiiri aklıma takıldı. Ahmet Haşim edebiyatımızda
186019011908 dönemlerini kapsayan Servet-i Fünun, Fecr-i Ati dönemi
şairlerindendir. Fizik olarak, kocaman kafalı, yüzünün bir tarafı boydan boya
şark çıbanı izli, Arap asıllı bir şairimizdir. Arap Haşim diye de anılmıştır.
Bu dönemin yazar ve şairleri
baskıcı rejimden dolayı sosyal konulara değinememişler, Batı edebiyat akımlarından
romantizmin ve sembolizmin etkisinde kalmışlardır. Sanat için sanat anlayışıyla
hareket etmişlerdir. Onlara göre şiirler anlaşılmak için değil, hissetmek için
yazılmalıdır. "Şiirde mana aramak, bülbülü eti için yemek gibi bir şeydir." Kendilerini
sosyal hayattan soyutlamış, hayal ettikleri bir dünyaya özlem duymuşlardır. Bu
dünya için:""Bunefy ü hicre, müebbed bu yerde mahkûmuz."" Diyerek, dünyayı
ebediyyen yaşamaya mahkûm edildikleri sürgün hayatı olarak görmüşlerdir.
Fec-i Aticiler; sosyal hayatın,
baskıcı rejimin kendilerini bunalttığını görerek ütopik hayata sığınmışlardır.
Biz Kahramanmaraşlılar da 25 yılın monotonluğunu, tek düzeliğini, hak ettiğimizi
alamamanın ezikliği içinde, şehircilik adına Fecr-i Aticiler gibi hayal
ettiğimiz belediyeciliğe sığındık.
"At sahibine göre eşer""atasözümüzde
olduğu gibi aşağıda meziyetlerini sayacağım bir belediye başkanının özlemini
çekiyoruz. Hangi partinin adayı olursa olsun, sonunda tüm Kahramanmaraş"ı
kucaklamalıdır. İcraatlarında, kararlarında; tarafsız, objektif, hakkı teslim eden,
rahatına kıyabilen biri olmalıdır. Geleneksel, yaşayışa uyumlu, empati
yapabilen, mütevazı biri olmalıdır. Gerektiğini, gerekse felsefi inanç yönünden
farklı insanlar olabileceğini hesaba katmalı ve her düşünceye saygılı
olmalıdır. Her türlü yeniliğe açık ufku geniş biri olmalı, kadrosunu kurarken
bu temel felsefeye bağlı kalmalıdır. Eş, dost, akraba, tanıdık, bildik, fakir, zengin,
saygın insan, sıradan insan ayrımı yapmamalı, herkese aynı mesafede olmalıdır.
Küçük hesaplarla uğraşmamalı, toplumun çıkarlarını, bütün çıkarların üstünde tutmalıdır.
Ailesinin, akrabalarının özel yaşamını denetim altında tutmalı, nüfuz kullanımına,
istismara izin vermemelidir. Giyiminde, yaşamında toplum üstü bir görünüm
sergilememeli mütevazı olmayı yeğlemelidir. Bir lobinin, bir elitin adamı olmamalı,
kimseye bir diyet borcu olmamalıdır. İstişareyi, meşvereti, fikir teatilerini
önemsemeli, bunlara sık sık başvurmalıdır. Lüks ve israftan kaçınmalı, millet
malının yetim malı olduğu bilincini taşımalıdır. Müterettit, kararsız, verdiği
sözün eri olmayan bir kişi profili taşımamalıdır. Makamın, mansıbın bir emanet
olduğu haletini taşımalıdır. "Halka hizmetin Hakka hizmet" olduğu inancını taşımalıdır.
Siyasetin dünyalık için bir meslek olduğu inancını taşımamalıdır. Kent
imarında; her çitine gönye pergel dokundurulan, kamu yararını gözeten, insan mağduriyetine
meydan vermeyen uygulamalara özen göstermelidir. İmar üzerinde, rantiyecilere,
spekülatörlere fırsat vermemelidir. Özellikle kent imar planında, fırsatçıların
kurum içi birimlerle paslaşmalarına meydan vermeyen önlemler almalıdır.
İhalelerde kamunun ve devletin hukukunu korumada en üst düzeyde duyarlılık göstermelidir.
Gösterişten, alâyişten uzak gerçek ihtiyaç sahiplerinin korunup kollanmasına
özen göstermelidir. Sosyal belediyecilik adına mevcut imkânların üzerine yeni
hizmetler eklemelidir. Varlık sebebimiz, cumhuriyetin ve demokrasinin korunup,
kollanmasına azami özen göstermelidir. Tarihimizle geçmişimizle barışık olmalaıdır.
Kindar, garaz güdücü olmamalıdır. Bağışlayıcı ve hoş görür olmalıdır. Feragat
ve fedakârlıkta ön planda, hakların paylaşımında en arkada olmalıdır.
HizmetteHz. Ömer emsali insanları kendine idol olarak seçmelidir. Liderlik formasyonu
ve temsil kabiliyeti olmalıdır
İşte bizim hayal dünyamızda
var ettiğimiz belediyemizin başındaki insanda bu meziyetler olmalı. O zaman mutlu
ve esenlik içinde yaşayan bir beldenin sakini olacağız. Yukarıda sayıp
döktüğümüz meziyetlerin hangi aday üzerine tecessüm ettiğine bakınca, bilim
adamı kimliğiyle, bu koşulları taşıyan kişi olarak Tahir Akgemci hocayı görüyoruz.
Mustafa Poyraz"ın birikimlerinden sonra, Kahramanmaraş"ı ecemi, bir ele teslim
edip de yaz-boz tahtasına çevirmeyelim. Güdülen, vesayetçi bir başkanın bu
kente vereceği bir şey olamaz. Çünkü o hep buyruk almaya alışkındır, inisiyatif
kullanıp kendini riske edemez. O zaman da hizmet olmaz. Modern şehircilik adına,
Tahir Hoca"nın projeleri, bu kente yeni bir vizyon ve kimlik kazandıracak,
marka şehir olacaktır.
Bu seçim, genel bir seçim değildir.
Parti taassubu ile hareket edilmemelidir. Bir isim üzerinde yoğunlaşarak aklın ve
sağduyunun emrettiği yola gidilmelidir.