Sevgili Okuyucular, Ana
sınıfına giden bir yavrumuzun akşam eve gelince babasına ilk sorusu şu olmuş: "
Baba, sen Allah"tan korkar mısın? Baba: " Evet oğlum, korkarım, " diye cevap
vermiş. Bu sefer çocuk: " Baba, Allah öcü mü ki korkuyorsun? Diye sormuş. Baba,
hayır çocuğum, Allah hepimizi yarattı ve bizlere her türlü güzellikleri verdi.
O bizi çok seviyor. Biz de onu çok seviyoruz" demiş. Bu sefer çocuk: " Peki
öyleyse, Allah kullarını cehennemde yakar mı? Baba, çocuğun soruları karşısında
ikna edici cevap veremediği için mahcubiyet duymuş ve en iyisi oğlum, bunu
dedene soralım demiş. Konu bana intikal etti. Henüz sorguya çekilmedim. Benim
bu yazımda paylaşmak istediğim şudur: Anasınıfına giden çocuklara varıncaya
kadar korku psikolojisini öne çıkaranlar, çocuklara cehennem sahnesini
anlatarak eğitim ve öğretimde başarılı olduklarını sananlar çocukların
gelişiminde, yaşama gücü buluşlarında büyük bir engel teşkil etmektedirler.
Çocuklara anlamadıkları sözcüklerle söz edenlerin eğitime verecekleri bir şey
olduğu kanaatinde değilim. Daha ana sınıfına giden bir çocuğa hocası tarafından
Allahtan korkma telkin ediliyorsa, bütün korkunçluğuyla uzun uzadıya cehennem
tasvirleri yapılıyorsa, doğrusu bu manzara hem üzüntü vericidir hem de çocuğun
gelişiminde olumsuz sonuçlar doğuracaktır.
Bir kere şunun iyi bilinmesi
gerekir: Öğretmen çocuğun, çocukluk dünyasının en huzurlu hayalini korkuyla,
ateşle, cehennemle karatmamalıdır. Dini korkuyla değil sevgiyle anlatmalıdır.
Hem ümitsizliğe, korkuya, heyecana, karışıklığa giden yolda en büyük
kurtarıcımız iman dediğimiz şey güzelliğin, sevginin kendisi değil mi? Her
zaman dilimizden düşürmediğimiz "Besmelenin" anlamı: " Sonsuz sevgi ve sonsuz
merhametin kaynağı olan Allah adıyla başlarım" değil mi? İçte ve dışta,
yaptıklarımızda, düşüncemizde, varlığımızda çelişki varsa onlardan ancak Allah
sevgisi ile arınmaz mıyız? Onun için de insan Yüce Allah"ı, Allah sevgisini
kendi içinde duymalıdır. Bu da ancak tüm kavramlardan, tüm korkulardan özgür
olmakla mümkün olabilir. Bunun içindir ki dinler mutlak anlamda insana güven, kuşkudan
uzak bir sevgi, bir ümit verir.
Öğretmen cehennem azabının
korkunç ve azgın halini ve cehennemliklerin çektikleri işkenceleri anlatarak,
insanlara korkular salmamalıdır. Öğretmen kutsallık adına anlattığı kavramları
seçerken çok dikkatli olmalıdır. Gerilim ve korku yaratacak kavramlardan
sakınmalıdır. Daha küçük yaştaki çocukların kafasına sokulan Cehennem korkusu
ve azap telkinleri ise onların ruhlarını germekte, onların yüzündeki tebessümü
bertaraf etmektedir. Cennet ödülü ya da cehennem cezası mı insanları
olgunlaştıracak yoksa Yaratana karşı, aileye karşı, insanlığa karşı, doğaya
karşı sorumluyuz duygusu mu?