Başı kesilen Amerikalı gazeteci James Foley"den sonra, rehin tutulan Musul Başkonsolosumuz ve çalışanlarının durumu kritikleşmişti. Dünyanın en güçlü istihbaratına sahip ABD, rehinelerini kurtarmak adına, terör örgütüne bir şey yapamamış, rehine tüm dünyanın gözü önünde hunharca öldürülmüştü.
19 Eylülde düğmeye basıldığı
söylenen operasyon ile ilgili çok az bilgiler mevcut. Bunların, bilinmesinde
herhangi bir mahsur olmayanları, zaman zaman halka duyurulacaktır. Dünya
güçleri arasında, soğuk savaşı anımsatan, acımasız bir rekabetin yaşandığı, bu
tür hayati operasyonlarda ortaya çıkmaktadır. Türkiye, Dünyaya örnek bu
operasyonunun başarısıyla ilgili birkaç madde açıklamıştır. Bunlardan en başta
saydığı ilke" gizlilik" olanıdır. Bildiğimiz gibi PKK ile mücadele, zaman
zaman, insansız hava araçlarından ve Türk olmayan istihbari kaynaklardan alınan
bilgilerle yapılmış ve gördüğümüz kadarıyla küçüleceğine büyümüştü. Deyim
yerindeyse tavşan kaç tazı tut misali, dış kaynaklardan alınan bilgi, birine
kaç derken öbürüne tut diyor. Ve ne güzel ikisinden de aferin alıyor. Uzun
yıllar tuttuğumuz yol, gücü olmayanın iradesi de olmuyor, neticesini veriyordu.
Ancak, ve ancak, ülke ne zaman güçlendi, kuvvetlendi, kendine güveni geldi, o
zaman takke düştü kel göründü, oldu. Olaylara bakışımız ve çözüm yolları
değişti.
Tekrar kurtarma operasyonuna
dönersek, burada iki önemli tespitimiz var.
a) Türkiye Özgürleşiyor.
b) Türkiye Özgünleşiyor.
Herkesten ve her şeyden gizli
yapıldığı söylenen operasyonun CİA, M16 ve MOSAD"dan yardım alınmadığı,
Musul-Suriye arasındaki
Devletimizi ve Milletimizi kutluyor,
Özgürlüğüne kavuşan vatandaşlarımıza geçmiş olsun, hoş geldiniz, diyoruz.