Mekke"nin Fethi (h.8/m.630) (1.ocak)
Mekkeliler Hudeybiye antlaşmasını bozdular. Peygamberimiz kendilerine haber göndererek antlaşma şartlarına uymalarını istedi. Mekkeliler anlaşma şartlarına uymamakta ısrar ettiler. Yapılan görüşmelerden de sonuç alınamayınca peygamberimiz (s.a.v) Mekke"yi fethetmeye karar verdi. On bin (10.000) kişilik bir ordu hazırlayarak hicretin sekizinci yılı ramazan ayında Mekke üzerine yürüdü.
Mekkelilerin Müslümanlara
karşı koyacak güçleri yoktu. İslam ordusu dört koldan Mekke"ye girdi. Peygamber
efendimiz Mekke"nin kan dökülmeden alınmasını istiyordu. Bunun için askerlere
şöyle dedi: Kesinlikle kan dökmeyin, silahlı çatışmaya girmeyin. Dediği gibi de
oldu. Mekke kan dökülmeden fetholdu. Peygamberimiz (s.a.v.) Harem-i Şerife girerek
Kabe"yi putlardan temizletti. Orada toplanan insanlara önemli bir hutbe irad
etti. Peygamberimiz bu hutbesinde: Allah"ın birliği, insanların eşit olduğunu,
geçmişteki kan davalarının kaldırıldığını anlattıktan sonra şu manadaki ayeti
okudu: Ey insanlar! Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık, tanışasınız
diye sizi milletlere, kabilelere ayırdık. Sizin Allah katında en şerefliniz,
Ondan en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah bilir ve işitir. (Hucurat Suresi,
Ayet:13)
Bu sözleri dinleyen Mekkeliler
vaktiyle peygamberimizi öldürmeye kalkışmışlar, ilk Müslümanlara dayanılmaz
eziyetlerde bulunmuşlar, İslam"ın nurunu söndürmek için ellerinden geleni
yapmışlardı. Şimdi boyunlarını bükmüşler, haklarında verilecek kararı
bekliyorlardı.
Peygamberimiz (s.a.v.)
kendilerine sordu: Ey Kureyş Topluluğu! Hakkınızda ne yapacağımı sanıyorsunuz.
-Sen asil, şerefli bir
kardeşsin, dediler. Peygamberimiz (s.a.v.) burada da büyüklüğünü gösterdi. Bugün sizi kınamak
yok, hepiniz serbestsiniz. buyurdu. Ve hepsini affetti.
Mekke"yi fetheden büyük
peygamber, engin merhameti ve bağışlayıcılığı ile de gönülleri fethetti.
İnsanlığa en güzel ahlak ve fazilet dersi verdi. Mekke"nin fethedildiği gün
öğle ezanını, Hz. Bilal-i Habeşi Kabe"nin damına çıkarak okudu. Namaz
kılındıktan sonra peygamberimiz safa tepesine çıktı. Yeni Müslüman olanlarda
orada toplandılar. Erkekler ve kadınlar biat ettiler.(Yani peygambere itaat
edeceklerine söz verdiler.)
İşte Müslümanlar azken
çoğalmışlar, zayıfken kuvvetlenmişler, dün onları Mekke"den çıkaranlar bugün
onları, yenilmiş ve boyun eğmiş olarak karşılıyorlardı. Mekke halkı bölük bölük
Müslümanlığa giriyor. İşkenceye uğrayan Bilal, Kabe" de Allah-u Ekber diye
haykırıyor. İslam için yapılan fedakarlıklar meyvesini veriyor. Müslümanlar
izzet ve güç buluyordu.