İslam"dan önce Arabistan"da yaşamış, İyad Kabilesi"nden olan Kuss b.Sâide, Arap dili ve edebiyatını çok iyi bilen, hitabet ve şiirde usta olan bir kimsedir. Peygamberimizin bi"setinden yani peygamber olarak görevlendirilişinden yaklaşık on yıl önce miladi 600 yılında vefat etmiştir. Onun Ukaz panayırında devesinin üzerinde okuduğu dillere desten ve peygamberimizin geleceğini haber veren hutbesini aşağıya sunuyorum.
"Ey İnsanlar! Geliniz,
dinleyiniz, öğreniniz ve ibret alınız. Her yaşayan ölür, ölen fena bulur.
Olacak her şey olur. Yağmur yağar, otlar biter, çocuklar doğar büyür analarının
babalarının yerini tutar. Sonra hepsi yok olur gider. Olayların ardı arası
kesilmez. Birbirini takip eder. Kulak veriniz. Dikkat ediniz, iyi dinleyiniz.
Gökte haber, yerde ibret alınacak çok şey var. Yeryüzü bir sarayın döşemesi,
gökyüzü yüksek bir tavan. Yıldızlar yürü, denizler duru, gelen kalmaz, giden
gelmez. Acaba vardıkları yerden memnun olup ta mı kalıyorlar? Yoksa orada
bırakılıp uykuya mı dalıyorlar?
Yemin ederim Allah"ın bir dini
vardır ki, şimdi bulunduğunuz dinden daha sevgilidir ve Allah2ın gelecek bir
peygamberi vardır ki, gelmesi pek yakındır. Gölgesi başımızın üstüne geldi. Ne
mutlu. O kimseye ki, O"na inanacak, o da doğru yolu gösterecek. Ne yazık o
talihsize ki, O"na isyan edecek ve karşı gelecek. Yazıklar olsun ömrü gafletle
geçen ümmetlere.
Ey İyad topluluğu! Hani
babalarınız ve dedeleriniz; hani süslü köşkler, taştan konforlu evler yapan Ad
ve Semûd milleti. Hani dünyevi varlığına aldanıp da başında bulunduğu
milletine; "Ben sizin en büyük Rabbiniz değimliyim?" diyen Firavun ile Nemrût?
Onlar zenginlik ve kuvvet bakımından sizden daha fazla değiller miydi? Bu
toprak onları da değirmeninde öğütüp toz etti. Yedi bitirdi. Kemikleri bile
çürüyüp dağıldı. Evleri yıkıldı ıssız kaldı. Yerlerini yurtlarını köpekler
şenlendiriyor. Sakın onlar gibi gaflete düşmeyin. Onların yolundan gitmeyin.
Her şey geçicidir, kalan yalnızca Cenab-ı Hakk"tır, ki birdir, eşi ve benzeri
yoktur. Tapılmaya layık olan ancak O"dur Doğmamış ve doğurmamıştır.
Evvelce gelip geçenlerden
bizim ibret alacağımız şeyler çoktur. Ölüm ırmağının giriş yerleri çok ama
çıkış, yoktur. Büyük-küçük hep göçüp gidiyor. Giden geri gelmiyor. İyice
inandım ki, herkese olan bana da olacaktır. (Kısâs-ı Enbiyâ)
UKAZ ÇARŞISI
Mekke"de bir çarşı ukaz
çarşısı;
Çarşı ki nereden baksan
kaışısı
Şehri haleleyen büyük panayır
Sade alım satı yeri mi,
hayır!
Orada en zengin alış veriş söz
Üstünde ruh tüter dalga dalga
öz
Düşünce merkezi şiir meydanı
Sanki bir kürsüde dil
buhurdanı
Püskürtür her yana bir şeffaf
buğu;
En gizli mananın çatlar
kabuğu.
Cennet dili, gökler gibi bir
lisan
Bir mucize bekler gibi bir
lisan
İşte bu meydan da bakın ne
cilve:
Orta yerde kızıl tüylü bir
deve;
Deve de bir yaşlı adam,
süvari;
Hikmet besliyor evli ya vari:
"girilir bir surdur ölüm
çıkılmaz!
Bana bir şey göster çökmez
yıkılmaz!
Bir din var ki üstün Allah in
dinde;
Geçmez zaman batmaz güneş bu
dinde
Bir de Rasulü var, Hakkın
gelecek
O"ndadır pörsümez güzel ve
gerçek
Keşke ümmetinden olabilseydim!
Ne çare kagımd ecel baş eğdim!
Yazık!.. Bilmiyor ki bunları
diyen:
İnsanlar içinde onu dinleyen,
Bahsettiği Rasul
bulunmaktadır.
Neylesin ki henüz
basamamaktadır.
"O"nu sevin, diyor; O"na
güvenin!"
Süvarisi, kızıl tüylü devenin
N.F.K.