Günlük hayatta sıklıkla karşılaşabileceğimiz bir terim. Kimileri iç içe bu kavramla, kimilerinin ise varlığından haberi yok…

Estetik kelimesini duyduğumuz zaman aklımıza ilk olarak haz alabileceğimiz bir görüntü gelir. Estetiğin duyusal varlığını saptayabiliriz bu cümleyle. Estetiğin, bilim dalı haline gelmesini sağlayan insan, yaşamını sürdürdüğü bu dünyada, eksik düşünmesiyle bu kavramı sınırlandırmakta ve dar hücreler içerisine hapsetmektedir.

Estetik duyusal bir bilimdir. Varlığını duyu ve algı mekanizmasına borçludur. Ancak dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biriside, estetiğin yalnızca güzellikle sınırlandırılması ve anlamlandırılmasıdır. Çirkin diye anlamlandırdığımız şeyler de aslında estetiktir. Haz almadığımız ve itici bulduğumuz görüntüler. Her madde, her vücuda getirilen eser, her yaratılan kendi içerisinde bir bütünlük sağlayarak estetiğin varlığını ortaya koymaktadır. Güzellik ve çirkinlik bize (insana) göre kavramlardır.

Estetik kelimesi yalnızca maddi olarak değil, manevi olarak da anlaşılmalıdır, ele alınmalıdır.

O, YEDİ GÖĞÜ, BİRBİRİ ÜZERİNE YARATTI. RAHMÂN"IN YARATMASINDA BİR AYKIRILIK, BİR UYGUNSUZLUK GÖREMEZSİN. GÖZÜNÜ DÖNDÜR DE BAK, BİR BOZUKLUK GÖRÜYOR MUSUN.

Mülk Suresi 3. Ayet meali

Estetiği mânevi olarak da tefekkür edilmesi bize oldukça fayda sağlayacaktır.

(Estetiği barındıran birçok ayet vardır, biz sadece bir tanesini örnek verdik.)