İnsanlar yazılı olmayan anlaşmalarında birbirlerine olan
güvenleri artsın diye "Erkek sözü!" ifadesini kullanıyorlar. Neden "Kadın
sözü!" değil de "Erkek sözü!" diye irdeleyince şu sonuçları elde ettim.
Dünya"nın hemen hemen her yerinde toplumlar ataerkil olarak
şekilleniyor. Erkek, sadece eşi veya eş adayları arasında değil kendi kız
kardeşleri, kuzenleri arasında da etken (Bir şeyin yapılmasına karar veren)
şeklinde tanımlanıyor. Kadın ise erkeğe uyum sağlar nitelikte edilgen (Yapılan
bir şeye razı olan) olarak şekillenmiş. Bu, zorbalıkla gerçekleşmemiştir diye
düşünüyorum. Tanıdığım birçok kadın edilgen olmaya hepten gönüllü.
ERKEK ETKEN, KADIN
EDİLGEN OLUNCA
Erkek, ileri bir tarih için plan yaparken "Şu gün, şu saatte,
şu yerde buluşalım, erkek sözü!" dediğinde, o güne yaklaşırken daha önemli işleri
çıksa bile erteleyip "Söz vermiştim arkadaşımla buluşacağım" dediğinde akarsular
duruyor. Ertelediği arkadaşları da "Adam söz vermiş, gitsin bari" diyerek
kırılmıyorlar.
KADININ EDİLGEN
OLDUĞU GÜNÜMÜZDE
Kadının ne zaman, nerede, ne yapacağına erkek karar verdiği
için, ileri bir tarih için plan yaparken, "Şu gün, şu saatte, şu yerde
buluşalım" dese bile, o güne yaklaşırken erkek arkadaşı, eşi, babası, abisi,
kardeşi veya hayatındaki herhangi bir erkek. "O gün şöyle bir etkinlik
yapacağız, sen bize lazımsın" dediğinde "Ama söz vermiştim" dese bile edilgen
olması yüzünden hayatındaki erkeklerin etkinliğine katılmak zorunda kalıyor.
Dolayısıyla kadın verdiği sözü hayatındaki etkenlerin
(erkeklerin) insafları doğrultusunda gerçekleştirebiliyor. "Söz vermiştim
gitmezsem kadınlığıma leke sürülür!" diye tersleyip sözünde durma gücünü
kendinde bulamıyor. Ataerkil toplumlarda kadının kadınlığına ne zaman leke
sürüleceğine ancak bir erkek karar verir.