Dulkadirli beylerinden Şahsuvaroğlu Ali Bey"in trajik sonunu anlatan bu romanın yazarı, hemşerimiz Mehmet Işık"tır. Kitap 2017 yılında Noya Medya tarafından basılmış olup Yaşar Alparslan"ın gayretleri kitabı okuyucularla buluşturmuştur.
Yazar, sanırım ilk tarihi romanını yazmıştır. Romanın ismi biraz uzuncadır: "Şahsuvaroğlu Ali Bey, Bab-üz Züveyle"de İntikam."
Bu tür uzun isimler okuyucu açısından cazibeli bulunmamaktadır. Romanın kapağı ve adı roman isminden çok tarih kitabını çağrıştırmaktadır. Yaşar Alparslan"ın, bilindiği gibi, hem kendisi hem de yardımcı olduğu yazarlar Maraş"ın örtülü kalmış tarihini, edebiyatını açığa çıkaran onlarca kitaba imza atmış olduklarından, Yaşar Alparslan"ın imzasını görenler o eserin roman olduğunu bilemez, tarihi gerçekleri açığa çıkarıp raflarımıza yerleştireceğimiz bir kitap olarak görürler. Bu açıdan romanın kapağına "tarihi roman" yazılsaydı daha iyi olacaktı.
Mehmet Işık bu romanında sanırım biraz acele etmiş ve noktalama hatalarını henüz düzetmeye fırsat bulamadan baskıya vermiş. Roman boyunca noktalama hatalarını görmekteyiz. Beni bağışlasın ama "Ahmet de geldi" yerine, "Ahmetde geldi"; veya bunu tersi, " Mendil Ayşe"de kaldı" demeye "Mendil Ayşe de kaldı" şeklinde yazmakta, okumamızı zorlaştırmaktadır. Ben de dâhil, yazarlarımızın pek çoğu edebiyat tahsil etmemiş insanlardan oluşmaktadır. Ortaokulda, lisede ne kadar öğrendikse bildiklerimiz onlarla sınırlıdır. Ben de hatasız değildim ama sadece askerde on bin sayfanın üzerinde kitap okuyarak eksiklerimi gidermeye çalıştım. Şimdi bile Türk Dil Kurumu"nun Yazım Kılavuzu elimin altında durmakta, tereddüt ettiğim yerlere açıp bakmaktayım. Biraz daha dikkat Yazarımız beni bağışlasın ama yazılarımızdaki bu tür aksaklıkları okuyucularımız doğru kabul ederlerse vebal altında kalmış oluruz, değil mi?
Yazarın "Son Türkmen" romanının yayımlandığını internette gördüm, umarım bu defa tashihini iyi yapmıştır.
Mehmet Işık romanında, Şahsuvaroğlu Ali Bey"in hazin sonunu anlatmaktadır. Esas konu budur. Ama Ali Bey"i tam bir kahraman olarak yansıtmaz. Mesela Nurettin Karacabey çok daha fazla öne çıkar. Hattâ okuyucu, elli sayfa boyunca onun esas kahraman olduğu kanısına varır. Burada bir eksiklik bulunmaktadır. Hâlbuki Şahsuvaroğlu Ali Bey romanın iskeletini oluşturan bir kahraman olduğundan çok daha iyi işlenmeliydi. İşlenmeye de müsait bir kahramandı.
Diğer taraftan tasvirler çok güzel yapılmış, Maraş ön plana çıkarılmıştır. Evlerimiz, konaklarımız, yollarımız, kırsalımız güzel anlatılmıştır. Ancak, yazar zaman zaman o dönem yaşantısı hakkında bilgi veren, öğreten gibi bir duruma düşmüştür. Buralarda acaba roman mı yoksa bilgilendirme kitabı mı diye tereddüde düşmekteyiz.
Yer yer konu dağıtılmış, gereksiz ayrıntılara girilmiştir.
Buna rağmen Mehmet Işık okunmayacak bir romancı olmadığını ispat etmiştir. Geniş anlamda düşünüldüğünde romanda bir bütünlük mevcuttur. Yazarın "Son Türkmen" romanını okumadım ama inanıyorum ki daha sağlam bir kurgu ve örgüyle, daha dikkatli bir dille yazılmıştır. Yazarda o yetkinliğin olduğu görülmektedir. Romanın adı da güzel seçilmiştir. Kapağında "Tarihi Roman" ibaresini de okudum.
Bir Kahramanmaraşlı olarak Mehmet Işık"la iftihar ettim. İlerde daha güzel romanlara, daha güncel konulara el atan eserlere imza atacağı kanaatindeyim.
Yolunuz açık olsun kardeşim!
Yazarlar ve şairler şehri Kahramanmaraş"a uzun soluklu yazılar yazan romancılar lâzım olduğunu unutmamalıyız, destek olmalıyız.
Yorum sizin