MARAŞ SENİN NAZIN VAR

Maraş Senin Nazın Var, Oğuz PAKÖZ, Temmuz 2017.

"Bu kentin, bu ilin eski yaşamıyla ilgili o denli az bilgi var ki kaleme alınmış." diyen şehrin sahibinin kalemi, dağ, ova ve suyun yeşille birleşip kıyama durduğu Kahramanmaraş üzerine geçmişin yeniden hatırlanmasını sağlayan ve nostalji günlerini yeni şehre anımsatan, aralarındaki değişim ve benzeyişleri yorumlatan bir kitap daha yayınlattı: Maraş Senin Nazın Var.

Şehirler hızlıca değişiyor insanlarıyla birlikte. Yenide eskiyi bulmak oldukça zorlaştı. Müzelerde, tarihi mekânlarda, kitaplarda, dergilerde ve bulabildiğimiz eski kaynak veya objelerde yaşayabiliyoruz o günleri. O günlerin bütün bütün unutulmasına gönlü ve kalemi razı gelmeyen Kahramanmaraş"ın gönlü ve dostluğu geniş yazarlarından olan Oğuz Paköz de kentin fotoğrafını çekmiş belleğinde kalanlarla. Bu eser, bir özlemi barındırdığı kadar, bir sorgulamayı, bir kıyaslamayı, bir vefayı da yüklenmiştir. 

Tarihin enginliklerine inen Paköz,  şehrin eskiliğinden bize haber veriyor önce. Anadolu topraklarında devlet geleneğiyle ilk yerleşen Hititlerden başlasa da öncesinden de haberdar olduğunu mağaralar ve höyüklerden bahsederken anlıyoruz. Kahramanmaraş en az 7000 yıllık bir medeniyet toprağı. Su, ova, dağ ve geçiş güzergâhı olması doğudan, batıdan veya güneyden geçişlerde bir sınır şehri olmuş ve her geçen millet burada bir süre egemenlik kurmuş, her biri kendinden izler bırakmıştır.  İşte Paköz bu tarihi gelişimi bize tanıtır "Geçmişten Günümüze Doğru"da. Yerleşim yeri, suyolları, yollar, aydınlatmanın gelişimi, sağlık, askerlik, spor, güvenlik, haberleşme alt başlıklar halinde gördüklerinden ve yaşadıklarından hareketle anlatılmış. Günün şartlarıyla değişime uğrayan veya ortadan kalkan ama zihin dünyamızda aniden canlanıveren bekçiler, haberleşmede telgraf ve pul,  telefon santralleri birer hatırlanma objesi olarak tedavülden kalkan örnekler oldular. 

Önemli Yapılarda kale, camiler, bedesten ve çarşıların eskiliğinden söz ederken 1526 yılına ait Tahrir Defteri incelendiğinde vergi gelirinde tarımın yüzde on civarında olduğunu, asıl gelirin sanayi zanaattan elde edildiğini belirtmektedir ki bunun altında yatan gerçeğe baktığımızda Kahramanmaraş"ın konargöçerlerin pazar yeri olmasından ileri gelmektedir.  Büyük bölümü yıkılan bedesten ve çarşılarda boyahane, kirişhane, debbağhane, macunhane ekonomik alanda birer merkezmişler. 

"Yardımsever biri idi. Köyünden birçok kızın çeyizini onun dizdiğini anımsıyorum. Evi sürekli konuklarla dolardı." diye bahsettiği Aslan Bey, Kahramanmaraş Milli Mücadelesi"nin başkomutanıdır. Anılarda Kalan Maraş Ünlüleri"nden unutamadıklarının özelliklerinden de bahseder. "Eskiden az bir açığınız varsa sizinle hemen dalga geçmeye başlarlardı." dediği kişi Kahramanmaraş Milli Mücadelesi"nde kaleye bayrağı diken Onbaşı Osman"dır. Çocukluğunun anılarından aktardığı bu yoksul insana çocuklar taş atarken Onbaşı Osman şöyle dermiş: "Ben Kurtuluş Savaşı kahramanıyım. Ben kaleye bayrağı dikenim." Şehrin deli, şakacı, hoşsohbet, nüktedan, esnaf, hoca, gazeteci, eşkıyasından söz ederken tanıdıkları, şahit olduğu ve duyduklarından hareketle yorumlamalardan uzak durmamaktadır.  

Çocukların ve gençlerin oynadıkları oyunlar, bağcılık ve yaylacılık, düğün, kurtuluş bayramı, sanat kolları (bakırcılık, demircilik, semercilik, köşgerlik, terzicilik, tenekecilik) ayrı ayrı dünü ve bugünüyle kıyaslayarak anlatırken şu cümleleri bir özlemi dillendiriyor: "Demirciler çarşısından da bakırcılar çarşısından da geçmek o çocukluk günlerimde bana çok sesli bir müzik dinletisi dinler gibi keyif verirdi."

Bu cümle yıllar öce yazdığım Çarşılarda Ben de Varım şiirimi ve oradaki mısralarımı hatırlattı:

"Umutsuz bir imtihan sonrası gezdiydim 

Bir daha görmeyeceğim diye sizi dolu dolu

"Nasip bu ya!" hafta yok ki bağrınızdayım

Bir keçecideyim, bir bakırcıdayım

Dört yılın meyvesi 

Şiirle iç içeyim"

 

Geçmiş Günlerden Kesitler ve Doğamız Ağaçlarımızı okurken Paköz"ün Alkış dergisinde kaleme aldığı anı ve gezi yazılarında daha ayrıntısı okunabilen üslubunun akıcılığındaki yaşanılmışlığı tadımlarsınız. 

Bu eserin bana göre en önemli verdiği mesaj, Kahramanmaraş"taki dayanışma ruhudur günümüzde özlemle aradığımız: "Eskiden evler genelde iki katlıdır dedik. Doğal olarak minareler yapılara göre uzun kalırdı. Bunda camilerin genelde uygun yerlerde yapılmış olmasının katkısı da büyüktür. Ezan okuyanlar, sala verenler neredeyse kendi bölgesindeki tüm evleri görürlerdi. Kimin evinden duman tütmüyorsa sessizce araştırılırdı. Böylece yoksullar kollanırdı. Dahası bu müezzinler kimin tarhana yapmadığını, kimin bulgur kaynatmadığını mahallenin varlıklılarına bildirirler, onlar da bu darda kalmışlara gerekli yardımı sağlarlardı."

Alkış dergisinin de uzun soluklu olmasını sağlayan Oğuz PAKÖZ"e Kahramanmaraş"ı bir sevda olarak göğüsleyip anlatmasından dolayı alkışlar yetmez. Kalemi susmadığı sürece yazması dileğimdir.


ŞABAN SÖZBİLİCİ

28.08.2017 13:30:43


KSÜ’de “Doğu Türkistan Söyleşisi” düzenlendi

Canlı Hayvan Borsası’nda Kurban Satış Yerleri Kiralama İşlemi 15 Mayıs’ta Başlayacak

Başkentte Kahramanmaraş Rüzgârı

Tomsuklu OSB’ni̇n yeni̇ Başkanı Mustafa Buluntu oldu

Yeni Kahramanmaraş Stadyumu projesi hayata geçiriliyor

Gül; “Alın teriyle yükselen Türkiye’yi birlikte inşa ediyoruz.”

Nazlı Balduk İlkokulunda 23 Nisan Coşkusu

SOGEM, Proje Döngüsü Yönetimi Eğitimiyle Kapılarını Açtı

Sular Sağlık’tan Anlamlı Ziyaret

Elmalar’ın İçmesuyu Sorununa 15 Milyonluk Yatırım

Zeytin Üretimine Değer Katacak Seminer Büyük İlgi Gördü

TKDK'DAN Döngel'e İlk Turizm Desteği

AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş. KSÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi Öğrencileriyle Kariyer Buluşmasında Bir Araya Geldi

İstiklal’in Minik Yüreklerinden Türk Polis Teşkilatı’na Anlamlı Ziyaret

Hilmi Çalkaya, Kahramanmaraş İnşaatçılar Odası Başkanlığına Adaylığını Açıkladı

Madalya Günü Coşkusu Kıraç Konseriyle Taçlandı

Pazarcık ilçe emniyet müdürü vefat etti