Basından, (daha doğrusu Erdoğan"ın açıklamalarından) öğreniyoruz, Fırat kalkanı operasyonunda müttefikimiz Almanya, paramızla bize mühimmat vermemiş. O gün bize, bilmeden ne büyük iyilik yaptıklarını bilseler, sanırım bolca mühimmat verirlerdi. Ama tavşan, çoktan karşı yamaca geçti; Erdoğan talimat verdi ve o mühimmatlar ülkemizde üretilmeye başlandı. Bu nedenledir ki Zeytin Dalı Harekâtı hızlı gelişti, çabucak tamamlandı. Çünkü Mehmetçiğimizin mühimmat sıkıntısı yoktu.
Bu harekâtta, dost düşman gördü ki ve dahi bildi ki, Türkiye eski Türkiye değildir. Yerli ve milli silahlarımız artık Mehmetçiğimizin hizmetindedir.
Dost düşman gördü ki Türkler şiir gibi savaşıyorlar. Harekâta başlarken, yetmiş iki şehidimizi anımsatmak için yetmiş iki uçakla bomba yağdırmaya başlıyorlar. Afrin merkezine bile, Çanakkale zaferinin yıldönümü olan 18 Mart"ta giriyorlar, elli yedinci günde, elli yedinci alay şehitlerini anımsatarak. Bunun adı "askeri şiir" olsa gerek.
Genel Kurmay"dan bir yetkili bu şiir gibi harekâtı bize anlatsa, hayranlıkla ve saatlerce dinleriz gibi geliyor bana. Bizim gördüğümüz şu şiirsellik, büyük şiirin yalnızca birkaç dizesidir sanıyorum. Şiirin bütününü askerlerimiz daha iyi biliyorlar.
Afrin Harekâtı ile o kadar çok mesaj verildi ki, saymakla bitiremeyiz.
15 Temmuzdan sonra Silahlı Kuvvetlerimizin zaafa uğradığını, havalanacak pilot kalmadığını, general sayısının yetersiz olduğunu vs. vs. yazıp çiziyorlar, değirmen gibi öğütüyorlardı bu sözleri. Meraklılarına inanılmaz cevaplar verdiler.
Öte yandan, paşalarımız savaşta değilmişiz de tatbikat yapıyormuşuz soğukkanlılıklarıyla ekranlarda etkinliklere katılıyorlar. Bu bana, tereyağından kıl çekilme deyimini anımsatıyor. Bir de, hafif gelen bir iş için söylenen "çerez gibi " deyimini.
"Aman," diyorlardı bir takım siyasi ya da entel çevreler, "Ortadoğu bataklığına girmeyin!"
PYD"lilere kucak açan, beş bin tır dolusu silah gönderen, onlara NATO standartlarında tünel yaptırtan Amerikalılar da avuçlarını ovuşturup duruyorlardı. Bazı bizimkiler gibi
Ne oldu?
Türk Silahlı Kuvvetleri, bir güzel destan yazdı, ezberlesinler diye. Hem de nazım bir destan!
Bir de yerli ve de milli silahlarımızı bir güzel denediler, onları yapan mühendislerle gurur duydular, sonra da almak isteyen dost ülkelere mesajlar verdiler.
İHA"lar, SİHA"lar destanın bir parçası olurken, jet pilotlarımız da gökyüzüne, gündüz vakti hilal çizdiler maharetle, ustalıkla.
Dünyanın en üstün orduları arasında eskiden de Türkiye vardı, şimdi de var. Kaçıncı sırada olduğunu bilemem ama Silahlı Kuvvetlerimizle gurur duyuyoruz.
Yorum sizin