BU KOMPLEKSTEN NASIL KURTULUNUR


Yaşım kaşım itibariyle kentimizin; sosyal, siyasi psikolojik yapısını  soluyarak bu günlere  geldik.Her konuda ; seçkin ,soylu yapımıza rağmen,bir doyumsuzluk hazımsızlık çekiyoruz. Hiçbir şeyi beğenmiyor, daha iyinin olacağını beyan ediyoruz. Hep ben odaklı olmaktan kendimizi alamıyoruz. Kendimizin dışında olanlara  hep hasetle, kıskançlıkla  bakıyoruz. Doğal olarak her şeyin bir kendine göreliği olacağını kabullenmekte zorlanıyoruz.


     Adına  ihtiyat ve tedbirlilik  dediğimiz  sudan bahanelerle; başarının anahtarı olan ilk olmak adına bir şey ortaya koyamıyoruz. Yakın çevremizde,birileri bir şeyler  yapmış, başarılı olmuşsa ben  niye yapmayayım haleti ile işe koyuluyoruz. Şu hususu irdelemiyoruz. Ben o insanın problem çözme kabiliyetinde miyim? O donanımda karizmatik yapıda mıyım? Diyerek altından kendimizi gözetmiyor, başarısızlığa, hüsrana uğrayınca da kompleks geliştirerek, onu bunu itham edip suçlama  yolunu seçiyoruz. İletişim yoluyla da   bizim dışımızdaki müteşebbislerin  şevkini, çalışma azmini kırıyoruz.


    Bu bağlamda ortaya koyacağım tez, objektiflikten uzak ,sübjektif bir görüş mesabesindedir. Geçmişte, Osmanlı"yla muhatap olmaya çalışan Dulkadiroğulları ile ilgili çatışmanın odağında inisiyatifi  kimseyle paylaşmama  duygusu mu yatmaktaydı? Cihan padişahı Yavuz SULTAN Selim Han"ın karşısında hangi güç mukavemet göstere bilirdi? Bir kasaba  sakinleri gibi olan,yakın akrabalık bağlarıyla  bağlılığı olan  insanımızda , genetik yolla geçen  hep lider olma güdüsü, kuşaktan kuşağa acaba intikal mi etmişti? Baktığımızda bir iki istisnanın dışında ortaklıklarda uzun süre beraberlikler yok… Ortakların her biri kurumda inisiyatifin kendinde olmasını istiyor. Diğer bireyin esamisi okunmuyor. Tıpkı Sezar gibi;""Şehirde ikinci adam olmaktansa, köyde birinci adam olmayı tercih edrim.""haleti hepimizde var…


Kentimizn eğitim seviyesi ve yetişmiş insan varlığı hayli zengin… Bu insanların egolarını süper egoya dönüştürerek birbirlerine tahammül etme yetisini bu  kazandırmış olsak, çok şey kazanacağız.


     Birçok dönemde yapılan seçimlerde seçilenler ile atanan üst düzey bürokratlarla ilgili bilip bilmedik yerde  eleştiriler başlar. Daha o kişinin neleri başaracağı, hangi konulardaki liyakatsizliği söylemleri başlar. Adeta yargısız infaz gerçekleştirilir. O seçilen kişi veya bürokrat  inisiyatifiyle baş başa bırakalım ,hodri meydan,neleribaşardoğını neleri yüzüne gözüne bulaştırdığına  bakalım. Z iyaPaşa"ın şu malum bendinde; ‘"Ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz./Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde."" Mısraları bunu ne güzel tanımlamış. Şimdilerde mevcut  durum için çok aceleci, çok tez canlı   olmamak gerekiyor.""Sabırla korukhelva ,dut yaprağı da  ipek olur. Osmanlı  Türkçe"siyle ;tiz-i reftar olanın,  payinedamendolaşır.GünümüzTürkçe"siyle de  ,çok acele yürüyenin ayakları eteklerine dolaşır, denmiştir.



ÖMER BAYDEMİR

27.08.2019 16:24:19


TYB Kahramanmaraş Şubesi tarafından “Batılılaşma İhaneti’ni Yeniden Okumak” Programı Düzenledi

Kahramanmaraş’ın ilk elektrikli otobüslerinin sevkiyatı başladı

İş İnsanı Mesut Şahinkanat’a Anlamlı Plaket

Büyükşehir, Melek’in En Büyük Hayalini Gerçekleştirdi

Milli Savunma Bakanlığı, Onikişubat Belediyesi’nin dünyanın en büyük Türk Bayrağı’nı uzaydan görüntüledi

Onikişubat Belediyesi’nin Kahramanlık Türküleriyle Cumhuriyet Konseri’ne yoğun ilgi

Cumhuriyet Yürüyüşü’nde Kahramanmaraş Tek Yürek Oldu

Gül’den 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Mesajı

Cumhuriyetin 102. Yılına Özel Konser KSÜ’de Gerçekleştirildi

Güreşin Kalbi Kahramanmaraş’ta Attı

TGGF Başkan Vekili Şahin Hopur’dan Milli Takıma Moral Ziyareti

Dulkadi̇roğlu Beledi̇yesi̇ ve Ti̇caret İl Müdürlüğünden Ortak Deneti̇m

13.Ufka Yolculuk Onikişubat Okul İdarecilerine Tanıtıldı

Onikişubat Belediyesi’nden 300 öğrenciyle orman temizliği

Aile Yılı’nda evlenecek çiftlere en büyük destek Onikişubat Belediyesi’nden

SOGEM’in Yapay Zekâ Eğitimine Başvurular Başladı!

Yedi Güzel Adam Müzesi, Yeni ve Modern Kimliğiyle Hizmete Hazırlanıyor