Global olarak dokuz yüz bin öğretmen, on altı milyon öğrenci için ders zili çalacak. Hem öğretmenlerimize, hem öğrencililerimize hayırlı uğurlu olsun . İnşallah kazasız ,belasız geçer.
Eski bir öğretmen olarak bazı şeyleri dillendirmekten kendimi alamıyorum. Beni mazur görün.Kimse yoğurdum kara demez.Eğitim ve öğretim anlayışımız her iktidar döneminde sil baştan olmuştur.Müfredatlar değişmiş, sınıf geçme yönetmeliği değişmiş.Eğitim yönetim kadroları hallaç pamuğu gibi atılmış.Hala iş takvimi konusunda bir karara varamamışız. 2019-2020 öğretim yılında baştaki örneklerde olduğu gibi işe ara tatiller sokarak yenilik yaptığımızı sanıyoruz. Her yıl öğrenci başarısının ölçülmesindeki sınıf geçme yönetmeliğini değişmesi öğrencive velisini şaşkına çeviriyor.. Yıllar yılları kovalıyor.Hatırlanacağınısanıyorum.Rahmetli Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçer döneminde alt yapının fizibilitesi yapılmadan liselerimizde kredili siteme geçmiştik. Yüzümüze gözümüze bulaştırıp sonrasında vaz geçtik.Faturayı biz ve çocuklarımız ödedik Mevcut sınıf geçme yönetmeliği de liselerimizde hangi ölçekte neyi ölçeceğiz belirsiz. Çocuklarımız bomboş lise mezunu oluyor.
Okulllaşma konusunda ihtiyaç var mı, yok mu irdelemedenhabire imam katip açıyoruz. Diğer yatırım yapılacak ,asıl ihtiyaç olan meslek okulları havada kalıyor. En çok ihtiyaç duyulan ara elemanları imam hatip mezunları mı dolduracak.. Milli Eğitim Temel Kanununun adı var, kendi yok.İnsan modelimiz devletimizin kuruluş felsefesindeki ilkelerden; Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağlarıyla bağlı ;çağdaş, demokratik, laik,insan haklarına saygılı bireyler olarak yetiştirmek ideali gündemimizden düşmüş gibi Kozmopolitlik ön planda İnsanımız nerden gelip nereye gittiğini bilememede.Atamalar ,adı gerekmez liyakat ve temsil yeteneğine bakmadan siyasi mülahazalarla bir mesleki sendikanın güdümüne verilmiş.
Demokratik, özgürlükçü eğitim adına insanımızın eğitime,öğretmene bakış açısı büsbütün değişti.Çocuklarımızın özgüven ortamı içinde serpilip büyümesi için, geleneksel,töresel terbiye anlayışı büsbütün değilse de değişime uğradı.Hep ön planda çocuk odaklı gelişmeler boy gösterdi. Tıpkı liberal anlayışta olduğu gibi , bırakın yapsınlar , bırakın geçsinler anlayışı egemen kılındı.Çocuğadur,durak yok Öğretmenlerimiz çocuklarımıza yaptırım uygulayamaz oldu.. Çocuğumuz ne denli davranış içinde olursa olsun hoş görüyle karşılanmalıdır. Muhatap alınmada öğretmenin yanında olan ; anne baba çocuğunun yanında yer almaktadır.Öğretmen davranış itibariyle öğrencisine eleştiri ve yasaklar koyamaz. Şayet bu tür davranış içine olursa derhal müdahale hazır. Öğretmen sus pus edilmelidir.
Genel manada insanın kılık kıyafetinin,tuvaletinin kişinin davranışında etkin bir yeri vardır. Öğretmenin,öğrencinin pespaye görünümü kimseyi alakadar etmez. Panayıra gider gibi hipivari giyinen kişinin uyandıracağı saygınlık ne olabilir? Demagoji olması bağlamında,zarfa bakma mazrufamı bak diyelim.Herkes aynı dertten muzdarip.Oğlumuza ,kızımıza derdimizi anlatmaktazordayız.Bir internet saplantısı,ceptelafonu bağımlılığı almış başını gidiyor. Verilere göre dünyada zamanının % 35 ini insanımız buna harcamada. Bu sari hastalık nasıl önlenebilir?Devlete,anne ve babalara büyük görevler düşmektedir. Dünya akıllı telefon pazarları içinde yine pazar olarak ön sıralardayız.