Osmanlı her alandaki ihtiyacını eğitim yoluyla kaşılamak amacıyla Birinci Murat döneminden başlamak üzere saray bünyesinde Enderun adını verdiğimiz eğitim kurumunu kurmuş. Enderun"un yapısı sarayın dışındaki medreselerden farklılık arz etmiştir. Enderun"da bütün pozitif bilimin yanı sıramüzik ,resim gibi güze sanatlarla ilgili eğitim de verilmiştir.Devşirme oğlanlardan yetiştirilen bu kişiler devletin her kademesinde görevler almışlardır. Bunun yanında şehzadelerin de Enderun"da yetiştirilmelerine çok önem verilmiştir. Şehzadelikleri döneminde sıkı bir eğitimden geçirilmişlerdir. Hatta bazılarının uzmanlık mesabesinde ihtisasları olmuştur.
Bu devşirme acemi oğlanlar , önce belli bir alt yapı kazanmaları için seçkin ailelere; gelenek,görenekolmak üzere ve islami terbiye almaları için bir süreliğineverilmişlerdir.Sonrasında eğitim için Enderun"a alınmışlardır. Öylesine aylak, boşboğazlık yapmalarına katiyen izin verilmez. Ezkaza bir olumsuzluk olursa ,şiddetle cezalandırılırlar.Buna hoş nükteli bir fıkra örnek olur. Nükte bu ya, padişah II.Murat ile oğlu Mehmet(Fatih) arasında geçmiştir.
II Murat oğlu Mehmet"i eğitimi için Enderun"a gönderir.Hoca da şehzadedir. Küçük Mehmet ele avuca sığmaz,arkadaşlarını taciz eder, verilen ödevleri de yapmaz. Cana gelen hoca şehzadenin acı bir biçimde kulağını çeker ve hışımla yerine oturtur. Sus , pus olan şehzade akşam babasına;""Ben senin oğlun muyum, tahtının yaraşığı mıyım.?Hoca beni diğer oğlan, uşak ile nasıl bir tutar da kulağımı çekip beni tektir eder."" diyerek şikayetçi olur.
Hocaya el altından haber gönderen Padişah""Mehmet"in terbiyesinde bozulma vardır.Yarın ben Enderun"a geldiğimde hocaya niçin böyle kaba davrandığını sorduğumda,bana elindeki değnekle hücum ederek,işine kimsenin karışamayacağını ,elindeki değneği de bazen yere bazen de eteğime dokundurarak dışarı çıkarmasını sağlık verir.
Ertesi gün, babasının hocaya haddini bildireceği için Mehmet mutludur.İlerleyen saatlerde ders yapılan mekana gelen Padişah hocaya niçin şehzadeyi cezalandırdığı konusunda tarizde bulunduğunda ,tembihli hoca padişahı elindeki değnekle bazen yere bazen de eteğine vurarak mekandan uzaklaştırır.
Köşesinde olup biteni izleyen Mehmet boncuk boncuk göz yaşları dökerek için içinağlar.Çaresiz verilen ödevini yapmaya koyulur.
Akşam Padişah oğlu Mehmet"e " Hocasının çok hiddetli biri olduğunu, kendisinin kusuru yözünden cezalandırıldığını, verilen ödevleri yapmak,öğretilenleri de öğrenmekten başka çaresi olmadığını ona telkin eder.
Ne kadar çağ dışı bir anlayış değil mi?Bu köhnemiş kafaları artık değiştirin,çağa ayak uydurun mu demek içinizden geldi