Kahramanmaraş"ın kurtuluşu yıl dönümü vesilesiyle bir takım etkinlikler yapılmaya başlandı.Bunlardan bir tanesi de bayrak olayıydı.Halet olarak yeni nesle bu ruh halinin yansıtılması ve bu hamasi duygunun davranış biçimi olarak gelişmesi için güzel projeler hayata yansıtıldı.Yaşı benim gibi yetmiş yaşın üzerinde olan kişiler kurtuluşun ayrıntılarını dedelerimizden,ninelerimizden dinleyerek büyüdük ve hayata atıldık.Bizler de artık rahmet- i Rahman"a kavuşuyoruz.Sayımız da hayli azalıyor.Tüm kurtuluşumuzla ilgili detayları birinci ağızdan duyduk ve etkilenip gerekli formasyonu kazandık. Gerek Genel Kurmay Başkanlığının Güney Cephesi adlı eserdeki Bababurnu olayında,gerekse Şeyh Sezai Efendi"nin hatıralaraında Kuvay-ı Milliyeci şehit Muallim Hayrullah Efendi"nin teyzesinin oğlu Şeyhoğlu Benli Ökkeş Çavuş olarak geçen kahramanın torunuyum.Dedem Benli Ökkeş 82 yaşında 1963 te vefaat etti.Ben o zaman 17 yaşında ve lise ikinci sınıf öğrencisiydim.Anlattıklarını bütün detaylarıyla bire bir birinci ağızdan ondan dinledim.Aslan Beyle teşriki mesaisini,can dostu şehit Mıllış Nuri"nin şehadetinde yanı başında olduğunu elemle anlatırdı. Bababurnu olayı Kahramanmaraş"ın kurtuluşunda büyük bir olay…Olaya kimler,kimler sahipleniyor şaşıp kalıyorum. Mekanını birebir dedemden öğrendiğim Bababurnu"na kazandırdığı anıttan dolayı da Türkoğlu Beladiye başkanına teşekkür ederim.Anıtın kitabesindeki isimler arasında dedem Benli Ökkeş çavuşun adının da olması kimin aklına geldiyse,çok ilginç.Bababurnu olayı dendiğinde hep aklıma Necip Fazıl"ın seri konferanslarından Tarihimizde Sahte Kahramanmalar konferansı geliyor.

Bu girizgahtan sonra asıl konumuz olan bayrak olayıyla anıtlaştırılan esere değineceğim.Bu konuyu daha önce de Yorum Gazetesi"nde bir vesile yazmıştım.Kahramanmaraş"a ilişkin haber portllerinde sayın milletvekilimiz Sefer Aycan bey,kelemizdeki bozkurtla bu anıtın tekrar hayata kazandırılmasından söz ediyor.Artık her iki anıtın da kazandırılması Sefer beyin boynunun borcu olmuştur.Şan ve namusumuzun simgesi olan bayrağımızın layık olduğu yere konulmasının bir dini vecibe olduğunu haykıran Rıdvan Hoca"nın muazzez ruhunun rahmet kazanması için bu anıt nerde saklanıyorsa yerine konulmalıdır.Kompozisyon olarak da başarılı olan bu anıt gelecek kuşaklara çok şeyler anlatmaktadır.Eğer marazi bir ruh onu tapılan bir put gibi görüyor ve etkinliğini sürdürüyorsa yazıklar olsun bizlere.Büyükşehir belediye başkanımız Hayrettin Güngör beyin de bu konuda gerekli duyarlılığı göstereceğine inanıyorum.O anıt Mustafa Poyraz döneminde dikildi diye ne günahı var.Eşşeği dövemeyen, semerini döver.