BİRLİK BERABERLİK Mİ AYRIŞMA MI, HANGİSİNİ İSTERDİNİZ

Birbirini suçlama yöntemiyle toplumsal birliğin hedefinden saptığını ne yazık ki toplum olarak göremiyoruz. Yıllarca, sıkıntıya girdiğimiz her durumda birlik-beraberlik vurgusu yapılan sözler dinledik, camilerde ayetler okundu, hadisler okundu ama hâlâ toplumsal birlik ve beraberliğin sağlandığından söz etmek mümkün değildir. Toplumdan bölünmüş topluluklar, kendi aralarındaki bir birliktelikten söz edilebilirler ama bu; toplum olmak anlamına gelmez. Şunu bir kabul etmek ve görmek gerekir ki; toplulukla toplum aynı kavram değildir. Hani; "Küçük olsun benim olsun!" diye yaygın bir söz vardır ya, hah, tam da bu anlayışı benimseyenler topluluktur işte, şu zamanda tam da bu yaşanıyor işte! Bu da topluluk olma gayretinde olanlara yetmektedir. Ayrılık, gayrılık tam da burada başlamaktadır işte! Topluluklar arasında, kimsenin kimseyi beğendiğinden, birinin diğerinin doğrularını bile kabul ettiğinden söz etmek mümkün değildir bugün. Görünüşe bakılırsa; siyasetten gruplara kadar, nerede ki kimsenin, büyük toplum olma niyeti yok gibi! Bu yüzden, sürekli bir tartışma ortamı kurulmakta ve gruplar karşılıklı olarak bu tartışmalardan veya biri diğerini beğenmeme gibi ayrımcılıklardan beslenmektedirler. Tartışma kültürü bize ait değildir; bizde, doğruları kabul etme ve yanlışlardan vazgeçme anlayışı ve erdemi vardır.

Yanlışları güzellikle, karşılıklı anlayışla düzeltmek yerine gruplar, topluluklar halâ birbirlerini suçlamakla vakit geçirmektedirler. Bu yöntemle taraftar toplayalım denilirken yeni taraftarlar oluşturulmakta, hatta birçokları ile aradaki mesafe daha da açılmış olmaktadır. İşin doğası gereği, gruplaşmanın, ayrışmaların devam ettiği ortamlarda karşılıklı atışmalar ve sataşmalar hız kazanmaktadır. Bu anlayışın bugüne kadar topluma bir şey kazandırmadığı ortadayken, bu gerçek her nedense görülmek istenmemekte ya da bu oluşumda hedeflenen fayda gereği, yapılanma sorgulanmamaktadır!

Birlik-beraberlik denilen toplumsal kaynaşmanın sağlanması çok ciddi bir oluşumdur ve bu oluşuma katkı sağlamak, herkes için önemli bir görevdir. Bu oluşuma katkıda bulunmak bir sorumluluk olduğu gibi bunun oluşması için gayret göstermeyenler ya da ayrışmaya sebep olanlar ise yaptıklarından sorumludurlar. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbür gün, ayrışmaya sebep olanlarla birlikte, bu oluşum için gayret göstermeyenleri sorgulayanlar çıkacaktır. Ne yazık ki birlik ve beraberliğin sağlanmasının aksine, ayrışım alanı bilinçli olarak genişletilmektedir. Bazı kişilere yüklenen misyon ise, ayrışmanın bir esasını teşkil etmektedir. Bu iş yani birlik-beraberliği sağlama işi yerine ayrılıkların oluşturulmasının yükü birçoklarının omuzunu çökertecektir.

Bütünleşme yerine ayrılığa götüren her söz ve davranış, Müslüman kişiler için Allah"a ve Resulüne muhalefet riski taşıdığı gibi diğerleri için de sorumluluk demektir.

 


M. Nedim Tepebaşı

24.07.2020 17:13:29


Hemşehrimiz Işıksalan “ULUSAL TV”de

Cüce ,” Kahramanmaraş’ın ve ilçemizin artık kaybedecek bir dakikası bile yok.”

Görgel: “Ziyaretler Salı ve Cumartesi Günleri Randevusuz Yapılacak"

Başkan Akpınar, Mahalle zi̇yaretleri yaparak vatandaşlarla hasbi̇hal etti

“Kazandığımız belediyelerinde kazanmadığımız belediyelerinde ensesinde olacağız”

Ceyhan “ Oyların mühürsüz, ağzı açık şekilde ve güvenlik güçleri olmadan adliyeye getirildi.”

STK’lardan Görgel’e destek

Dedeoğlu, “Memleketimizin Ankara’dan 100 yıllık alacağı var “

Ceyhan; “Ilıca için yeni bir sayfayı birlikte açıp yazalım”

Hava-İş Depremzedelerin yanında!

Ateş, “Fatma Şahin'den daha iyi bir belediye başkan adayımız var, Zeynep Özbaş Arıkan var”

Arıkan, “Bizim en büyük projemiz, şehrimizi bir an önce ayağa kaldırmak”

Ceyhan, “Gümbür gümbür geliyoruz”

Ateş, “Cumhuriyet Halk Partisi birçok ilçede iddialı duruma geldi”

Arıkan, “Kahramanmaraş’ın en büyük sorunu barınma”

Kahramanmaraş’ta Tefecilik Operasyonu

Arıkan, “25 bin 046 kişilik stadyum yapacağız”