Bütün
kuşatmalara rağmen bu çağda güzel ahlâklı insan olmak, kişinin kendisi için bir
zafer, toplum için Yüce Allah"ın bir armağanıdır. Belirli bir mertebeye
erişmiş, kendi alanında ilim ve dirayet sahibi olanların, bu edinimlerini,
kıskançlık ve istismara girmeden, halkı için kullanması yine bu çağın nadir
kişilerine nasip olmuştur. Eğer kişinin içinde güzellikler varsa ve iyilik
yapmayı prensip olarak benimsemişse, onun bu niyet ve azmi, davranış olarak
dışarıya yansıyacaktır. Tanıdığım kadarıyla bu kapsamda nadir insanlardan biri
olan Dr. Nureddin Arıkan, dünya sayfasına iz bırakarak 19 Eylül 2021 tarihi
itibarıyla ebedi âleme göç etmiştir!
Bazı davranışlar vardır ki
kişinin konumuna ve şahsına hiç yakışmaz, bazı kişiler de vardır ki; güzel
davranışlara çok yakışırlar. Özellikle şu zamanda, "Bir insan, tevazua bu kadar
yakışır" denilebilecek kişilerden birisinin merhum Nureddin Arıkan olduğunu
söylemek mübalağa olmasa gerek diye düşünüyorum. Epeyce zamandır hasta olmasına
rağmen, çok yakın dostlarının dışında birçok dostunun bile bilgi sahibi
olmaması, bilgisi olanların da kısıtlı bilgiler edinmiş olması bunun bir
göstergesidir.
Henüz öğrenciliği yıllarında,
çarşı ile evimiz güzergâhında bulunan Bahtiyaryokuşu"nun orta yerindeki
evlerinin önünde, eve girip çıkarken ara sıra gördüğüm, yetmişli yılların
başından beri ise daha yakından tanıma imkânı bulduğum bu kişiyi, hep mütevazı
birisi olarak tanıdım ve öyle bildim. Bu yapıda bir kişiyi, şu zamanda, bırakın
binler arasını, yüzbinlerin arasında bulmak bile zordur. Hani böylesi bir
olguyu belirtmek için eskiler; "deste başı" ifadesini kullanırlarmış ya işte
Nureddin Arıkan da bu tabire yakışanlardan birisidir.
İster bilerek, isterse bilmeyerek
yapmış olsun, Kur"an"nın; "Peygamberin yanında sesinizi yükseltmeyin!" ikazını,
uzun soluklu bir düstur olarak kabullenmişçesine bütün zamana ve bütün muhatabı
olduğu insanların bulunduğu ortama yayarak, konuşurken hiçbir zaman sesini
yükseltmediğine, muhatabı olduğu herkes gibi ben de şahidim. İnsanlarla
tartıştığını şahsen ne gördüm, ne de duydum. İnsanlarla ilişkisini en yumuşak
ses tonuyla kurduğuna da yine herkes şahittir.
Sosyal medyada paylaşılan vefat
haberlerine yapılan yorumların çoğunu erinmeden, üşenmeden okudum, çok
ilginçtir ki; klasik dua ve temennilerin dışındaki bütün yorumlarda merhumun,
hastalarına karşı çok ilgili ve yardımcı oluşundan ve mütevazı kişiliğinden
övgüyle söz edilmiş olduğunu gördüm. Bu anlatılanlara benzer durumlara ben de
çok kereler bizzat şahit oldum; doktorların mesai dışında serbest çalıştıkları
zamanda, bir gün annem hastalanmıştı ve çok hastaydı, asansör de bozuktu,
altıncı katta oturuyoruz, gittim durumu anlattım, benimle birlikte eve çıkarak
gerekli müdahaleyi yapmış ve bir evladı gibi onunla ilgilenmişti.
Ölüm kaçınılmaz bir hâldir, "Her
nefis ölümü tadacaktır!" ayetiyle Allah, ölümü herkesin aklına koymuştur,
dolayısıyla herkes hem kendisi, hem de başkaları için ölüme hazırlıklı
olmalıdır. Ölüme hazırlıklı olmak, bütün zamanlarla birlikte, bütün zamanlarda
güzel yaşamak demektir. Bu yaşam biçimi herkes için geçerlidir. Ancak hekimlik
gibi bir meslek sahibi için bu yaşam şekli biraz daha farklıdır, kendisi
dışında onların; ruhu incelmiş, kırılganlaşmış, çaresiz kalmış ve hayata
tutunmak isteyen insanların umutlarını yaşatmak, ellerinden tutmak, onlara
moral vererek destek olmak, bilgi ve tecrübesini insanlar için eksiksiz
kullanmak gibi bir sorumlukları vardır. Bu özellikleri, sadece hastalıktan
dolayı değil, çeşitli sebeplerle çok kereler görüştüğüm Nureddin Bey"de hep
gördüm. Zira muhatabı insan olan hekimlerin, hastalarına bu şekilde
davrandıklarında onlara güç verdiklerini ve hayata bağlanmalarında onlara
yardımcı olduklarını özellikle cenazeye katılan birçok kişiden dinledim.
Hekimlik her ne kadar iş olarak
yapılsa da insanların hekimler aracılığıyla şifa bulmaları, hele de doktorların
insanlar için bilgilerini geliştirmeleri ve onlar üzerinde bilgi ve
tecrübelerini kullanmaları büyük bir hizmettir. Zira İmam-ı Şafi"nin, hekimlik
mesleğinin gayr-i Müslimlerin kontrolüne geçmesinden endişe duyduğuna dair bir
sözünü hatırlıyorum. Dolayısıyla insanların, yapamadıkları işleri yapanlara
teşekkür etmeleri bir nezaket olduğu kadar bir kadir kıymet bilmektir. Üzülerek
söylemek gerekir ki, bizim toplumumuz bu inceliği göstermekten çok
uzaktadır.
Herkesin, bu tür yaşantılardan ve
bu kişilerin hayatlarından ibret almaları gerekir, özellikle de aynı meslek
sahipleri için Nureddin Bey güzel bir örnek olmuştur, bu kişilerin davranışları
aynı zamanda topluma da bir mirastır.
Dr. Nureddin Arıkan"dan Yüce
Allah razı olsun, şehrimize, hemşehrilerimize güzel hizmetlerde bulunmuştur,
görülen de odur ki halkımız bu hizmetlerden mutlu ve hoşnut olmuşlardır. Onun
için Yüce Allah"tan rahmetini niyaz ediyorum. Mekânı Cennet olur inşallah.