M. Nedim Tepebaşı

Tarih: 03.07.2024 01:20

Deprem İçimizi Dışımıza Çıkarmış

Facebook Twitter Linked-in

Bazı durumlarda; "İnsanın yapısında var" deniliyor ama ben bu görüşte değilim çünkü Yüce Allah, insanı en güzel bir şekilde, ilahî ahlâka uyumlu olarak yarattığını (Tîn 4) beyan buyurmaktadır ancak insanlardan bazıları iradelerine sahip çıkamadıklarından dolayı sosyal ve toplum hayatını olumsuz yöne kaydırmaktadırlar. Birçok kişiden; "Deprem bizim huyumuzu değiştirdi" sözünü duymaktayım ama benim kanaatim deprem bazılarımızın içini dışına aktardı. İçselleştirilemeyen huylar rayından çıktı. Siyasî kaygılar kontrolsüzlüğü yeğlerken, toplumdaki biraz acıma ve imtiyazlı davranışlardan dolayı toplumsal kontrol misyonunu iyice kaybetti. En üst düzeyden tabana kadar birçokları insanların keyfî zam yaptıklarından şikâyet ettikleri ancak bazı etkin güçlerin de ellerinde olduğu halde zamlar yaptıkları ve halen de programlarında zam bulunduğunu ima ettikleri görülmektedir.
 

İşlerin düzgün olmasında, toplumsal ve etkin güç kontrolünün etkisi büyüktür ve  kesindir. Piyasada, paragöz, emeksiz daha fazla kazanma isteklilerinin ve etkin güçlerin görevlerini yapmamalarının etkisi açıkça görülmektedir.
 

İçişleri Bakanı olduğu zamanda Sayın Beşir Atalay, kaldırım işgallerine son vermek ve satılık her ürün üzerinde etiket bulundurulması konusunda bir genelge yayınlanmıştı, bu genelge belki de Sayın Bakanı bakanlıktan etmişti, ilk muhalefet kendi içinden yani teşkilattan gelmişti, hatta bunun hışmı bana bile dokunmuştu! Şimdi ben soruyorum; bir işyeri sahibinin, kendi dükkanı kadar hatta daha fazlasıyla kaldırımı kullanmaya, işgal etmeye ne hakkı vardır ve ürünün üzerine etiket takmasının ne mahzuru vardır? Hâlbuki kaldırımlar, hatta yollar işgal edilmese, insanlar daha rahat yaşayacaklar, trafik daha verimli ve rahat işleyecektir değil mi? Ürünlerin üzerinde etiket olsa müşterinin fiyat sormasına gerek olmayacağı gibi piyasayı karşılaştırma imkânı da olacaktır. Biraz da geçmişte bu işlerin uygulanmasında müdahil olduğumdan, yapılanlar belki de fazla dikkatimi çekmektedir. Pazarda bazı satıcı, hatta çoğu güya etiket takmaktadır ama fiyat değil de mesela "dolmalık biber" benzeri şekikde ürünün adı yazmaktadır. Bugün pazarda bundan dolayı bir ürünün fiyatını sormak zorunda kaldım, pazarcıya uysam belki de belaya kalacaktım, üç kere ürünün fiyatını sordum, şahıs bana bakıyor ama cevap vermiyor, ne gibi bir durum varsa hiç oralı olmuyordu. O kişiye, üç kere sordum, neden cevap vermediğini sorduğumda o kişi bana; "Beş dakika beklesen ne var yani!" demez mi! Belli ki işin içinde  bir iş var, zira birisine aynı üründen satıyordu, bilemem belki de o kişiye indirim yapmıştı, bana farklı fiyat söyleyecekti, aklıma gelen bu. Elli liraya aldığım bir ürünün daha güzelinin 6-7 metre ötesinde kırk liraya satıldığını, arkadaşımın o üründen aldığında öğrendim, ben bunu sorun yaptığımdan değil neden herkes sorumluluğunu bilmiyor ve görevini yapmıyor, asıl sorunun burada olduğunu belirtmek istiyorum. 
Bir başka konu; anlam veremediğim bir şekilde, ekonomi darboğazda cebelleşirken, hiç de gerek olmadığı hatta yeni yapılacak binalar yüzünden bozulacağı halde neden kaldırımlar sökülerek, nerede ki aynısıyla değiştirilmektedir, üstelik bu yapılanlar bu hâliyle nasıl teslim alınmaktadır? Kaldırımlara, engelliler, çocuk arabaları için yapılan çıkış-iniş rampalarının alelade, bordürleri yan yatırarak adeta engelli çıkış, inişler yapıldığını, birçok yerlerde beton diye yapılanların adi kuma dönüştüğünü, kimi yerlerde molozların yığılı bırakıldığını ben mi yazmalıyım, yoksa belediye başkanları mı çıkıp bunları kontrol etmeli, yoksa bunun bir sorumlusu mu olmalıdır?
 

Zaman zaman yazıyorum, halkın durumunu halkın içine karışıp görmek gerekir. Birkaç gün önce, bir yerden bir ürün aldım, aldığım tek ürün olunca satıcı parsını tahsil etmek için alacağı parayı söyledi, çoğu zaman aldığım ürünün fişine bile bakmam ancak bu satıcı,  birkaç gün  önce başka bir yerden aldığım fiyattan fazla söyledi, ben de isim vererek oradaki fiyatı söyledim, satıcı;"Dayı (bir de böyle hitap var bunlarda), o işyeri günde şu kadar satıyor, bense şu kadar satıyorum" dedi, ben de yani sen aradaki farkı müşteriden çıkarmak istiyorsun deyince, o zaman şu kadar yazayım" demez mi? Bir hafta içinde 4-5 kere benzer durumla karşılaştım, iki yüz lira dediği ürünü almam için yüz liraya vereni gördüm.
 

Yakın zamanda bizzat yaşadığım daha çok örnekler yazabilirim, demem o ki; deprem içimizi dışımızda çıkardı, biz felaketi zaten içten içe yaşıyormuşuz da haberimiz yokmuş.
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —