Deprem Mağdurları Yoruldu

Deprem Mağdurları Yoruldu

Şu ülkede yapılan bazı işlere şaşırıyorum, deprem olalı birkaç gün sonra bir yıl olacak yani şu anda aradan 360 gün geçti ama Maraş'ın sıkıntıları sadece şekil değiştirdi, artmadıysa azalmadı, belki de azalmadı arttı! Kimse hikâye okumasın, yaşananları, bazıları söyleyemeseler de çoğunluk biliyor; biz hangi birini sayalım ki?
 

Halk hakkını aramaktan yoruldu ama yetkiyi ellerinde tutanlar susmaktan ya da çözüm sunamamaktan bir adım öteye geçemedi. Depremden bugüne, uygulamalar hakkında kaç kere fikir değiştirildi, en son doğrusu ve yanlışı ile güçlendirme izni verilecek binalar için kriterler belirlendi, bina sakinleri büyük miktarlarda paralar harcadı, belgeleri hazırladı, belediyelerin vereceği izni bekleme stresine girdi ama duyumlara göre daha hiçbir binaya izin çıkmadı. Bazı yazılanlar ve konuşulanlar ise insanların kafasını karıştırdı ve moralini bozdu. Ne yapılmak istendiğine doğrusu kimse bir anlam veremiyor fakat endişeli bekleyiş büyük rahatsızlık veriyor.
 

Birisi çıkıyor bazı yerleri uygun olmayan alan ilan ediyor, buna karşılık birçok teknik eleman, bilim adamı böyle bir şey yok diyor hatta Kahramanmaraş'ta diri fay yok diyor ama bu kadar kişinin dediğine değil de bir kişinin dediğine itibar ediliyor, depremin merkez üssü Pazarcık olduğu halde Kahramanmaraş merkezmiş gibi işlem görüyor.
 

Depremin ilk günlerinde, hiçbir teknik incelemeye tabi olmadan, görünenler üzerinden raporlar yazılıyor, yine yazılan raporların aksine birçok bilirkişinin raporuna itibar edilmiyor ama birçok bina ağır hasar durumundan çıkarılarak orta hasara, orta hasardan hafif hasara çevriliyor. Bir tarafta bunlar olurken diğer tarafta hafif hasar raporu verilen binalara devlet yeni bina verecek diye heveslenip itiraz edenler oldu bu da biliniyor, hiçbir dayanak olmadığı halde sadece itiraz edildiği için hafif hasarlı bina orta hasara çevriliyor, buna itiraz edenlere ise, yazılan raporun değiştirilemeyeceği söylenerek kapılar kapatılıyor veya mahkeme yolu gösteriliyor. Bunların içerisinde öyle bazıları da var ki, kişi babasının, annesinin veya vefat eden annesi ya da babasının evine verilen rapora süresi içinde itiraz ediyor, verdiği dilekçenin üst kısmında binanın adresini yazıyor ama alt kısmına da doğal olarak kendi ikameti olan adresini yazıyor, üst taraftaki adrese değil de altta yazılı adrese bakılarak az hasarlı binanın raporu orta hasara çevriliyor, dikekçe sahibine iyilik yapılmış olurken o kişinin ikamet ettiği bina az hasardan orta hasara çevriliyor, bunun farkına varan bina sakinlerinin itirazı ise rapor böyle yazılmış, yapacak bir şey yok denilerek itiraz kabul edilmiyor ve bütün bina sahipleri mağdur ediliyor. Bu işlerin olduğu bir yerde doğru işler yapıldığını kim söyleyebilir ama maalesef işler böyle yürüyor. 
 

Bir de deprem sanki bütün binaları sallamamış da sadece ağır veya orta hasarlı binaları sallamış gibi binaların yorulduğu ileri sürülerek bu binaların yıkılması, bunun da insanların hayatını korumak için yapılması gerektiği algısı oluşturuluyor.
 

Karar verme makamında oturanlar şunları bilmeliler ki; bu orta hasarlı raporu yazılan binaların hiçbirinde teknik bir dayanak yoktur sadece bakılarak, göz kararı ile yazılmıştır, bunu herkes biliyor. Bu bina sahipleri kendi canlarını hiçbir kimseden daha az düşünüyor olamaz. Bir diğer konu, bu insanlar ömür boyu yemesinden, giyiminden kısarak bir defa ev sahibi olmuşlardır, eğer imkânları olsa yollara düşüp hak aramasına girerler mi? Bu işleri yürütenler, yaptıkları haksızlıktan dönmek zorundadırlar yoksa zulmetmiş olurlar yani zalim durumuna düşerler, bir de bu raporları yazanlar ve çözüm yolunu tıkayanlar şunu da bilmeliler ki; ilahî adalet asla şaşmaz, bu yanlışlıkları yapanların  kendilerine de bir gün, bir şekilde dokunur!
 


Hakkı İster
1.02.2024 20:20:33
Hocam, yetki makamında bulunanların çoğunluğu bilgi ve liyakat yönünden yeterli değiller. Her şey aceleye getirildi. Sonrasında da her kafadan bir ses çıktı. Tabii afetlerde koordinasyon çok önemli. Devlet Şu İşleri Genel Müdürlüğü istisna, diğer kurumlar yetersiz kaldılar.

Mehmet Keloğlu
2.02.2024 09:14:39
liyakatsız insanlara yetki verenlerialkışlayanların şikayet etme hakkı yoktur. sorunun temel kaynagı liyakat. enazından ben böyle düşünüyorum.

M. Nedim Tepebaşı

1.02.2024 15:25:00


Hemşehrimiz Işıksalan “ULUSAL TV”de

Cüce ,” Kahramanmaraş’ın ve ilçemizin artık kaybedecek bir dakikası bile yok.”

Görgel: “Ziyaretler Salı ve Cumartesi Günleri Randevusuz Yapılacak"

Başkan Akpınar, Mahalle zi̇yaretleri yaparak vatandaşlarla hasbi̇hal etti

“Kazandığımız belediyelerinde kazanmadığımız belediyelerinde ensesinde olacağız”

Ceyhan “ Oyların mühürsüz, ağzı açık şekilde ve güvenlik güçleri olmadan adliyeye getirildi.”

STK’lardan Görgel’e destek

Dedeoğlu, “Memleketimizin Ankara’dan 100 yıllık alacağı var “

Ceyhan; “Ilıca için yeni bir sayfayı birlikte açıp yazalım”

Hava-İş Depremzedelerin yanında!

Ateş, “Fatma Şahin'den daha iyi bir belediye başkan adayımız var, Zeynep Özbaş Arıkan var”

Arıkan, “Bizim en büyük projemiz, şehrimizi bir an önce ayağa kaldırmak”

Ceyhan, “Gümbür gümbür geliyoruz”

Ateş, “Cumhuriyet Halk Partisi birçok ilçede iddialı duruma geldi”

Arıkan, “Kahramanmaraş’ın en büyük sorunu barınma”

Kahramanmaraş’ta Tefecilik Operasyonu

Arıkan, “25 bin 046 kişilik stadyum yapacağız”