İlahayatçısından siyasetçisine, ikdisatçısından sosyal bilimcisine ve diğer meslek gruplarına, bilim adamı denilenlerden ünvan sahiplerine kadar hepsi olmasa da çokları, şu sık kullanılan "müflis tüccar alışık defterini karıştırır" sözüne uygun tavırlar sergiliyorlar, yeni bir iş, yeni bir üretim, yeni bir söylem yok çoklarında, bilenin de bilmeyenin de bir donukluk hâli var!
Toplumun algılamasına ve yaşananlara göre en sahipsiz olan din olduğu için bazıları en çok o alanda serbestçe laf üretip duruyorlar. Son zamanlarda bu alandaki en yaygın üretim "Kur'an'da olmayanlar" adı altında yürütülüyor. Bunların kafalarının arka bölmesinde kim bilir belki de peygamberi devre dışı bırakma gibi planlar olabilir. Yorumlara bakılırsa bunu anlamak mümkün. Peygamber sanki fonksiyonsuz bir aracı, uygulamada O yok yani onlara göre uygulamada olmamalı! Yahu adamlar, Kur'an'da olmayanlardan söz ediyorsunuz da "Peygamber size neyi verirse onu alın, size neyi yasaklarsa ondan geri durun" (Haşr 7) ayetinden neden söz etmiyorsunuz, Allah bu ayetini boşuna mı indirdi yoksa!
Birisi çıkmış; oruç Kur'an'da sadece dört yerde geçiyor diye beyanda bulunuyor, beyefendi siz kaç yerde geçmesini istiyordunuz acaba?
Bu ülkede en zor iş doğruyu söylemektir çünkü birçoklarının kendine mahsus doğruları vardır ve bu kişiler onlara kimseyi dokundurmazlar! Bu yüzden de sosyal alanlar paylaşılmış, kimse kimsenin alanından söz etmiyor, benim alanıma da kimse girmesin diye!
Doğruları söylemek de iyiliği emretmektir yani yaşamasını sağlamaktır, elbette ki sıradan vatandaşların emir verme yetkisi yoktur ama doğru olmak, doğru yaşamak ve doğruları yaşamak herkes için mümkündür, bu da Kur'an'da geçen ayetle Allah'ın emridir.
Dinine sahip çıkmak inanan herkesin, vatanına sahip çıkmak, onu her türlü tehlikeden korumak, korumasını sağlamak her vatandaşın, insanca yaşanmasını temin etmek, bunu istemek de her insanın insanî bir görevdir. Sahip çıkanları varsa bunlar yaşayacaktır yoksa her şey tehlikede demektir,Allah korusun.