M. Nedim Tepebaşı

Tarih: 20.05.2025 02:04

Felaket Tellallığı Yapmıyorum

Facebook Twitter Linked-in

Halihazır toplumda, mevcut yapı ve gidişata göre, ilkelerine bağlı kişilerden çokları dahi bırakın eğitmeyi kendi çocuklarına bile sahip  çıkamayacaktır, şu anda bile zaten çokları çocuklarına karşı âciz kalmaktadır. Felâket tellallığı yapmıyorum, toplumdaki gözlemlediğim sapmaları doğru okumaya çalışıyorum, kimileri gibi kafamı kuma gömmüyorum.
 

Bazen bir habere, bazen bir yazıya yapılan yorumları erinmeden, üşenmeden, kızmadan, sabırla okuyorum ve tahammül etmeye çalışıyorum. Yazılanların, yazıya aktarılan konuşmaların belki çoklarında ya da çok yerlerinde doğruyu yakalama niyetini veya azmini göremediğim gibi âdilane yorumlanmadığını da üzülerek okuyorum. Söz konusu yazı veya haber sunumunun çoğunda, bu işleri yapanların kendi saplantılarından kurtulamadıklarını aşikâr görüyorum. Kişinin doğru bir şeyde ısrarlı olmasını takdirle karşılarım ancak tartışmalı olduğu halde kendi görüşünün doğru olduğunu dayatmasını ise masum görmüyorum.
 

Bugün yine bu anlattığım çerçevede bazı yazıları ve yapılan yorumları erinmeden, üşenmeden okudum, huzurlarında olmadığım halde birçoklarının yazdıklarından utandım, daha çok da endişeye kapıldım hatta geleceğimiz hakkında korktum! Dediğim gibi konuşanlar ve yazanlar kelimeleri  bile seçerek yazmalı ve konuşmalıdırlar, hitap ettikleri kişileri yanıltmamaya özen göstermelidirler, eğer sözleri doğru ise taraftar toplamaya ihtiyaç yoktur eğer ki sözleri yanıltmaya yol açacaksa konuşmalarına veya yazmalarına gerek yoktur hatta yazmamalıdırlar, konuşmamalıdırlar!
 

Bir tarafta bunlar olurken diğer tarafta konuşulanların, yazılanların altına yazılan yorumların daha ürpertici ve kaygı verici olduğunu müşahade ettim! Hakaretler, körü körüne savunmalar, tutarsız öneriler ya da eleştiriler gırla gitmiş.  Bir toplumun kendine ve değerlerine bu kadar yabancı olmasını ya da yabancılaşmasını, bundan daha beteri etkin güçlerin hiçbir şey yokmuş gibi davranmaları ve tutumlarını haddinden fazla kaygı verici buluyorum.
 

Bunlar olurken ne yapılabilir diye sorulursa; Bu durumda yapılacak iş herhalde şu olmalıdır derim; insaf sahibi ve sorumluluk duyan kişiler doğru işler yapmalı ve doğruları yaşamalıdırlar, inanan kişiler, Allah'ın her şeye gücünün yettiğine, samimi ve dürüst davranışları Allah'ın güçlendireceğine ve başarı vereceğine yürekten inanmalıdırlar ve toplumu ihya etmeye çalışmalıdırlar, şu anda işin en hassas ve kritik başlangıç tarafı budur.
 

Bütün sıkıntıların Allah'tan uzaklaşılmış olmaktan kaynaklandığı bilinmeli ve Allah'a yönilmeledir,bu işin başka çözümü ve çaresi de yoktur.
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —