Yönetimde herkesin görevleri, görev alanları ve yapacağı işler belli olmalıdır, bu, doğru yönetimin kurallarıdır, işi ehline vermeyi terk edeli çok olduğu için işler ya karıştı ya da mecrasından çıktı dolayısıyla bugünü ve yarını konuşup değerlendireceğimiz yerde hep geçmişin dedikodularıyla enerjimizi ve zamanı, sorumluluk duymadan boşa harcıyoruz. Bir olay oluyor gazeteciler, siyasetçiler hatta halk, o olayın oluşunda nasıl bir eksiklik veya yanlışlık olduğunu görüp çare bulunacağı yönünde çalışma yapılmasını beklemeleri gerekirken, günlerce o olayın yaşanış şeklini konuşuyoruz. Bu durum da bizim böyle olmamazı isteyenlerin ya da planlayanların işine geliyor!
Bu ve benzer durumlarda toplum başta bakış açısını düzeltmelidir, buna bağlı olarak da kişi ve gruplara bağlılıktan kurtulmalı, birlikte oldukları kişiler hata veya yanlış işler yaptıklarında doğruyu söyleyebilmelidir.
Başkalarının bakış açısından bakanlar onların gördüklerini görecekler ya da onların gördükleri gibi göreceklerdir. Yazılanlara, konuşulanlara, paylaşılanlara bakın, büyük çoğunluk aynı durumda yani kendi bağlı olduğu kim varsa onların konuştuklarını koro halinde tekrar etmektedirler.
Ülke, günlerce bir gazetecinin durumumunu konuştu, konuşulmasın demiyorum, elbette gizli ve de çok büyük tehlikeli bir durum var ortada, tamam, yahu yargı bir an önce yapılması gerekeni yapsın ve yapılanlar da diğerlerine ders ve ibret olsun, herkes de güven içinde olduğunu görsün ve bilsin.
Bu olay biraz eskiyince düşen Libya uçağı gündem oldu. Yaşanılan bu olayın kazaya benzer bir tarafı yok, bu bir suikast görünümünde, şimdi herkes yorumlar yapıyor, inceleme artık kaç ay sürerse! Bir iş varsa bir an önce neticelenmelidir. Ne var ki hiçbir şey doğru bir şekilde ele alınıp değerlendirilmiyor, kimse de bakış açısını doğru istikamete çevirmiyor.
Görünüşe bakılırsa daha çok boşa zaman harcayacağız, daha çok boş yere yorulacağız!