Kar denildi mi 6 şubat aklıma gelir oldu, nasıl bir gündü Allahım! Allahım, her türlü âfetlerden biz kullarını koru! Kul olmaktan gocunanlar olsa da Allah'a kul olmaktan hoşlanıyorum, ne güzel, başkalarının kölesi olmak züldür ama Allah'a kul olmak şereftir, beğenmeyen beğenmesin!
Kar yağdığında çocuk iken sevinirdik, kar yağışı durduğunda üzülürdük.
Kar yağarken yürümeyi gençlik yıllarımda çok severdim, sadece ben mi? Hayır, arkadaşlarım da çok severlerdi, hele taze kara bastıkça ayakkabımın kütür kütür ses çıkarması yok mu? Kar yağışı akşamla birlikte başlamışsa gecenin ilerleyen saatinde Uzunoluk'tan aşağıya, Boğazkesen alanı karın keyfini çıkarmak isteyenlerle dolardı.
2002 yılında Belediye Başkanı vekaleti bana bırakarak hacca gitmişti, ertesi günü başlayan kar yağışı bir aydan fazla sürmüştü, belediyenin yeteri kadar araç parkı yoktu, tam hatırlamıyorum ama greyder sayısı ya beşti ya da altı veya dört müydü? Çaresizlik had safhada, gece geç saatlere kadar ilgili personel ile sahadayım. DSİ Bölge Müdürüne durumu söylediğimde "Hiç merak etmeyin, greyderlerimiz sizde" demişti, biz de imkânları birleştirerek hizmetten yüzümüzün akıyla çıkmıştık hamdolsun.
Dünden beri tüm Türkiye'de yoğun bir kar yağışı beklendiği söylenerek tedbirli olma konusunda halk uyarıldı hatta beklentinin çok yüksek seviyede olmasından dolayı okullar tatil edildi,çok da iyi edildi. Ancak ne var ki halkın yapacağı pek bir şey yoktu, gece başlayan kar yağışının şiddeti beni ciddi bir şekilde ürkütü. Çünkü böyle durumkarda araba kullanmanın riski beni hep tedirgin eder. Zorunlu olarak arabaya ihtiyacım vardı, siteden çıkabildiğime sevinmem çok sürmedi zira yollar güvenli olmadığı gibi kar temizliği de henüz başlamıştı ve yeterli değildi. Bir şey memnuniyet verici idi ki; evden gözlemlediğimde de yola çıktığımda da sürücüler çok itidalli araba kullanıyorlardı, çevre yolunda seyirederken aynı itidal devam etmesine karşılık birkaç sürücünün işi önemsemediğini gördük. Sabah saatlerinde yeterli çalışma yoktu çünkü özelleştirme saplantısı nerede ki şantiyede araç koymamıştı. Ben, özelleştirmeye asla taraftar değilim, bu benim fikrim. Kurumların bazı iş ve işlemlerde zarar etmesinin ya da verimli olmamasının sebebi disiplinli bir çalışma olmayışından başka bir şey değildir. Liyakatsiz ve sorumsuz kişier, hangi iş olursa olsun, kurumu değil tüm ülkeyi zarara uğratabilir. Özele ihale edilen işlerden kısa sürede sermayesini kaça katkayanlar ortadayken kurumlar neden zarar etmektedir? Bunu uzun uzadıya anlatabilirim ancak şunu söyleyebilirim ki özelleştirme hem kurum çalışanlarının hem de ihale ile iş alanların çok işine gelmektedir, bunun çok örnekleri vardır.
Başarısızlığın en büyük sebebi iş bilmezliktir. Anlayan anlamıştır.
Bir de çok saygısız toplum olduk, bunu kar yağışın da bir daha gördük, arabasının içinde, sıcak bir konumda yoluna devam eden şımarık tiplerin, yollar bu halde iken sürat yapıp yayaların baştan aşağıya üzerlerine kar boca ettiğine hem şahit oldum hem de yaşadım, refuj tarafından gitmek yerine kaldırım tarafına yakın arabasını sürenlerin, o alanda yürüyen çaresiz kişileri sırılsıklam ettiklerini gördüm ve yaşadım, hızla gelen birisine elimle yavaş gitmesini işaret etmeme karşılık hızını düşürmediği gibi daha da hızlanarak üzerime karları savurdu.
Allahım! Bizim hâlimiz bu, Senin işine karışmak hadsizliktir, bunun bilincindeyim, sadece bir istekte bulunuyorum; karları dağlarımıza yağdır. Elbette yer Senin, gök Senin, irade ve hüküm Senin, benimkisi sadece bir niyazdır, bizim hâlimiz budur çünkü!