Dünyada kötü huylu insanlar her zaman olmuştur, bazen bunların sayıları artmış buna bağlı olarak kötülükler de artmıştır, kötülüklerin artışına ise toplumsal duyarsızlığın yanında daha çok yasal kontrolsüzlük ve nemelazımcılık, adam kayırma başta olmak üzere yönetim hatları sebep olmuştur, sıkıntıyı çeken mazlum halk olmuştur. Doğruyu söylemenin ve yanlışların düzeltilmesini istemenin zamanı acil müdahale gibidir yani hemen söylenmesi ve hemen düzeltilmesi gerekir, toplumsal ahlâkın bozulmasının en büyük sebebi "Şimdi bunun zamanı mı?" veya "Her doğru, her yerde söylenmez" deyişine dayanarak işin savsaklanmasıdır, nasıl ki acil müdahale edilmesi gereken hasta bekletilemezse bu konu da ötelenemez, ötelenirse ne olur, olacaklar ve olanlar bellidir; ahlâk bozulur, anarşi, hırsızlık, gasp, cinayet, fuhşiyat artar, uyuşturucu ticareti ve kullanımı başını alır gider,sonra da bunlarla başa çıkılmaz olur.
İşin ciddiyetini ve zararlarını bilenlerin bile gönül bağını öne geçirerek gizliden kötülüklerin yayılmasına sebep oldukları çetin bir dönemden geçilmektedir. Allah'ın izin vermediğine izin vermeye, gözyummaya kimsenin hakkı yoktur. Tam da burada sormak gerekir; toplumsal kötülükler atmakta mıdır, azalmakta mıdır? Eğer artmakta ise bu sözleri söyleyenler neyin derdindedir? Hastaya acil müdahale yapılmazsa, hasta da ölürse hepiniz sorumlu olmayacak mısınız? Allah bunları sormayacak mı, eğer Allah'a ait hesabı biz hallederiz diye düşünülüyorsa, bu düşünce ve rehavet toplumu bataklığa götürür.
Allah ne hüküm verir, affeder affetmez, suçu siler silmez, onu bilemeyiz ama yanlış davranışlara müsamaha adetüllaha uygun değildir, bilip de uyarmayanlar, uyaranları kınayanlar, susturanlar ve diğerleri, hepsi suçu işlemiş gibidirler. Şunlar, bunlar kötüdür, kötülüktür demiyorum, yaşanan kötülüklerden, bunun da felâket olduğundan, söz ediyorum. Kötülük sadece pahalılık mı? O sadece bir ceza şeklidir, kimse Allah işlere müdahale etmiyor zannetmesin.
