"Niye iflah olmuyoruz?" diye sorulsa, üç aşağı beş yukarı alınacak cevapta; "dışgüçler" veya "İçimizdeki muhalifler rahat bırakıyorlar mı!" olacaktır herhalde! Diyelim ki öyle, peki, "Siz ne yaptınız veya neyi yapmadınız ki bu halleredesiniz?" denilse, elbette bir cevap verilecektir ama verilen cevapların çoğu doğruyu yansıtmayacaktır!
Ülkemiz ve diğer Müslüman toplumların içinde bulunduğu sorunlar elbette ki bir tane değildir, daha doğrusu sorun olmayan nerede ki hiçbir şey, hiç bir iş yoktur, hani, her kafadan bir ses çıkıyor denilir ya ülkemizde her kafadan bir ses çıkmasa da ilgili ilgisiz, bilen bilmeyen birçok ağızdan farklı sesler çıkmaktadır, nerede ki herkes konuşıyor ama kimse kimseyi daha doğrusu intisablı olduğu kişilerin dışında olanları kimse dinlemiyor, intisab edilenlerin ve intisab edenlerin çoğunluğu da yaraya merhem olmuyor.
Görünüşe göre ülkemizde kimse din karşıtı değil ancak bazı çevreleri örnek göstererek işe müdahil olanların, doğrudan olmasa da dolaylı olarak dine alerjisi var, bu bir gerçektir. O örnek gösterilerek hedefe konulanların çoklarının ise savunulacak bir tarafları yok. Bunları görünce insanın; samimi Müslümanlar nerededirler, örnek alınacak müslümanların hepsi mezara mı taşınmışlardır diyesi gelmektir. Burada, işin yanlış olanı, kişilerin değil de dinin hedefe alınmasıdır. Halihazırda bu ve benzer konular ülkemizde en büyük sorunlardan biri olarak karşımızda durmaktadır.
Topluma müsbet katkıda bulunacak olan camilerimiz, okullarımız, aile düzenimiz, mahallelerimiz, örnek olacak esnaflarımız ya kendilerini toplumdan tecrit etmişler ya da etkin güçler bunları bilinçli olarak tecrit etmiştir!
Niye iflah olmuyoruz sorusunun cevabını bulmak zorundayız. Bunu kim yapmışsa yapmış, kim ya da kimler yaptı ise bunları tartışmak yerine yeni baştan sorunsuz bir toplum ve yönetim sistemi oluşturmak için elbirliği yapmak ve ülkeyi sorunların dışına çıkarmak zorundayız. Vicdanı yok olmamış herkessin, gelişmiş bir topluma katkıda bulunması en insanî davranış olacaktır,bu da bir sorumluluktur hem de en büyük sorumluluktur.