Neden mi Kalkınamıyoruz

Neden mi Kalkınamıyoruz

Diğer ülkelerin olduğu gibi Türkiye'nin de, diğer illerde olduğu gibi Maraş'ın da sıkıntıları vardır, kimse yanlış işler yapılmıyor diyemez, bilerek söylerse yalan söyler, bilmeden söylerse sözünü düzeltmesi ve doğruyu söylemesi gerekir, eğer ülkesini ve memleketini seviyorsa yapacağı iş budur.
 

Ben teknik kişi değilim ama ben bürokrasinin, yöneticiliğin içinden gelmiş birisiyim, teknik işlerde eğitim almış kişi, sorumlu olduğu işin teknik detaylarını bilir yani bilmelidir ancak yönetimle ilgili işlerde bir birikimi varsa söz söyleme hakkı olabilir aksi takdirde işi yönetici yönlendirir, teknik eleman işin fenni tarafını organize eder ve sorumluluğunu üstlenir.
 

Belediyede ilk göreve başladığım sıralarda başkan yardımcısı olarak müdürlüklerin bir çokları bana bağlı idi, yasa gereği doğrudan başkana bağlı müdürlüklerin yazışmalarını da ben takip ediyor ve imza işlerini de ben yapıyordum. Alınanlar alınsın, çok da önemli değil ama belediyelerde her birim kendini idare eder, genel yapı böyledir, alt kademede yapılan işlerin çoğundan başkanın bilgisi olmadığı gibi önerisi de pek olmaz, bunu yaşayarak gördüm ve çalıştığım süre içerisinde rutin iki teftiş yaşadık, müfettişlerin ifadeleri de bu sözü destekliyordu hatta bir başmüfettiş;"Daha önce de ben bu belediyeyi teftiş etmiştim, şunu söylemeliyim ki; yazışmalardan yapılan işlere kadar, kendinizi hissettirmişsiniz!" demişti.
 

Anlattığım gibi fen işleri müdürlüğünün de zorunlu bana bağlı olduğu ilk zamanlarda, bir gün, Beşnisan mahallesinden bir vatandaşımız geldi ve sıkıntılarını uzun uzun anlattı, ısrarla şikayetinin yerinde görülmesini istedi, beraber gittim, o kişinin evi ile beraber iki sıra evlerin yolu mübalağa etmiyorum 80 dereceden az değil, dik bir rampa idi. Vatndaş; "Ben, evime odun, kömür alacağım, taşıtacak nakliyeci bulamıyorum, kimse gelmiyor." dedi. Evet, görünen de o idi ki kimse oraya taşıma yapamazdı. O zaman müdüre, bu yolu nasıl yaptıklarını sordum, o da ben yapmadım dedi ve: "Bu vatandaşlar sizeden önce de çok kere geldiler, dozeri buraya gönderdim, arkasından ben de gittim, operetore yolun eğimini düşürmesini söyledim, operatör fireni çekti, araçtan indi, bana döndü; 'Müdürüm, buyur araç burada, yapabiliyorsan sen yap!" dedi, ben bir şey diyemedim, adam haklıydı, o dozeri, o rampadan aşağıya indirmeye kalkışsa aşağıya yuvarlanırdı." dedi.
 

Aslında yapacak bir şey yoktu, o rampayı düşürme imkânı yoktu, üstelik yapılaşma olmuş, iş bitmişti!
 

Peki, sonra ne mi oldu. Biz, o yola paralel yolları işler hâle getirdik, o paralel yollardan evlere merdivenler yaparak işi çözdük. Bu olup bitenlerden başkanın haberi oldu mu? Onların böyle işlerden haberi olmadığı gibi daha bir de takoz olabilirler, daha bir de içeriden ve dışarıdan konuşanlar işin cabasıdır.
 

Hele belediyelerde iş yapmak hiç de kolay değildir, başkan havada uçar, parti yönetiminde bulunanlar dışarıdan idare etmeye kalkar, çevresinin haklı haksız taleplerini yerine getirilmesini ister, olmayacak işe olmaz demek, bunların hepsini karşınıza almak demektir, bunu yapamayanlar ise en büyük zararı şehre veya ülkeye verirler. Çok zorluklar ve ilginç olaylar yaşadım, yasaya uygun olmayan işleri düzeltene kadar başkan, bazı müdürler, sendika temsilcilerine hatta bazı milketvekiline varana kadar kimlerle kötü olmadım ki; bir örnek vereyim, bir cami yeniden yapılmak üzere yıkılacakmış, görevliler bize gelmek yerine milletvekiline gidiyorlar, o gün vekelet ediyorum, milletvekili beni arıyor, saat herhalde 11 gibi, iş makinelerini göndermemi istiyor. İş makinelerinin şu anda görevde olduğunu, yarın yönlendirebileceğini söylediğimde, kendisinin milletvekili olduğunu ve isteğinin hemen yerine getirilmesini söyleyip telefon kapatıyor, tabii o talebin o anda yerine getirilmesi mümkün değil ve olmadı da! Doğru iş yapmak zannedildiği kadar, bu kadar karışanın içinde kolay değil ama en zoru da doğru iş yapabilmektir.
 

Bu anlayışla memleketin işi çok zor! Neden kalkınamadığımızın kısa bir portresini çizdim, artık gerisini siz anlayın. 
 

Şimdilerde bakıyorum, yazılanları okuyorum da şehirlerin ve ülkemin iflah olmamasını daha iyi anlıyorum. 
 


M. Nedim Tepebaşı

27.12.2023 13:53:00


Hemşehrimiz Işıksalan “ULUSAL TV”de

Cüce ,” Kahramanmaraş’ın ve ilçemizin artık kaybedecek bir dakikası bile yok.”

Görgel: “Ziyaretler Salı ve Cumartesi Günleri Randevusuz Yapılacak"

Başkan Akpınar, Mahalle zi̇yaretleri yaparak vatandaşlarla hasbi̇hal etti

“Kazandığımız belediyelerinde kazanmadığımız belediyelerinde ensesinde olacağız”

Ceyhan “ Oyların mühürsüz, ağzı açık şekilde ve güvenlik güçleri olmadan adliyeye getirildi.”

STK’lardan Görgel’e destek

Dedeoğlu, “Memleketimizin Ankara’dan 100 yıllık alacağı var “

Ceyhan; “Ilıca için yeni bir sayfayı birlikte açıp yazalım”

Hava-İş Depremzedelerin yanında!

Ateş, “Fatma Şahin'den daha iyi bir belediye başkan adayımız var, Zeynep Özbaş Arıkan var”

Arıkan, “Bizim en büyük projemiz, şehrimizi bir an önce ayağa kaldırmak”

Ceyhan, “Gümbür gümbür geliyoruz”

Ateş, “Cumhuriyet Halk Partisi birçok ilçede iddialı duruma geldi”

Arıkan, “Kahramanmaraş’ın en büyük sorunu barınma”

Kahramanmaraş’ta Tefecilik Operasyonu

Arıkan, “25 bin 046 kişilik stadyum yapacağız”