Bir afet yaşandı bu topraklarda.
Kimi devlet yok dedi, kimi düzen.
Kimi evladım yok dedi, kimi anam babam.
Kimi bacım yok dedi, kimi kardeşim.
Yakınını kaybedenin kalbinde kırk mum yanar, her gün biri söner, sonra unutulurmuş derler de burada çıkan ah!, alemi cihanı yakarda sönmez .
Bir afet yaşandı bu topraklarda.
Kimi soğuktan, kimi yardım beklerken bıraktı son nefesini.
Kimi evlatlarını toprağa verdikten sonra kederini sonraya bırakarak yardımda aldı nefesini.
Kimi almaktan utandı suyu, ekmeği.
Kiminin mezar taşına yazılmadı ismi dahi.
Bir afet yaşandı bu topraklarda.
Kimi bir şişe suyu paran olmadan vermedi, kimi varını yoğunu, elindeki avucundakini boca etti.
Kimi acılardan pirim yapmaya çalıştı, kimi ise oy devşirmeye .
Kimi zenginler sessiz kalır iken kimi garibanlar hizmeti kendine aşk etti.
Bir afet yaşandı bu topraklarda .
Kimi sağlam evini, deposunu fahiş fiyatlara verdi, kimi ise evini bağışladı.
Kimi evini barkını açtı, kimi oteller onbeş gün sonra “yeter evinize dönün” dedi.
Kimi bebeğinin maması için markete izinsiz girmek zorunda kalırken kimi ise marketten televizyon kaçırmanın derdine düştü.
Kimi dağıtılan malzemeler vakıf malıdır denmesine rağmen evini barkını yıllarca yetecek erzakla doldurdu .
Kimi “Belediyeler nerde?” derken, kimi “onlar yoksa biz varız” dedi.
“Biz ne ara böyle olduk” diye bir cümle yanlış olur. Zaten böyleydik fakat herkes saklıyordu, saklanıyordu .
Gördük.
Şahitlik ettik.
Uzun uzun kuyruklar var şimdi.
Sıralarda çocuklar, kadınlar.
Ekmek diye aş diye.
Uzun uzun her sırada bir acı var şimdi.
Bir afet yaşandı bu topraklarda.
Soralım mı ?
Ey fani, ey vicdan!
Sesimizi duyan var mı?