Herkes sevdiği kişileri neden sevdiğini, sevmediği kişileri de neden sevmediğini bilmeli, bilinçli ve haklı gerekçeleri olmalıdır, eğer böyle değilse haksız ve gerekçesiz sevginin, bu dünya düzeninde sorumluluğu olmasa da Allah katında özellikle de nefret etmenin bir sorumluluğu olacaktır, yazdıklarımı buraya kadar okuyup kimse sevinmesin, evet kimse kimseyi sevmek zorunda değildir ama haksız ve gerekçesiz yere nefret etmeye hele de doğrudan ya da dolaylı olarak kişiler hakkında çevrede nefret uyandırmaya kimsenin hakkı yoktur, böyle yapılması zulümdür zira o kişi ve çocuklarına, yakınlarına hatta sevenlerine nefret duyulmasına sebep olunursa derin ve çok kötü toplumsal bir suç işlenmiş olacaktır.
İşin bu yönünden başka, sevgi konusunda, uygulamada farklı yanlışlıklar da vardır ki; çoğu insan sevdiklerini ya gerçekten sevmiyorlar ya da aşırı bağlılıktan dolayı o kişilere haksızlık ve kötülük ediyorlar. Demem o ki; kişlerin çok sevdikleri insanlar hata veya yanlış işler yaptıklarında, sevenleri o kişi veya kişileri uyarmaları ve yanlışlarını güzelce düzeltmeleri gerekir, şayet onlar düzelmezlerse, ilişkilerini askıya almaları, daha da düzelmezlerse ilişkiyi koparmaları gerekir, böylesi o kişiler için de kendileri için de iyi olacaktır; hem kendileri o yanlışa ortak olmamış olacaklar hem de o kişi ya da kişileri daha güçlü bir şekikde uyarmış olacaklardır.
Ortada görünen bir gerçek vardır ki; kişileri manevi yönden yani ruhen, ahlâken sevdikleri öldürürler, yanlışları düzeltilmeyen kişilerin, artan yanlışlarına sebep olmuş olurlar, uyarılmayan kişiler, yaptıkları yanlışları doğru zannedebilirler ve yanlış işler yapmaya devam ederler, hatta ısrarla da yapabilirler. Bu durumda sadece o kişiler değil, onların yaptıklarından, doğrudan veya dolaylı etkilenenler de zarar görürler, o sevilen kişilerin de sorumlulukları yani günahları artar, cezaları çoğalır.
Herkes sevdikleri insanları öldürmeye değil yaşatmaya çalışmalıdırlar, toplumsal huzur ve refahın yolu budur.
İnsanları seviyorsanız sevdiklerinizi yaşatın, toplumu yaşatın.