M. Nedim Tepebaşı

Tarih: 01.07.2025 18:03

Üzgünüm

Facebook Twitter Linked-in

Zaten ülkemizde bilgi edinmek için kitap okuyanların sayısı çok az, günümüzde okunması en gerekli kitapları okuyanların sayısının, neslin ahlâkî yapısını bozmak için  özellikle yazılmış hayalî aşk ve benzeri kitaplarının, yüzde oranını bilemem ama en düşük seviyesinde olduğunu herkes biliyor. Ne var ki kitap dokunmadığı gibi çok önemli olmasına rağmen toplumsal duruşun ve gidaşıtın  da okunmadığı, okuduğunu zannederek yorum yapanların çoğunluğunun sağlıklı yorumlar yapmadıkları da bir gerçektir, hâlbuki toplumsal gidişatın doğru okunması da kitap okumak kadar önemli olsa gerek! Bu bir eğitim meselesidir, dolayısıyla bunu bir başka zamana bırakarak son zamanlarda ortaya çıkan saldırgan kişilerin davranışlarını yorumlamak gerekmektedir.
 

Olumsuz her işi dışgüçlere bağlama acizliğine düşmek istemiyorum ama bunu da yok sayamayacağımızın bilincindeyim. İşleri dışgüçlere bağlamak istemeyişimin sebebi, bizim onlar karşısında bir varlık göstermemeyişimizdendir ki, en çok buna içerliyorum, neden biz bunlar karşısında bir strateji geliştiremiyoruz ve biz, başarı konusunda Allah'ın vaadi olduğu halde neden Allah'a güvenme konusunda tam bir teslimiyet ve güven içerisinde değiliz de ısrarla insanlara güvenme pespasyeliğinde zirve yapıyoruz?
 

Her zaman bu tehlikeli oyun oynamasına rağmen son zamanlarda orta yere konulan, toplu taşıma araçlarında başörtülü kadınlara yapılan sözlü ve fiili saldırıların arkasında büyük bir oyun vardı. Bundan istenilen elde edilemeyince bu sefer bu işler için ortaya sürülen ve desteklenen bir derginin Peygamberimizi hedef alması bu planların bir parçası ortaya sürüldü.
 

Ben bunları yapanlardan önce dindar olarak tanımlanan kişilerin yaptıkları yanlış işlere ve onların yapmaları gerekenleri yapamadıklarına, bir de yapılan yanlışların üstünün örtülmeye çalışılmasına içerliyorum.
 

Evet bu kadar imam hatip liseleri açıldı ama bu ifadeyi kullanmak istemediğim halde söylemek zorundayım ki içini dolduracak yetişmiş öğretmen kadrosu bulunamadı, kadrolar öğrenciye nasıl davranacağını bilemedi, onları belki ürküttü, Diyanet teşkilatı cemaatle bütünleşemedi, gruplar ayrılığın ve parçalanmanın tarafı oldu, inanan kesim dürüstlüğün ve doğruluğun görünen yüzü olamadı ve bu olup bitenleri doğru okuyanlar olmadı. Şimdi kendisine kızması gerekenler oyun kuranlara kızıyorlar hâlbuki onların işi o.
 

Her zaman olduğu gibi bu yazdıklarıma karşı çıkanlar ve öfkelenenler olacaktır ancak onlar kızacaklar diye doğruyu söylememek ne kadar doğrudur, işte gelinen durum ortadadır!
 

Üzgünüm! 
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —