ÖMER BAYDEMİR

Tarih: 19.03.2014 00:00

O Belde

Facebook Twitter Linked-in

30 Martta yapılacak yerel yönetimler seçimi öncesinde Ahmet Haşim"in  "O Belde" şiiri aklıma takıldı. Ahmet Haşim edebiyatımızda 1860–1901–1908 dönemlerini kapsayan Servet-i Fünun, Fecr-i Ati dönemi şairlerindendir. Fizik olarak, kocaman kafalı, yüzünün bir tarafı boydan boya şark çıbanı izli, Arap asıllı bir şairimizdir. Arap Haşim diye de anılmıştır.

Bu dönemin yazar ve şairleri baskıcı rejimden dolayı sosyal konulara değinememişler, Batı edebiyat akımlarından romantizmin ve sembolizmin etkisinde kalmışlardır. Sanat için sanat anlayışıyla hareket etmişlerdir. Onlara göre şiirler anlaşılmak için değil, hissetmek için yazılmalıdır. "Şiirde mana aramak, bülbülü eti için yemek gibi bir şeydir." Kendilerini sosyal hayattan soyutlamış, hayal ettikleri bir dünyaya özlem duymuşlardır. Bu dünya için:""Bunefy ü hicre, müebbed bu yerde mahkûmuz."" Diyerek, dünyayı ebediyyen yaşamaya mahkûm edildikleri sürgün hayatı olarak görmüşlerdir.

Fec-i Aticiler; sosyal hayatın, baskıcı rejimin kendilerini bunalttığını görerek ütopik hayata sığınmışlardır. Biz Kahramanmaraşlılar da 25 yılın monotonluğunu, tek düzeliğini, hak ettiğimizi alamamanın ezikliği içinde, şehircilik adına Fecr-i Aticiler gibi hayal ettiğimiz belediyeciliğe sığındık.

"At sahibine göre eşer""atasözümüzde olduğu gibi aşağıda meziyetlerini sayacağım bir belediye başkanının özlemini çekiyoruz. Hangi partinin adayı olursa olsun, sonunda tüm Kahramanmaraş"ı kucaklamalıdır. İcraatlarında, kararlarında; tarafsız, objektif, hakkı teslim eden, rahatına kıyabilen biri olmalıdır. Geleneksel, yaşayışa uyumlu, empati yapabilen, mütevazı biri olmalıdır. Gerektiğini, gerekse felsefi inanç yönünden farklı insanlar olabileceğini hesaba katmalı ve her düşünceye saygılı olmalıdır. Her türlü yeniliğe açık ufku geniş biri olmalı, kadrosunu kurarken bu temel felsefeye bağlı kalmalıdır. Eş, dost, akraba, tanıdık, bildik, fakir, zengin, saygın insan, sıradan insan ayrımı yapmamalı, herkese aynı mesafede olmalıdır. Küçük hesaplarla uğraşmamalı, toplumun çıkarlarını, bütün çıkarların üstünde tutmalıdır. Ailesinin, akrabalarının özel yaşamını denetim altında tutmalı, nüfuz kullanımına, istismara izin vermemelidir. Giyiminde, yaşamında toplum üstü bir görünüm sergilememeli mütevazı olmayı yeğlemelidir. Bir lobinin, bir elitin adamı olmamalı, kimseye bir diyet borcu olmamalıdır. İstişareyi, meşvereti, fikir teatilerini önemsemeli, bunlara sık sık başvurmalıdır. Lüks ve israftan kaçınmalı, millet malının yetim malı olduğu bilincini taşımalıdır. Müterettit, kararsız, verdiği sözün eri olmayan bir kişi profili taşımamalıdır. Makamın, mansıbın bir emanet olduğu haletini taşımalıdır. "Halka hizmetin Hakka hizmet" olduğu inancını taşımalıdır. Siyasetin dünyalık için bir meslek olduğu inancını taşımamalıdır. Kent imarında; her çitine gönye pergel dokundurulan, kamu yararını gözeten, insan mağduriyetine meydan vermeyen uygulamalara özen göstermelidir. İmar üzerinde, rantiyecilere, spekülatörlere fırsat vermemelidir. Özellikle kent imar planında, fırsatçıların kurum içi birimlerle paslaşmalarına meydan vermeyen önlemler almalıdır. İhalelerde kamunun ve devletin hukukunu korumada en üst düzeyde duyarlılık göstermelidir. Gösterişten, alâyişten uzak gerçek ihtiyaç sahiplerinin korunup kollanmasına özen göstermelidir. Sosyal belediyecilik adına mevcut imkânların üzerine yeni hizmetler eklemelidir. Varlık sebebimiz, cumhuriyetin ve demokrasinin korunup, kollanmasına azami özen göstermelidir. Tarihimizle geçmişimizle barışık olmalaıdır. Kindar, garaz güdücü olmamalıdır. Bağışlayıcı ve hoş görür olmalıdır. Feragat ve fedakârlıkta ön planda, hakların paylaşımında en arkada olmalıdır. HizmetteHz. Ömer emsali insanları kendine idol olarak seçmelidir. Liderlik formasyonu ve temsil kabiliyeti olmalıdır…

İşte bizim hayal dünyamızda var ettiğimiz belediyemizin başındaki insanda bu meziyetler olmalı. O zaman mutlu ve esenlik içinde yaşayan bir beldenin sakini olacağız. Yukarıda sayıp döktüğümüz meziyetlerin hangi aday üzerine tecessüm ettiğine bakınca, bilim adamı kimliğiyle, bu koşulları taşıyan kişi olarak Tahir Akgemci hocayı görüyoruz. Mustafa Poyraz"ın birikimlerinden sonra, Kahramanmaraş"ı ecemi, bir ele teslim edip de yaz-boz tahtasına çevirmeyelim. Güdülen, vesayetçi bir başkanın bu kente vereceği bir şey olamaz. Çünkü o hep buyruk almaya alışkındır, inisiyatif kullanıp kendini riske edemez. O zaman da hizmet olmaz. Modern şehircilik adına, Tahir Hoca"nın projeleri, bu kente yeni bir vizyon ve kimlik kazandıracak, marka şehir olacaktır.

Bu seçim, genel bir seçim değildir. Parti taassubu ile hareket edilmemelidir. Bir isim üzerinde yoğunlaşarak aklın ve sağduyunun emrettiği yola gidilmelidir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —