M. Nedim Tepebaşı

Tarih: 20.08.2025 21:25

İp İnceldiği Yerden Kopar

Facebook Twitter Linked-in

Toplum hâli kişilere bağlıdır, kişiler güzel ahlâklı, bilgili, nezaket sahibi, birbirine ve haklara saygılı olurlarsa toplum da aynı güzelliklere sahip olur, kişilerin yansıması olan toplum, bünyesindeki kişilerden yansıyan bu güzellikleri korumayı, toplum içinde herhangi bir olumsuzluk olduğunda o olumsuzluğun ortadan kaldırılmasını usulünce sağlamayı birinci dereceden görev bilmeli dolayısıyla toplumsal çürümeye engel olmalıdır.

Böyle bir yapılaşma ideal bir toplum yapılışmasıdır. Toplum olarak bize en uygun olanı bu yapıdır ama üzelecek bir durumdayız!

Bu alanda ideal seviyeye ulaşamamış olabiliriz ama geldiğimiz durumda hem geldiğimiz seviyeyi koruyamadığımız hem de çok hızlı kayba uğradığımız için iki olumsuzluğu birden yaşamaktayız .

Güle oynaya devam ettiğimiz hayatın nerede ki her cephesinde büyük bir yozlaşma yaşadığımızın ya farkında değiliz ya da bu yozlaşmayı kanıksamışız, ne var ki ikisi de büyük tehlikedir. Dilden dine, aileden bireylere, eğitimden toplumsal hayata, bütün iş ve davranışlarda yaşadığımız yozlaşma, eğer kendimize dönüş yapmaz isek bizi toplumsal bir iflasa sürükleyecektir. Bu söylediklerim şom ağızlılık değildir, her zaman söylediğim gibi ben gördüklerimi okumaya hem de doğru okumaya çalışıyorum, görmesi gerekenler görmüyorlar diye veya bazı çevreler hoşlanmıyor diye ben de görmeyeyim diyemem, aslında hiç kimse bunu diyememelidir ama öyle olmuyor işte.

Çok basit bir örnek vereceğim ama ben bu tür işleri önemserim yani olması gerekenin olmasını isterim, bir vesile üniversitenin bir bölümündeyim, koridordaki görevli "Neyi arıyorsun dayı?" dedi, aradığım yeri bulabileceğim halde yine de cevap verdim. Şu sokak ağzına bakar mısınız! Birçok kurum veya kuruluşlarda, özel alanlarda   görev yapanlar hatta özel  işletmelerde bile aynı yozlaşma yaşanmaktadır. Mesele adamların dayı demeleri değildir asıl mesele konuşma uslubundaki yozlaşmadır, laubaliliktir, bu bir başka işte de olabilir, bir davranış da olabilir. Şimdi üniversite gibi bir alanda bunlar nasıl yaşanabilir, torpille, talimatla işe alınmış olsalar bile iş verilen kişilere davranış kuralları ve konuşma uslubü öğretilmeli değil midir? Dedim ya, mesele o kişinin kullandığı kelime değildir ama dili galat hâle getirmeye de  gözyummaya da kimsenin yetkisi de hakkı da olmamalıdır. Başka bir örnek; TDK bazı harflerdeki uzatma ve inceltme işaretlerini yani külahı kaldırdı ve dile büyük darbe vurdu, aslında böyle bir hakkı da yoktu, imam hutbe okurken ahlâk kelimesini ahlak olarak okuyorsa nerede olduğumuzu varın siz anlayın!

Burada bir durum daha vardır ki o da bundan daha hafif değildir, bu yapıdaki kişilerin arkasında kesin sırtını  dayadıkları birileri vardır.

Bunları olağan veya basit konular olarak görenler olabilir ancak bilinen bir şey daha vardır ki; ip inceldiği yerden kopar.

Yozlaşma bizi kuşatmadan biz yozlaşmayı durdurmamız ve doğru işler yapmamız lazım.
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —