Tarih: 30.11.2012 09:44

Cezaevi gerçeği bu kitapta

Facebook Twitter Linked-in

Yazar böyle bir araştırmaya başlamasının hikâyesini ve yöntemini şu şekilde anlatmaktadır: "Yozgat Cezaevinde görev yaptığım süre zarfında tahliye olan ve sayısı azımsanmayacak oranda, çoğunluğu gençlerden oluşan, mahkûmların kısa bir süre sonra yeniden daha profesyonel suçlar işleyerek cezaevlerine döndüklerine şahit oldum. Bu durum, ben de hapsedilmenin en temel amaçlarından biri olan "topluma kazandırma, ıslah etme ve caydırma" işlevini yerine getirmediği yönünde bir kanaat oluşmasına neden oldu. Çalıştığım Kurum da var olan bu gerçeğin diğer ceza infaz kurumlarında da bulunup bulunmadığını öğrenmek; varsa çözümü araştırmak/üretmek, yeniden suç işlenmemesi için infaz süresinde ve tahliye sonrasında yapılabileceklere ilişkin kaynak taramasına başladım. Kaynak taramasına ek olarak 18 ay boyunca görev yaptığım cezaevine yeni gelen 540 mahkûm ile birebir, sayıları 15 ile 30 arasında değişen küçük gruplarla da karşılıklı bilgilendirmeyi esas alan beş tartışmalı konferans düzenledim.


Araştırma sürecinde yaptığım kaynak taramasından aldığım notların ve yaptığım gözlemlerimin bir kısmını meslek elemanları ve akademisyenlerle paylaştım. Bu paylaşım sırasında özellikle akademisyenler, yapılan bu araştırmanın anketle zenginleştirilmesi ve bu çalışmanın muhakkak kitap haline getirmesi gerektiğini önerdiler. Biz de bu öneriye uyarak bir eser yazmaktan ziyade elde edilen bilgileri daha çok kişi ile paylaşmak ve yararlı olmak için anket çalışması yapmaya karar aldık. Bu amaçla Adalet Bakanlığından alınan izin ile 02/05/2011-30/07/2011 tarihleri arasında Türkiye`nin yedi coğrafi bölgesinde, her bölgede ortalama en az üç merkez seçilerek, toplam 28 ilde bulunan 14 farklı tipteki 32 cezaevinde toplam 3555 hükümlü, tutuklu ve hükümlüye anket düzenledik. 3555 kişi üzerinde yaptığımız bu anket çalışması Türkiye`de alanında yapılmış en kapsamlı araştırmadır."

Kitap isminde de olduğu gibi üç bölümden oluşmaktadır. Yazar, öncelikle en çok başvurulan cezalandırma türlerinden olan hapis cezasını enine boyuna masaya yatırmaktadır. Hapis cezasının insanlık tarihi boyunca en çok başvurulan ceza olduğunu, buna karşın hapis cezasının onarılması imkânsız olan zarar verici etkisinin ortadan kaldırılamadığını, modern zamanda hapis cezası çok boyutlu ele alınıp değerlendirildiğini ancak hapis cezasının yerine konacak çok fazla alternatif geliştirilemediğini belirtmiştir.        

Kitabın ikinci bölümde cezaevlerinde yapılan iyileştirme çalışmalarını ele alınmış. Yazarın elde ettiği bulgulara göre; cezaevlerinde yapılan iyileştirme çalışmaları yetersiz ve alanında uzman olmayan kişilerce yapıldığı veya yapıldı gösterildiği, yapılan çalışmaların istatistikten öteye gitmeyen göstermelik faaliyetler olduğu belirtilmiştir.   

Kitabın üçüncü bölümünde ise yeniden suç işleme konusunu ele almış. Yazar, cezaevlerin en temel amaçlarından olan "yeniden topluma kazandırma" işlevini yerine getir(e)mediği, bilakis cezaevlerinden tahliye olan hükümlülerin etiketlenmesi, sosyal yaşamdan dışlanması, iş bulamaması, anlaşılamaması, suç işlemeyi alışkanlık haline getirmesi, tahliye öncesi ve sonrasına yönelik oryantasyon çalışmalarının olmaması veya yetersiz olması nedenleriyle kısa bir süre içinde yeniden daha profesyonel suç işleyerek ceza infaz kurumlarına döndükleri bulgusuna ulaşmıştır.           

Kitap dikkatle okunduğunda son yıllarda sıkça yaşanan cezaevi olaylarının ve yaşanabilecek muhtemel olaylarında şifresini vermektedir. Dört Yüz Bin'in üzerinde veriye ulaşarak müthiş bir veri bankası oluşturan yazar bu yönde de Türkiye'de bir ilke imza atmıştır. Tablolar halinde verilen bulgulardan öne çıkan bazı sonuçlar şunlardır:

Ankete katılanların mahkûmlar;

%47.9'u cezaevinde suç işlemek için yeni teknikler öğrendiğini,

•%38.1'nin birçok defa cezaevine girdiğini,

•%53.6'sının infaz ettiği suçu kabul etmediğini,

•%40.2 `sinin suçsuz yere cezaevinde yattığını, 

•%59'nun cezaevinde bulunduğu sürede aile ve yakın çevrenizden maddi ve manevi destek gördüğünü,

•% 75.7'sinin cezaevlerinde zorunlu çalıştırmanın olması gerektiğini,

•%64.9`nun cezaevinde yapılan iyileştirme/topluma kazandırma çalışmalarını yetersiz gördüğünü,

•%63.5'nin tahliye sonrası sosyal yaşama uyum sağlamaya yönelik programların yapılmadığını,  

•%47'si cezaevi personellinin bütün mahkûmlara eşit davrandığını, %25.9'nun mahkûmlar arasında ayrımcılık yapıldığını ve %14.9'nun ise kendilerine kötü davranıldığını,   

•%33.4'nün suç işlemesinde etkili olan en önemli faktörün işsizlik/parasızlık olduğunu belirtirken %33.2'si arkadaş çevresi, %19.6'sı ailevi sorunlar, %12.6'sı uyuşturucu madde kullanımı, %11.3`ü psikolojik sorunlar, %10.8'i eğitimsizlik/cehalet, %9.6'sı geleceğe yönelik ümitsizlik, %3.4'ü örgütler/terör, %1.9'u suç işlemenin alışkanlık yapmasının etkili olduğunu, 

•%21.5'nin kendisi dışında aile fertlerinin, %20.5'nin ise arkadaş çevresinden birilerinin cezaevine girdiğini,

•%52.7`sinin koğuş veya odaların aşırı kalabalık olmasının kendisi için en büyük sorunun olduğunu belirtirken, %44.1'i yemeklerin kalitesiz çıkmasını, %37.4'nün psikolojik sorunlar/bunalım/yalnızlığın, %31.3'nün sağlık sorunlarının, %27.7'sinin ailesi ve yakınları ile iletişime geçememenin, %27.5'i parasızlığın, %26'sının cinsel ihtiyaçlarını karşılayamamanın, %16.1'i ziyaretçilerinin gelmemesinin, %10'nu kendisine baskı, işkence/insanlık dışı muamelenin yapılmasının, %8.3'nin koğuş veya odadakilerin baskısının ve %0.7`si kendisine cinsel taciz edilmesin büyük sorun oluşturduğunu,

•%40.1'i kendilerine hapis cezası yerine elektronik kelepçe, %29.8`i konutta infaz/ev hapsi,  %28.8`i kamu yararına çalışma, %22.4'ü adli kontrol, %17.5'i para cezası, %12.7'si tedavi tedbirlerinin verilmesinin daha yararlı olacağını,

•Ankete katılan mahkumların tahliye olduktan sonra yaşadaıkları/yaşanacaklerı en büyük sıkıntının başında %65.8'i işsizlik, ardından %32.1 topluma uyum sağlayamama, %31.2'sı psikolojik sorunlar, %30.5'i aile ve toplumdan dışlanma, %24.8`i yeniden suç işleme korkusu, %13'ü can güvenliği endişesi taşıdklarını,

•%67.3'nün tahliye sonrası devletten sabıkanın silinmesi beklerken, %60.3'ü iş, %52.9'u iş kurmak için kredi, %20.5`i başka bir ilde yaşamak için maddi destek, %13.8'i rehabilitasyon/iyileştirme ve %5.9'u yüzünün ameliyatla değiştirilmesi taleplerinin olduğu bulgusu elde edilmiştir. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —