Engelliler Derneği Başkanı
Demir, Kahramanmaraş'ta engelliler için birçok engel olduğundan söz ederek
yapılacak çalışmalar ile bu kişilerin topluma kazandırılmasının önemlim
olduğuna vurgu yaptı. İlimizde özellikle fiziki şartların engelli vatandaşları
olumsuz etkilediğini ifade eden Demir, engelli kişilerin ilk derin şoku aile
içinde yaşadıklarını sözlerine ekledi. Ailenin eğitimli ve kültürel anlamda
bilinçli olmalarının, engellileri topluma kazandırmada önemli olduğuna değinen
Demir şunları söyledi: "dışlanmışlığın başladığı nokta aile ve akrabadır. Sen
bir köşede oturursun, Maraş`ta vah vah güzel, yakışıklı çocukmuş masim derler.
Bu konuşmalar insanın ruhunu ezer de ezer, ezer de ezer. Yani başta ailede
ezilirsin. 3 Aralık dünya engelli günüdür, bu günde çeşitli etkinlikler
organize edilebilirdi. 16 Mayıs engelliler haftası var, bu hafta içinde 6 gün
dolu dolu geçirilebilir. Şiir yarışmaları, engelli bilincinin oluşturulması
için kompozisyon yarışmaları yapılır. Seminerler düzenlenip, konserler
verilebilir. Dernek olarak bizim imkânlarımız yeterli olsa bunları
yapabiliriz."
Arif Demir'e engellilerin
sorunları ve çözümleri ile ilgili sorularımızı yönelttik.
Kahramanmaraş engelliler derneği ne zaman kuruldu?
Demir: 1992 yılında kuruldu
Kahramanmaraş'ta derneğe kayıtlı kaç engelli üyeniz
var?
Demir: Kahramanmaraş'ın
ilçelerindeki şubeleri hariç merkezde 1200 üyemiz var. Şubelerimiz Elbistan'da
ve Andırın'da var. Türkoğlu ve Çağlayancerit`te de şube açma çalışmalarımız
devam ediyor.
Derneğin kuruluş amacı nedir, faaliyetleri hakkında
bilgi verir misiniz?
Demir: Burası bir sivil toplum
kuruluşudur. İlk başta zaten bu derneği ne tür bir hizmet verebiliriz diye
kurduk. Biz yeni yönetim olarak 22.07.2012 tarihinde devraldık. O günden
itibaren her pazartesi burada toplantı yapıyoruz. Önce birbirimizi tanıma adına
bir araya gelmeye çalışalım dedik. Şu anda çok güzel bir gelişme var, ilk hafta
üç kişiydik sonra beş kişi olduk derken şu anda 50"60 kişilik bir katılım
oluyor. Kış günü olmasına rağmen bu şekilde bir katılım var. Yazın zaten her
gün buraya arkadaşlarımız gelir. Engellinin hareket alanı dar, kış şartlarında
bu biraz zor oluyor. Burası neticede tam ısınmıyor. Yedinci aydan bu güne
yaptığımız hizmetleri anlatacak olursak, bilgisayar projemizi İŞKUR`a sunduk ve
onaylandı. Meslek Eğitim Merkezinde üç arkadaşımızla anlaştık ve ders
modülümüzü çıkarttık. Onu da İŞKUR`a sunduk, sözleşmelerimiz falan hepsi bitti.
Aşırı soğuk olduğundan önümüzdeki ay başlayalım dedik.
Isınma problemini çözemiyor musunuz?
Demir: Isınma için Isımar
doğalgaz firmasıyla görüştük. Yer ve fiyat tespiti yapıldı, dışarıda Armadaş`ın
takması gereken kutu var. Armadaş`ta sıraya alıyor, sıra ne zaman gelirse ondan
sonra arkadaşların bir günlük işi var. Isınma sorunun bu şekilde çözeceğiz. Yani
şu anda tıkandığımız nokta Armadaş. Şimdi ufo gibi ısıtıcılarla ısınmaya
çalışıyoruz. Çalışmalarımıza devam edecek olursak, bilgisayar haricinde takı
tasarım projemiz var, onaylatmamız gerekiyor.
Neden İŞKUR ile çalışıyoruz? Şimdi halk eğitim bizimle her türlü projeye
açık. Diyor ki ne yapmak istiyorsanız buyurun. Ama Halk Eğitimle yaptığımız
çalışmalarda bize destek verilmiyor. Mesela ne bir yol harçlığı veriliyor, ne
de derneğimize faydalı bir durum var. İŞKUR bunu tamamen ücretlendiriyor,
günlük kişi başına 20 Lira harçlık veriyor. 19 Mayıs engeliler haftası için bir
etkinlik düşünüyoruz. Kent Konseyi engelli meclisini oluşturduk, onun
toplantılarına başlayacağız. Kent Konseyine proje sunmak zorundayız, onun için
de engelli dostu diye bir projemiz var.
Derneğin masrafları nasıl karşılanıyor?
Demir: Masrafları dernek
yönetimi karşılıyor. Bununla beraber duyarlı insanlarımız ve esnaflarımız var. Onlar
bazen çeşitli yardımlarda bulunuyorlar.
Kahramanmaraş'ta yol ve rampalar engelliler için
yeterli mi?
Demir: Kahramanmaraş'ın yol ve
rampaları son üç yıla kadar gerçekten çok sıkıntılıydı. Son üç yılda Başbakan'ın
direktifleri ve tavsiyeleri doğrultusunda çok büyük gelişmeler oldu. Ancak
yapılan bu çalışmalar da yeterli değil tabi. İlimizde sadece Valilik ile Belediye
etrafında ve yeni yapılan parklarda düzgün bir kaldırım ve rampa var. Çalışmalar var, ancak hala yüzde 90`lık kısmı
eksik bulunuyor. 2005 yılında alınan kararla 2012 yılının temmuz ayına kadar
binalarda ve kaldırımlarda engelliler için gerekli bütün çalışmaların
bitirilmesi gerekiyordu. Ancak bu yetiştirilemedi ve üç yıllık bir uzatma
yapıldı. Bu süre zarfında şehirlerdeki bütün binaların alt yapıları engellilere
göre düzenlenecek.
Toplu taşıma araçlarında nasıl sıkıntılar yaşanıyor,
uygulamalar yeterli mi?
Demir: Belediyenin almış olduğu son otobüslerin
hepsi asansörlü ve bu çok güzel. Diğer araçlarda bu gibi uygulama yok. Zaten bu
güne kadar ben hiç bir engelli vatandaşımızı dolmuşlara binerken görmedim, yani
tekerlekli sandalyede olan biri dolmuşa binemiyor. Bunun dışında yaşadığımız
bir sorun, caddelerdeki engelli park yeri sorunudur. Buralar engelli olanlar
için ayrılmış ama her zaman diğer araçlar park ettiğinden oralarda boş
kalmıyor. Ve caddelerde ücretli park yeri uygulaması var, bu işlem için görevli
olan kişiler de bu konuda bir uyarı yapmıyor kimseye. Burada engelli olanlardan da ücret alınıyor,
alınsın. Ama bir ücret talep edilmese de kimse iflas etmez sanıyorum. Bu park
yerlerinde engelliler için rampa var bunu da unutmamak lazım. Park yerlerinde
zeminde bir işaret var, ancak bu her yerde yok. Cadde üzerinde sadece bir yerde
varsa diğer engelli parkı için ayrılan yerlerde yok.
Valilik önündeki lambalarda sesli işaret sistemi var,
diğer yerlerde de olması gerekir mi?
Demir: Bu uygulama sadece bir
yerde var, diğer caddelerden görme engelli insanlar geçmiyor mu? Bu uygulama
diğer ışıkların olduğu yere de konmalıdır. En azından şehir merkezindeki en çok
kullanılan güzergâhlara konması gerekir. Bunun için Belediye ile çalışmak
lazım. Eğer Belediye bize nerelerde sesli sisteme ihtiyaç var, bunun için bir
çalışma yapın derse biz en kısa zamanda bu çalışmayı yaparız. Aynı zamanda
kaldırımlardaki mazgallar engellilerin geçişine uygun şekilde
yerleştirilmelidir Tekerlekli sandalye ile geçen bir engelli vatandaş bu
mazgalların yerleştirilme biçiminden dolayı oraya takılabilir, bu da dikkat
edilmesi gereken bir noktadır.
Resmi kurum ve kuruluşlarda engellilere karşı davranış
biçiminde bir sorun var mı?
Demir: Bazı kurumlarda var,
bazılarında yok. Bu konuda özellikle Belediye çok duyarlı, arkadaşlara gereken
yardım yapılıyor, onlarla ilgileniliyor. Ama bir AKEDAŞ`a gidersen öbürleri ne
ise sen de osun deniliyor, yardım edilmiyor. Zaten tekerlekli sandalyede oturan
bir arkadaşın veznedeki görevli ile iletişim kurması çok zor, çünkü masalardan
dolayı görevlinin ancak ayağa kalkması gerekir. Aynı zamanda hiç bir kurumda
kapıdaki görevlilere, engelli vatandaşlar geldiği zaman onlara yardımcı olacaksın
diye bir talimat verilmemiştir. Verildiyse de bundan bizim haberimiz yok. Vicdani
olarak yardım edenler var, neticede bu insanlar engelli, onlara yardımcı
olunması gerekir. Burada tabi sadece kurum ve kuruluşlar suçlu değil, bizim de
eksiğimiz var. Sivil toplum kuruluşu olarak biz gidip anlatmalıyız, gereken
bilgileri vermeliyiz.
İş yerlerinde zorunlu engelli kotasına uyuluyor mu?
Demir: 2005 yılında hazırlanan
yasaya göre, özel işletmelerde işçi sayısı 50`nin üzerinde olan yerler yüzde 3
oranında engelli işçi almak zorunda. 2010 yılında çıkarılan yasa ile özel sektörde
yüzde 3 hala geçerli olurken, kamu kurumlarında bu oran yüzde 4`e çıkarıldı. Kanunen
bu zorunludur, ancak işletmeler engelli işçi almak yerine, 1500"1700 TL
arasındaki cezayı ödemeyi daha uygun buluyor. Tabi şu konuya da değinmek
gerekir, engelli arkadaşlarımız gerekli eğitim seviyesine ulaşmış olsaydı bu
sorun daha çabuk halledilirdi. Eğitim konusu da aynı zamanda engelliler için
ayrı bir problem olarak karşımızda duruyor.
Engelliler için yapılan aktiviteler yeterli mi? Bu konuda
nasıl bir çalışma yapılabilir?
Demir: Engelliler için düzenlenen bir aktivite yok. İhtiyaç
mı? Tabi ki ihtiyaç, bizim de burada amacımız bu. Şimdi engelliler hem toplumda
hem de kendi içerisinde dışlanmış. Engellinin en büyük ihtiyacı eğitim, moral
ve güvendir. Engelli arkadaşlarımız bir yere ziyarete gittiğim de bana nasıl
bakarlar diye düşünüyor, kendi akrabalarını bile bunun için ziyaret etmiyor. Bir
dışlanmışlık yaşıyor, toplumda da dışlama var. Mesela bir engelli arkadaşımız
tekerlekli sandalye ile dışarı çıktığı zaman, insanlar ne işi var dışarıda evde
otursa der gibi bakıyor. Bu da bir türlü dışlamadır, onun da ihtiyaçları var,
alış veriş yapması, çarşıyı görmesi, gezmesi gerekir. Nasıl aktiviteler yapılır
konusuna gelince, bu konuda Belediyemiz bize sahip çıkabilir. Balıkesir Ayvalık'ta
bir hafta şenlik düzenleniyor, bizim de Ilıcamız var orada şenlik
düzenlenebilir. 3 Aralık dünya engelli günüdür, bu günde çeşitli etkinlikler
organize edilebilirdi. 16 Mayıs engelliler haftası var, bu hafta içinde 6 gün
dolu dolu geçirilebilir. Şiir yarışmaları, engelli bilincinin oluşturulması
için kompozisyon yarışmaları yapılır. Seminerler düzenlenip, konserler
verilebilir. Dernek olarak bizim imkânlarımız yeterli olsa bunları yapabiliriz.
Siz bu konuda her hangi bir proje hazırlayıp ilgili
kurumlara sundunuz mu?
Demir: Hayır, böyle bir proje
hazırlamadık. Ancak biz bu görevi yeni devraldığımız da resmi kurumların
neredeyse tamamıyla tanışmak için randevu talep ettik. Ancak İl Sağlık
Kurumu'nun haricinde karşılık geldi. Zaten İl Sağlık Kurumu bize her türlü
yardımı yapıyor.
Engelli dernekleri engelli haklarını savunmada etkin
rol alabiliyor mu?
Demir: Bu konuda etkin bir rol
alamıyor maalesef.
Niçin?
Demir: Geçmişten gelen köklü
bir çalışma yapılmamış. Basına ve diğer yerlere kendimizi tanıtamamışız,
sesimizi duyuramamışız. Ne dernek ne
federasyon ne de konfederasyon bazında kendini ifade edememişler.
Dernek olarak engellerin hakları konusunda
bilgilendirme yapıyor musunuz?
Demir: Biz yönetimi
devraldığımız günden bu yana arkadaşlara yasalarla ilgili olarak ve eğitimdeki,
istihdamdaki, sağlıktaki her türlü konuda yardımcı oluyoruz. Sordukları zaman
biz onları bilgilendiriyoruz.
Kahramanmaraş'ta engelliler için rehabilitasyon
çalışmaları yapılıyor mu?
Demir: Kahramanmaraş'ta
engelliler için rehabilitasyon merkezi adında bir merkez yok, sadece okullar
var. Becerilerin kazandırılacağı, senin kafan çalışıyor seni grafiker yapalım,
diyecek bir merkez yok.
Engellilerin çalışabileceği işlerin analizi yapılıyor
mu?
Demir: Öyle bir analiz yapılmamıştır,
yapıldıysa bile yüzeysel olmuştur. ÖZİDA`nın özürlüler için sadece araştırması
var. Kadrolara atama yapılırken mezun olduğu öğrenim durumuna göre atama
yapılıyor.
Bir insanın engelli olması çalışmasına engel midir? İşverenler
bu konuda önyargılı davranıyor mu?
Demir: Bir kişinin engelli
olması onun çalışmasına engel değildir. Engelli hakkında İşverenin ön yargılı
olmaması için, eğitim verip, masa başında teknik eleman vasfına gelirse önyargı
olmaz.
Ayrımcılık yapılıyor mu?
Demir: Ayrımcılık var. Pozitif
anlamda 2010 yılında Hükümet bir yasa çıkardı ve engelliler en üstte olacak
dedi. Bu çok güzel bir uygulamadır. Sosyal anlamda, dünya tarihine baktığımız
zaman, bu Türkiye için de geçerli, engelliler toplumun en alt tabakasında yer
almışlardır. Mahallede ayrımcılık olur, kimse engelli bir çocuğu alıp da oyun
oynayamaz, sokakta ayrımcılık var, az önce bahsettik. Engelli sokağa çıkamaz,
kaldırımlarda yürüyemez. Toplumu bilinçlendirerek ve engelliyi sokağa
çıkararak, sosyal yaşamın, kültürel aktivitelerin ve sporun içine sokabilirsek,
toplum bunu içselleştirir ve engelliler uyum sağlar.
Engelli demek muhtaç mı demektir?
Demir: Engelli demek muhtaç
demek değildir. Spastik, otistik ve zihinsel engelliler vardır, bunlar da
muhtaç değildir, bakıma ihtiyaçları vardır. İmkân verildiği zaman engelli
çalışır, kim para kazanmak istemez ki? Engelli dilenci değil, sadece destek
olunsun yeter.
Engelliler haklarını aramak için ne yapabilirler?
Demir: Hiçbir şey yapamazlar.
Engellilerin aile ortamında özel bir alanının olmaması
onları nasıl etkiler?
Demir: Dışlanmışlıktan bahsetmiştik,
o dışlanmışlığın başladığı nokta aile ve akrabadır. Sen bir köşede oturursun,
Maraş`ta vah vah güzel, yakışıklı çocukmuş masim derler. Bu konuşmalar insanın
ruhunu ezer de ezer, ezer de ezer. Yani başta ailede ezilirsin. Neden? Çünkü
ailenin bilgi, kültür düzeyi yüksek değildir. Ezilirsin, ruhun böyle parçalanır,
ezilir, ezilir mini minnacık kalırsın. O duyguyla sokağa çıktığın zaman çevreyi
yan gözlerle izlersin, acaba bana bakıyorlar mı diye. Bir ailede dört beş tane
çocuk var. Sen engelli doğmuşsun ya da sonradan engelli olmuşsun, aile içinde
bile sen en alt yerdesin, bir köşeye atılırsın, bırakılırsın. Yemeğini verdin,
suyunu verdin karnını doyurdun, tamam bitti. Özel ilgi gösteren aileler yok mu?
Var tabi, eğitimli, bilinçli aileler de var. Sokağa çıkarsın arkadaşların seni
oyuna kabul etmez. Ezilirsin, bir köşede oturursun, hatta sokağa çıkmazsın
bile. Ondan sonra eğitimin başlar, okula gidersin, sınıfta geçersin en arka
köşeye oturursun öğretmen orada mısın, değil misin farkında değildir, diğer
çocuklar da farkında değildir. Orada da ezildin mi? imkânın varsa üniversiteye
gidersin orada da zaten ezilirsin. İşte o ruh haliyle yetişen çocuğu düşünün.
Kahramanmaraş'ta engelliler için spor kompleksi var mı?
Demir: Engelliler için bu
şekilde hazırlanmış bir kompleks yok. Yarı olimpik engelli havuzu var onun
dışında her hangi bir yer yok. Sadece yüzme var, bir de bireysel olarak bilek
güreşi yapan arkadaşlar var. Bunlar da her hangi bir dernek ya da spor kulübüne
üye değil, öyle bir yer yok.
Kahramanmaraş`ta spor, sanat veya başka alanlarda
başarılı olan engelliler var mı?
Demir: Yok, yapılabilirse
olur.
Engelliler için en büyük sorunları sıralayacak olursak
ilk başta hangi sorunlar yer alır?
Demir: İstihdam ve eğitim.
Röportaj: Kürşad Kerem AKÇAKALE