Tarih: 26.05.2013 16:34

Anavatandan uzakta 149 yıl geride kaldı

Facebook Twitter Linked-in

Programa Kahramanmaraş CHP kadın kolları, dernek üyeleri ve davetliler katıdı. İstiklal marşının okunmasıyla başlayan anma programı Çerkes sürgününü anlatan video gösterisinin ardından sunumlarla devam etti.

"Bu gün çerkeslerin anavatanlarından 21 Mayıs 1864 yılından sürgün edilişlerinin 149. Yıl dönümünü anmak için bir program organize ettik."şeklinde konuşan Dernek Başkanı Lisan Alkış şunları söyledi: "Gençlerimiz şu anda daha duyarlı daha önceleri anma etkinlikeri gerçekleştirilmiyordu, bu anma programına 20 yıldır devam ediyoruz. Atalarımızın çektikeri sıkıntıları, Rus mezaliminden kaçışlarını orada çektikleri zulümleri gençlerimize aktarmak onların unutulmamasını sağlamak amacıyla bu günü derneğimizde tertip ediyoruz."

ÇERKESLER UZUN YILLAR KARADENİZ'DEN BALIK YEMEDİ

Çerkes sürgünlerinin Rusya'nın Çarlık döneminden itibaren başladığını ve sürgün sırasında milyonlarca Çerkes'in öldüğünü belirten Alkış şöyle konuştu:

 "Çerkes sürgünleri çarlık döneminden başlar, Rusya'nın, emeleri doğrultusunda yani sıcak denizlere inmek için kuzey Kafkasya'yı fethederek hayalini gerçekleştirmek için başlattığı bir savaştır. Çerkeslerin böyle büyük bir güç karşısında direnmesi mümkün değildi ama bu savaş yıllar sürdü. Neticede Çerkesler ya yok olmak ya da çok sevdiklerini vatanlarını terketmek zorunda kaldılar. 21 Mayıs 1864 yılında Karadeniz kıyılarında, Soçi kıyılarından başlayarak gemilere bindirildiler ve Karadeniz'e açıldılar. Söylenilen rakamlara göre 2-3 milyon kişi Karadeniz'e açılmış ama Türkiye'ye çıkanlar ancak 1 milyon kişi olmuştur. Yola çıkan yaklaşık 3 milyon insandan 1 milyon kişi kurtulmuştur. Yolculuk esnasında kimi hastalıktan kimi de sıkışmadan dolayı ölmüşlerdir ve cesetleri Karadeniz'e atılmıştır. Ve uzun yıllar Çerkesler, atalarının Karadeniz'de öldüğünü bildikleri için Karadeniz'de balık yememişlerdir."

Şu anda kafkasya'da 1 milyon Çerkes'in yaşadığını açıklayan Alkış,  değişik yerlerde yaşayan, değişik lehçeler kullanan Çerkesler'in olduğunu ve bunların agırlıklı olarak Türkiye, Suriye ve Ürdün'de yaşadıklarını söyledi. Alkış, tahminlere 5 milyon Çerkes'in Türkiye sınırları içinde yaşadığını ve şu anda dünyada 6-7 milyon çerkes nüfusunun bulunduğunu sözlerine ekledi. 

"BUNUN ADI GÖÇ DEĞİL, SÜRGÜNDÜR, SOYKIRIMDIR"

Çarlık Rusya döneminden itibaren devam eden olayın bazı kesimler tarafından göç olarak adlandırıldığını ancak bu şekilde açıklanmasının yanlış olduğuna dikkat çeken Lisan Alkış şu şekilde konuştu: "Şimdi bazıları bu olayı göç olarak değerlendiriyor ancak bu göç olarak anılamaz. Çünkü göç insanın kendi istegi doğrultusunda olabilir. Kendi istegi dışında göçe zorlanmak bir sürgündür, bir soykırımdır. Yani karşılıklı olarak güçler bir denge taşımıyorsa bu bir resmen yok etmedir. Biz çerkesler olarak Kafkasya'da Rusların bu zülmüne maruz kalmışlardı. Ama buna rağmen yıllarca, 60-70 yıl 100 yıl süren bir mücadele vermişlerdir. Şu anda bir savaş halinde değiller kendi özerk cumhuriyetlerinde yaşamaktalar, mutlu bir yaşam sürmekteler. Ama emelleri tüm Çerkeslerin anavatanlarında tekrar buluşarak herkesin arzu ettiği gibi özerk bir cumhuriyet değil, bağımsız bir cumhuriyet olmaktır. Tabi ki bu hepimizin gayesidir."

TÜRK BAYRAĞI ALTINDA YAŞAMAKTAN MUTLUYUZ

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Türk bayrağı altında yaşamaktan mutlu olduklarını ve Osmanlı döneminden beri Çerkesere kucak açan Türkiye'ye minnettar olduklarını kaydeden Alkış şunları dile getirdi: "Ama biz bize kucak açan Türkiye Cumhuriyetine minnettarız, atalarımız geldiğinden bu güne kadar gayet mutlu bir şekilde barış içerisinde yaşıyoruz. Biz bu Cumhutiyetin kuruluşunda da bizzat yer aldık, hiçbir şikâyetimiz yoktur, biz bu şanlı al bayrak altında gayet mutlu bir şekilde yaşamaktayız. Ama kültürümüzü de yaşatmak için dernekerimiz var, derneklerimizin çatısı altında elimizden geldiğince kültürümüzü yaşatmak, gençlerimize nakletmek ve bu kültürün ilelebet devam etmesini sağlamak için elimizden geldiğince gençlerimize dil kursları kültürümüze ait diğer öğeleri öğretmek suretiye kültürümüzü yaşatmak istiyoruz."

"TÜRKİYE'DE ÇERKESLERE KARŞI HİÇ BİR ZORLAMA OLMAMIŞTIR"

Bu güne kadar Türkiye'de Çerkesler karşı bir baskı ve zorlama olmadığını ve şu anda kafkasya'da bağımsız bir Çerkes Cumhuriyeti kurulsa bile bu halkın yüzde 90'ının yaşadığı topraklarda ayrılmayacağını düşündüğünü ifade eden Alkış şunları söyledi: "Şu anda Kafkasya'da Çerkes toplumu bağımsızlığını kazansa ben şahsen herkesin oraya göç edeceği kanaatinde değilim, Çerkes Kültür Derneği Başkanı olarak ben şahsen tekrar oraya yerleşmek üzere göçmem. Ama vatanım olarak oraya gider ziyaret ederim, benim gibi düşünen insan sayısı da çoktur.  Orada bağımsız çerkes cumhuriyetinin olması beni mutlu eder, ben bu ülkede de mutluyum hem de son derece mutluyum. Bu ülkede bize her tür kapı açılmıştır, hiçbir kapı kapanmamıştır. Bazı fanatik insanlar dilimiz kaybolmuştur gibi şeyler söylüyor. Dilinizin kaybolması sizlere aittir, kendine aittir. Siz ailenizde dilinizi çocuklarınıza öğreteceksiniz, ben bu güne kadar bu konuda hiçbir şekilde devlet baskısı görmedim. Ben devlet dairesinden emekli bir başkomiserim, ben devet dairesine bir Çerkes geldiği zaman Çerkesçe konuşmuşumdur, bana niçin Çerkesçe konuşuyorsun diyen olmadı. Olsaydı söylerdim. Onun için ben bu ülkeden kimsenin göç edeceğine inanmıyorum ama bir Cumhuriyetin olması beni mutlu eder. Yani şu anda Kafkasya'da bağımsız bir cumhuriyet kurulsa Çerkeslerin yüzde 90'ının göçmeyeceğini düşünüyorum."

"ÇERKESLER HİÇBİR ZAMAN DEVLETİN KARŞISINDA YER ALMAMIŞTIR"

Çerkes toplumunun her zaman bulundukları topraklarda Devletin yanında yer aldıklarını, her zaman parçalayacı değil yapıcı olduklarını ve bunun da aldıkları terbiyeden geldiğini aktaran Alkış şu şekilde konuştu: "Hangi yörede yaşarlarsa yaşasınlar Çerkesler yaşadıklarını yerleri kendilerine yurt edinmişlerdir ve oraya bağlanmışlardır, hem de sıkı sıkıya bağlanmışlardır. Hiçbir zaman devletin karşısında olmamışlardır, hep devletin yanında olmuşlardır. Devletin iyi bir askeri, iyi bir bireyi olmuşlardır, Çerkesler böyle bağlı insanlardır, parçalayıcı değil bütünleştiriciyiz, biz çerkesler hep böyle yetiştirildik. Çünkü biz böyle bir terbiye gördük, dedelerimizden bize gelinceye kadar ve biz de çocuklarımızı böyle yetiştiriyoruz. Devletlerine saygılı iyi bir birey olmak için gayret sarfediyoruz."

Geçtiğimiz günlerde uğradığı suikast sonucu öldürülen fahri Başkonsolos Medet Ünlü cinayeti hakkında konuşan Kafkas Kültür Derneği Başkanı Lisan Alkış konu hakkında şunları söyledi: "Tabiki Rusya'nın bu bir iç politikasıdır, Rusya'nın böl, parçala, yönet. Kimse ona sesini çıkarmasın ve dışardaki Çerkes diasporasının onlarla birleşmesini pek arzu etmez. Onun için bu öldürülen arkadaşımıza Allah rahmet eylesin. Şu anda Çeçen yönetiminden ayrı sürgünde bir yönetimin fahri konsolusuydu. Onun için susturdular, maalesef katlettiler. İnşallah faillerinin bulunacağına inanıyorum, yani bizim polis teşkilatımız bu konuda çok deneyimlidir. Bunun müsebbibleri, azmettirenler ve tasarlayanların ortaya çıkarılacağına inanıyorum."

"SOÇİ'DE OLİMPİYAT DÜZENLENMESİNİ KABUL ETMİYORUZ"

Alkış, Samsun'da gerçekleştirilen genel anma programı hakkında ise şunları dile getirdi: "Aynı zamanda Samsun'da genel bir anma düzenlenecek, orada biz sesimizi duyuracağız kime duyuracağız; Rusya'ya karşı duyuracağız. Çünkü Soçi olimpiyatları var, bizim Çerkeslerin kanının aktığı bölgedir. O kanların üzerinde Rusya'nın olimpiyat düzenlemesini biz Çerkesler olarak asla kabul etmiyoruz, etmediğimizi de orada haykıracağız. Bizim her hangi bir yaptırım gücümüz yok, Rusya buna karar vermiştir, daha önceden karar almıştır olacaktır ama bizim oradaki olimpiyatlarda mutlu olmadığımızı duyurmak istiyoruz. Rusya'ya bir savaş açmış değiliz, savaş açma niyetinde de değiliz ama büyük devletler soykırımları veya zorunlu göçe tabi tuttukları insanların bu konudaki uğradığı haksızlıkları büyük devletler kabul ederler ve özür dilerler o toplumlardan. Büyük devletin olmazsa olmazı budur, biz de Rusya'nın Çarlık döneminden başlayarak yaptıkları bu zalimliği evet biz haksızlık yaptık bu topluma diye kabul etmelerini bekliyoruz." (M. Serhat TOPALCA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —