Tarih: 01.07.2013 20:03

Oktay Vural; Devlet Uyuyor

Facebook Twitter Linked-in

MHP Milletvekili Oktay Vural, Kahramanmaraş'ın milli mücadele döneminde ülkenin kurtuluşuna giden süreçte büyük hizmetler verdiğini anımsatarak Cumhuriyetin temellerinin atılmasında önemli bir fonksiyonu yerine getirdiğine vurgu yaptı. Vural, Milli ve manevi değerlere bağlı bir şehir olan Kahramanmaraş'ın MHP'ye büyük destekler verdiğini söyledi. Bununla beraber Kahramanmaraş'ın Türkiye ekonomisine önemli katkıları olduğunu ifade eden Vural, sosyo ekonomik gelişmişlik düzeyi açısından bakıldığında 59. Sırada olduğunu belirtti.

AK Parti iktidarı döneminde kalıcı ekonomik atılımların yapılmadığını savunan Vural meydana gelen gelişmelerin de 2002 yılı öncesi programlara bağlı olarak gözlemlendiğini söyledi. Türkiye'nin 36 OECD ülkesi arasında hayat kalitesi bakımından son sırada yer aldığını söyleyen Vural, devlet kurumlarının da kalitesinin düşük olduğunu ifade etti. AK Parti döneminde ekonomiyi yönetecek yapısal reformlar yapılamadığını kaydeden Vural, Hükümetin milleti faiz lobisine teslim ettiğini savunarak AK Parti'nin faiz lobisinin has kulu gibi davrandığını iddia etti. Son dönemde meydana gelen olaylarla Türkiye'de kutuplaştırma politikaları olduğunu söyleyen Vural, düşünce özgürlüklerinin kısıtlandığını, medyanın bağımsızlığının baskı altına alındığını ifade etti. Vural, Gezi Parkı olaylarıyla birlikte AK Parti içinde kırılmaların yaşandığını söyleyerek olaylarda AK Parti ve CHP'nin medet umduğunu kaydetti.

Milli mücadele döneminde Kahramanmaraş'ın önemli hizmetler yaptığını aktaran Vural şu şekilde konuştu: "Kahramanmaraş çok müteşebbis insanların yaşadığı, aynı zaman da Türk milletinin birlik ve bütünlüğüne sahip çıkan, milli ve manevi değerlerini özümsemiş memleket derdi olan insanların bulunduğu bir kentimiz.

Dolayısıyla bu kentte yaşayan insanların Milliyetçi Hareket Partisi'ne 44 yıllık şerefli mücadele boyunca önemli katkılar vermiş ve desteklerde bulunmuştur. O bakımdan Kahramanmaraş ve Kahramanmaraşlılar tarih yazmış Kahramanmaraşlılar Milliyetçi Hareket Partisi'ne gerçekten büyük destek vermişlerdir. Bu bakımdan huzurlarınızda önce Kahramanmaraşlılara, Türk milletinin milli ve manevi değerlerine sahip çıkan ve bu yönüyle bakıldığı zaman aslında Türk milletinin bir bakıma bu günlere gelişinde, Cumhuriyetin kuruluşunda, milli mücadelenin sürdürülmesinde önemli çabaları olmuş insanlarımızın yaşadığı bir kent."

"KAHRAMANMARAŞ MAALESEF 59. SIRADADIR"

Kahramanmaraş'ta devlet desteği olmadan özel sektörün büyük atılımlar yaptığını söyleyen Vural buna rağmen şehrin sosyo ekonomik açıdan gerilerde yer aldığını belirterek şunları dile getirdi: "Bu kentimiz elbette aslında son dönemlerde son 20 yıldır bu müteşebbis kentimiz Türk ekonomisine de büyük katkılar sağlamıştır. Bu gün Kahramanmaraş sadece milli ekonomi açısından değil, küresel ekonomi açısından da özellikle ihracat potansiyeli tekstil sektöründeki gelişmelerin müteşebbisliğiyle gerçekten önemli katkı ve katma değer oluşturmuştur. Ancak Kahramanmaraş özellikle özel sektör kaynaklı kamu kurumlarının her hangi bir çabası olmadan geliştirdiği bu potansiyele rağmen maalesef Kahramanmaraş sosyo ekonomik gelişmişlik düzeyi açısından bakıldığında 59. Sıradadır. 16. büyük ekonomi olmasına rağmen maalesef kurumsal kalite açısından bakıldığında, eğitim açısından, sağlık açısından, hayat kalitesi açısından, bütün bunların belirlendiği sosyopolitik gelişme, sosyoekonomk gelişme açısından bakıldığında maalesef Kahramanmaraş hak ettiği payı alamamaktadır."

TÜRKİYE HAYAT KALİTESİ BAKIMINDAN 36 ÜLKE ARASINDA SONUNCUDUR

AK Parti'nin ekonomik politikalarını eleştiren Vural şöyle konuştu: "Türkiye'de gerçekten ekonomiye bakıldığında özel sektör ağırlıklı bir ekonomi politikası gerçekleştirilmekle birlikte bu güne kadar 11 yıllık AKP dönemi içerisinde maalesef ekonomik açıdan reformları gerçekleştirebilecek kalıcı bir atılım yapılamamıştır. Bu gün Türkiye'de uygulanan ekonomik politikasının temel dinamikleri 2002 yılı öncesinde ortaya konulmuş olan bir programla gerçekleştirilmektedir.  AKP'nin en önemli sıkıntılarından biri de kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alamamıştır. İstihdam odaklı bir büyümeyi gerçekleştirememiştir. Rekabet gücü yüksek, daha fazla katma değer oluşturacak politikaları gerçekleştirememiştir. Bu yönüne bakıldığında oluşturduğu istihdam refah getiren bir istihdam olmaktan ziyade her iki çalışandan birinin asgari ücretli istihdam haline geldiği bir türkiye olmuştur. Daha iyi hayat kalitesi bakımından yapılan incelemelerde 36 adet OECD ülkelerinde Türkiye hayat kalitesi bakımından 36 ülke arasında sonuncudur."

Devlet kurumlarının kalitesinin de bozulduğunu savunan Vural şöyle konuştu: "Bu gün geldiğimiz noktada kurumlarımızın kalitesinde bozulma vardır. Gerçekten bu gün adalet kurumunun kalitesinde, yasamanın kalitesinde, emniyet kalitesinde ciddi mahiyette sıkıntılar vardır. Daha iyi daha kaliteli hizmet sunması gereken kurumlar maalesef bu çerçevede hizmet sunamamaktadır. Devletin etkinliği zayıflatılmıştır."

TÜRKİYE'DE AKP HÜKÜMETİ MİLLETİ FAİZ LOBİSİNE TESLİM ETMİŞTİR

"Bu yönüyle bakıldığında özellikle ekonomide devletin payının küçültülmesine yönelik özelleştirmeler politikasıyla bu alanda devletin küçülmesi sağlanırken devletin bu piyasalarda etkin olması maalesef sağlanamamıştır." şeklinde konuşan MHP Grup Başkanvekili Vural sözlerine şu şekilde devam etti: "  Bu yönüyle bakıldığında maalesef Türkiye'de milli ekonomiyi yönetebilecek bir yapısal reformlar AKP döneminde kurulamamıştır. Bir miras yedi hovardalığıyla Türk ekonomisi kaynaklarını satarak kaynaklarını yabancılaştırarak küresel ekonominin istek ve arzularını yapmak suretiyle istihdam oluşturmayan bir büyüme modeli tasarruflarını aşındıran bir büyüme gerçekleştirmiştir. İşte bu gün geldiğimiz Türkiye'de AKP Hükümeti milleti faiz lobisine teslim etmiştir. AKP faiz lobisinin has kulu olarak davranmıştır, bu dönem içerisinde 2002 yılında 600 milyon dolar olan cari işlemler açığı AKP'nin 2013 hedefine göre 60 milyar dolara çıkacaktır. Son 10 yıl içersinde AKP faiz lobisini beslemek amacıyla 333 milyar dolar cari açık vermiştir. Bu açığı kapatmak için dışardan gelen paralarla sıcak paracılara geçen sene dolar bazında yüzde 21, borsa bazında yüzde 63 kar payı vermiştir."

MEDYA ÖZGÜRLÜKLERİ BASKI ALTINA ALINABİLMEKTE, MUHALEFETİN SESİ KISILMAK İSTENMEKTEDİR

AK Partinin artık demokrasiyi bile yönetemez hale geldiğini savunan Vural şöyle konuştu: "AKP döneminin geldiğimiz bu safhasında maalesef iç huzursuzluk artmıştır, kutuplaşma ve gerginleşme politikalarıyla Türk milleti ailesinde gerçekten büyük bir endişe hâkimdir. Böyle bir endişe içerisinde insanların fikir ve düşünce özgürlükleri kısıtlanabilmekte, medya özgürlükleri baskı altına alınabilmekte, muhalefetin sesi kısılmak istenmektedir. Bu yönüne bakıldığında baskıcı, tehditçi bir yönetim anlayışı Türkiye'de AKP döneminde demokrasiyi dahi yönetemediklerini ortaya koymaktadır. Bu gün vatandaşlarımız gerçekten kendisini huzursuz hissetmektedir. İç çekişmeler, AKP içindeki iç çekişmeler, kurumsal çekişmeler haline dönmüştür. Türkiye'nin meselelerine bakış açısı itibariyle AKP'nin içinde bulunan insanların farklı mesajları, farklı değerlendirmeleri vardır. Bu gün AKP içerisinde önümüzdeki dönemde meydana gelecek Cumhurbaşkanlığı seçimi muhtemel bir AKP Genel Başkanı çerçevesinde iç çekişme ve huzursuzluk alabildiğince devam etmektedir.

MİLLETİ BİR BİRİNE KIRDIRARAK, DÜŞMAN KILARAK SİYASET YAPILMAZ

Son dönemlerde yaşadığımız Gezi Parkı ekseninde meydana gelen olaylar bundan önce şike ve diğer konularda meydana gelen gelişmeler şunu ortaya koymaktadır ki AKP içindeki koaslisyon çatırdamaktadır. Post kavgası devam etmektedir, böylesine bir post kavgası olurken maalesef Türkiye kan kaybetmektedir. Bu bir tablodur, geldiğimiz noktada herkes aklını başına almalıdır. Bu yönüyle bakıldığında gerçekten Türkiye'nin hem Gezi Parkı ekseninde hem etnik ve mezhep ekseninde ciddi bir kutuplaşma ve çatışma alanı haline dönüştürüldüğünü görüyoruz. Bu bakımdan unutmayalım ki siyaset millet için yapılır, milleti bir birine kırdırarak, düşman kılarak siyaset yapılmaz. Milletin içine fay hatları döşenerek siyaset yapılmaz. Bunun bedelini milletimiz öder."

DIŞ POLİTİKA DA SON DERECE BAŞARISIZDIR

AK Parti Hükümetinin dış politikada da başarısız olduğunu söyleyen Vural şunları söyledi: "Dış politika da son derece başarısızdır, bu gün Türkiye'nin dış politikası söz konusu bile değildir. Stratejik derinlik diye ortaya konulan dış politika maalesef derinliğin karanlıklarında yolunu bulamaz haline gelmiştir. Bu gün Suriye Türkiye'ye yönelik tehditlerini arttırmaktadır, bu gün Irak bir parçalanmaya gitmektedir. Bu gün ırak'ta Kerkük'ün statüsü yok edilmekte orada Türkmen varlığı maalesef AKP'nin ve Başbakan'ın onur konuğu olarak kabul ettiği, kongrelerinde Türkiye seninle gurur duyuyor, şeref duyuyor diye karşıladığı Barzani'nin hâkim olduğu peşmerge gruplarının bulunduğu ortamda Türkmenler saldırıya uğramakta, Irak Türkmen cephesi başkan yardımcı, vali yardımcısının da dâhil olduğu insanlarımız öldürülmektedir. Orada Türkmenler, Türkmen iş adamları kaçırılıyor, öldürülüyor."

"AKP MİLLETİN İRADESİNİ KULLANMIYOR"

Gezi parkı ve Lice'de meydana gelen olayların AK Parti'nin milletin iradesini ortaya koyamadığını gösterdiğini belirten Vural şöyle konuştu: "İşte Türkiye'nin geldiği bu noktada maalesef çok kırılganlıklar oluşturulmaktadır. Gezi parkı ekseninde oluşan ve son olarak Lice'de çözüm ve barış süreci adı altında meydana gelen gelişmeler şunu ortaya koymaktadır ki AKP milletin iradesini kullanmıyor, milletin kendisine verdiği yetkiyi kullanmıyor. Bu milletin verdiği iradeye ihanet ediyor, dış merkezlerde hazırlanmış plan ve senoryalar karşısında Türkiye'yi aciz bırakmaktadır. Bu bakımdan Gezi Parkı ekseninde Milliyetçi Hareket Partisi nerede duracağını bilmiş ve orada durmuş hükümeti de ana muhalefeti de uyarmıştır.

GEZİ PARKI OLAYLARINDAN MEDET UMAN İKİ SİYASİ PARTİ VARDIR

Bu çerçevede Gezi Parkı ekseninde meydana gelen olaylar, bu olaylarla ilgili olarak siyasi partilerin tutumlarına baktığımız zaman maalesef bu Gezi Parkı olaylarından medet uman iki siyasi parti vardır, biri AKP diğeri CHP. Yeni bir kutuplaşmayla bu milleti bir birine düşman kılmak suretiyle bu olaylardan medet uman, siyasi rant elde etmek isteyen bir siyasi yapılanma ile karşı karşıyayız. Bu millet demokrasiyi sokakta bulmadı, sokakta kuramaz sokakta da kuramaz. Demokrasiyi nerde kaybettiysek orada bulacağız. Biz milliyetçi hareket partisi olarak memnun değiliz, milletimizin böyle bir şiddet sarmalına, huzursuzluk içerisine girmesinin zararını nesiller görür. Milleti sokağa itmekten, vatandaşları bir birine kırdırma siyasetinden AKP'de CHP'de vazgeçmelidir." 

"BU SORUNUN CEVABI VERİLMELİDİR"

"Türkiye derin bir karanlık senaryonun içine sokulmak istenmektedir, bunlardan biri de Sayın Başbakan'ın özellikle Gezi parkı ekseninde meydana gelen bu olaylarla ilgili 3 ay önceden haberimiz var dediğine göre eğer bu konuda haberi var idi ise neden bu olayları önlemede basiretsizlik sergilenmiştir, bu sorunun cevabı verilmelidir." diyen Vural şu şekilde konuştu:  "Çünkü başta sayın cumhurbaşkanı olmak üzere başbakan yardımcısı bülent arınç kimi bakanlar ve yöneticileri özellikle gezi parkı ekseninde meydana gelen olayların tetikleyicisi fitilleyici olarak ilk müdahaleyi gösterdiğine göre o zaman bu konuda basiretsizliği sağlayan hükümet bunun hesabını vermelidir. İkinci cevaplanması gereken olay şudur, Türkiye'de bu olaylarla ilgili gelişmeler yaşanırken PKK terör örgütünün bebek katiliyle 7 Haziran'da görüşme fırsatı neden verilmiştir? Bu görüşme fırsatı verildiği zaman eğer o görüşmede devletin başbakan'ın görevlendirdiği özel yetkili de eğer orada bulunuyor idi ise gezi parkı direnişine pkk'nın müdahil olması neden istenmiştir?   Ondan sonraki dönem içerisinde pkk'nın müdahil olmasıyla birlikte bu sürecin pkk tarafından başka bir amaçla kullanılması neden engellenmemiştir? Neden marjinal unsurların bu şeye müdahil olması engellenmemiştir? Bu konuda Meclise de soru önergesi ilettim."

"VATANDAŞLAR, BENİM DEVLETİM NEREDE DİYOR, BU HÜKÜMET NEREDE DİYOR"

"Diyarbakır'da Ticaret Odası seçimlerinde Kürdistan'ın talan edilen ekonomik kaynaklarının kullanılmasıyla ilgili senaryolar, özellikle dört parçalı Kürdistan'ın ekonomik açıdan birlikteliğini sağlamak için senaryolar hazırlanmaktadır." Şeklinde konuşan Oktay Vural: " Vatandaşlar arıyor, Şırnak'tan, Hakkâri'den, Bitlis'ten, Bingöl'den, Van'dan, Ağrı'dan arıyor, terör bitsin analar ağlamasın. Biz terörden bıktık, evet bıktık ama bu devlet bizim devletimiz, PKK devletinin burada hâkim olmasının istemiyoruz diyor. Benim devletim nerede diyor, bu hükümet nerede diyor. Pkk'ya teslim edeceklerse biz de bunu bilelim diyor. Pkk bitsin dedik ama pkk terör örgütü benim çocuklarımı dağa çıkartıyor, 2 bin kişi PKK'ya katılmış PKK terör örgütü mensupları vergi adı altında haraç topluyor, ben sadece devlete vergi veririm, bir de başımıza bunlar mı çıktı diye soruyor. PKK terör örgütü asayiş birimi kuruyor, devlet uyuyor. Vatandaş soruyor bu devlet, bu kara gömlekliler eğitimleri yaparken neredeydi. Diplomalar hazırlanırken, havai fişekle gösteriler yapılırken neredeydi? diye soruyor." diyerek sözlerini bitirdi. (M. Serhat TOPALCA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —