Tarih: 10.09.2013 13:43

İdari kadroya eğitim semineri

Facebook Twitter Linked-in

Cerrah, Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü'nde görevli idari kadroya yönelik "toplumsal olaylarda kitle psikolojisi ve risk analizi" konulu seminer verdi. Emniyet brifing salonundaki seminerde konuşan Cerrah, başka birini etkileyen her türlü vakayı toplumsal olay olarak nitelendirebildiklerini söyledi.

Toplumsal olayların aradan zaman geçse de unutulmadığını ve çağrışımlar yaptığını ifade eden Cerrah, "Tarihteki bazı olayları düşünürsek bütün Türkiye'yi siyasi ve toplumsal olarak etkileyecek olaylar olarak görüyoruz. Örneğin 1978 Maraş Olayları var, o gün bugündür Kahramanmaraş dendiğinde akla o kötü olaylar geliyor. Toplumsal olayların böyle bir etkisi var. Bir başka örnek ise Suriye'de bir olay oluyor, hemen biz burada önlemler almak zorunda kalıyoruz. İster istemez burayı etkiliyor. Göç ve ya siyasi olarak burayı etkiliyor. ODTÜ'de bir olay oluyor. O olayı protesto eden veya destekleyen insanlar burada da olabiliyor. Dolayısıyla toplumsal olayların böyle bir etkisi var. Sürekli olarak risklerin değerlendirilmesi kapsamında toplumsal olay kavramının böyle bir etkisi var" diye konuştu.

Toplumsal olayların çıkmasını etkileyen faktörleri de anlatan Cerrah, kitle psikolojisi incelendiğinde bilinçli kişiliğin ortadan kalktığını belirtti. Bu tür ortamlarda provakatörlerin fertlerin duygu ve düşüncelerini kullandığını dile getiren Cerrah, şöyle konuştu:

"Fertlerin duygu ve düşüncelerinin bir tek yöne kanalize edildiğini düşünüyoruz. Bunun dışında başka bir şeyle ilgilenme söz konusu değil. Burada da el altından yönetenler, provokatörler, liderler bunu iyi bir şekilde kullanıyorlar. Algı yönetimini burada iyi kullanıyorlar. Kolektif bir bilinç ortaya çıkıyor. Sonuçta da kitleyi biz tek vücut halinde görüyoruz. Hepsini sanki bir adam gibi görebiliyoruz. Bu adam, nasıl bir adam, karşımızda yüzlerce, binlerce insanın birden bizlere hücum ettiğini görebiliyoruz. Belirli bir dar alanda yer alması, ilişkilerin minimum seviye de olması, birbirlerini tanımamaları, şuursuzca uyum gösterilmesi, duygusallığın ön planda olması, sorumsuzluk duygusu anonimlikten kaynaklanan, ‘beni burada kimse görmez. Yaptıklarımdan sorumlu değilim. Nasıl olsa beni görmüyorlar' diyerek orada çok daha rahat hareket etme söz konusudur. Normalde yapmadığı davranışları olay sırasında yapar. Çünkü kendisinin tanınmadığını düşünüyordur. Bu kameralar gibi aletler bunların anonimliğine karşıdır. Dolayısıyla kameralara saldırmaları çekim yapanları engellemeleri, bu anonimliğe bir tehdit olduğu için kişiler onları da hedef almak zorundadırlar."İHA




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —