Tarih: 25.02.2015 15:49

Kahramanmaraş Dosyası 36

Facebook Twitter Linked-in

Çalışanların hakkını korumak nasıl yöneticinin sorumluluğunda ise hazineyi zarara uğratmamak da aynı şekilde yöneticinin sorumluluğundadır ve de görevidir. Bu düşünce ve inancın her durum ve şartta korunması çok önemlidir. Yönetici, birilerine şirin görünmek için adaleti ve hakkı çiğnememelidir, böyle bir hakka sahip değildir. Bir tarafta çalışanların haklarını, alınlarının teri kurumadan verilmesini ilke edinilmeli diğer taraftan da onlara haramın ve haksızlığın kapısı aralanmamalıdır. Bu anlayış ve inanç, doğru iş yapmak isteyen yöneticiye her zaman yardımcı olacaktır.

Devlet dairelerinde çalışanlar arasında, fazla mesai konusunda genelde yanlış bir algı olduğunu bilirim. Yasa, yönetmelik veya genelge gibi uygulama usul ve gerekleri ile belirlenen, yazılı beyanlarla fazla mesaiye imkân veren talimatlar, fazla mesai yapılsın ya da yapılmasın onun ücreti her hâlükârda alınacaktır şeklinde, genelde yanlış algılanmaktadır. İdareciliği zayıf veya personele şirin görünme durumunda olan yöneticilerin bu uygulamalara geçit vermesi de bu işlerin yanlışlıklarla sürdürülmesine imkân vermektedir.

Özellikle inançlı insanlar, üzerlerine devlet ve kul hakkı geçirmekten uzak duracak bilinçte ve karakterde olmalıdırlar, böyle olmadığında o kişilerin dindarlıkları sorgulanacak boyuta gelmiş demektir. İnsanlar yetiştirilirken de bu anlayış ve inançta yetiştirilmelidirler. Buna yöneticiler de dâhildirler, çünkü onlar yönettikleri kişilerden sorumludurlar. Yönetimde en çok işlenen yanlışlıklardan biri de bu konunun anlaşılmasında yaşanmaktadır. Bir kişiye yapılacak haksız bir iyilik,  -aslında ona iyilik denmez- bütün halka karşı yapılan kötülük ve haksızlık demektir.

Elimizden geldiğince bu kriterlere uymaya çalıştığımız için yukarıda sözünü ettiğim fazla mesai cetvelini gerçekçi ve uygun bulmadım. Bürokrasinin içinden geldiğim için uygulamaları ne de olsa bilirim. Bu yüzden ilgililerine; "Bana bunu açıklayın!" dedim. Ancak yapılan açıklamalar beni tatmin etmediği gibi kendileri de tatmin olmadılar. Daha sonra bu mesailer bordro üzerinde bir hayli azaltılmıştı. Eğer başta yapılan doğru ise niçin sonradan değiştirildi, doğru değilse bunlar neden yapılıyordu? Görünen o ki: bu alanda da geçmişten beri gelen bir boşluk oluşmuş, biraz da sorumluluk taşıyanlar bu yanlışlığa kapı aralamışlar.

Yönetici, ilk önce yönettiği kurum veya kuruluşun işleyişini tanımalı, tanımaya çalışmalı, çaba sarf etmeli, işlemlerden hiç değilse biraz haberdar olmalıdır. Yapılan hatalardan dolayı yönetilenler kadar yönetenler de suçludurlar. Bu tür konularda gereken özen ve dikkat gösterilmeden, kırıcı olmaması için buraya yazmadığım ifadeleri kullananların söylediklerinin bir anlamı olmayacaktır. İşte güzel şehrimiz Maraş'ın açmazlarından birisinin şifresi burada gizlidir.

Bir gece geç saatlerde il dışından geliyordum. Yol güzergâhında bulunan bir birime girdim. Kritik bir yerde gece vardiyasında görev yapan bekçilerin ikisinin de uyuduğunu gördüm.  Şoföre önce telsizlerini aldırttım, fark etmediler, birini uyandırdım, kalkınca önce, oraya nasıl girmiş olmamadan dolayı beni sorgulamaya çalıştı. Çünkü adam, beni tanımadığı gibi benden önceden beri belediyede çalışan şoförü de tanımıyordu. Şoförün müdahalesi ile beni tanıdıktan sonra, dolaşmam sırasında uyuduğunu gördüğüm halde arkadaşını kendisine sordum. Sistem kurulmuş, verdiği cevapta; "Gündüz işe gitmişti, yorulmuş, ben de dinlenmesi için izin verdim, şimdi uyuyor." demez mi? İş derken dışarıdaki çalışmasını kast ediyordu. Sadece bu olay bile kimin kimi idare ettiğini ve takipsizliğin insanları ne hâle getirmiş olduğunu kanıtlıyordu. Hani çok kullanılan bir söz var ya; "Çiftlik!" tam da öyle işte.

Haksızlıklar, sadece parasal işlerde seyrediyor görünse de bu tür işlerin de sonu paraya dayanmakta değil midir? Maaşlı işe gece vardiyasında devam edilecek ve uyuyarak sözüm ona görev yapılacak-aslında dinlenilmiş olunacak- , gündüz de gidip dinlenmiş olarak başka işte çalışılacak! Olacak iş mi bu şimdi? Gündüz çalıştığı işte yorulan adam gece işini nasıl yapacaktır? Bu sadece belediye personeli için değil, bütün kurumlar için de böyledir. Bunların hepsi değerlendirilmesi gereken işlerdir. Bu tür uygulamalara fırsat veren her kademedeki yöneticiler, bu adamların sırtını yasladığı herkes ve kazancını helal ettiremeyen kendileri, hazineye karşı dolayısıyla halka ve insanlığa karşı suç işlemiş olmaktadırlar.

Sorumluluk nedir bilinmeyen, haram ve helali ayırt edemeyen bir kısım insanların bulunduğu bir ortamda görev yaptım. Uygulamalarımdan dolayı vicdanım rahat, bu anlattıklarıma bağlı olarak haksızlıkları örtmeye çalışanlar, kendilerini nasıl bir sorgulamanın beklediğini artık kendileri düşünsünler.

Ben belediyeden ayrıldıktan sonra hakkımda yazılan bir köşe yazısına yorum yazan, ismini ve kendisini bilmediğim bir vatandaşımız: "Nedim Tepebaşı belediyeye bir kimlik kazandırmıştır." diye yazmıştı da beni de çok duygulandırmıştı. Bunlar elbette ki kolay olmadı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —