Enkazdan çıkarılınca yerlerini tarif ederek anne ve teyzesinin de kurtarılmasını sağladı
KAHRAMANMARAŞ (AA) - GÖKHAN ÇALI - Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde yıkılan apartmanın enkazından çıkarılan 13 yaşındaki Rana Çam ile yerini tarif ederek kurtarılmasını sağladığı annesi, yaşadıklarını anlattı.
Dulkadiroğlu ilçesi Trabzon Caddesi'nde yıkılan 9 katlı Boğaziçi Apartmanı'nda annesi Hilal Çam ve teyzesi Arife Çam ile yaşayan 13 yaşındaki Rana Çam, arama kurtarma ekiplerince depremden 30 saat sonra çıkarıldı. Rana Çam, çıkarıldıktan sonra annesi ve teyzesinin yerini tarif ederek, onların da kurtarılmasını sağladı.
Yakınlarının yanında evde kalan 34 yaşındaki Hilal Çam ile kızı Rana Çam, AA muhabirine enkazda yaşadıklarını anlattı.
Hilal Çam, enkaz altında çok üşüdüklerini, parmaklarının morardığını belirterek, artık ömrü boyunca çocuklarını yanından ayırmayacağını söyledi.
Kurtarılmaya yakın kızıyla konuştuğunu dile getiren Çam, şunları anlattı:
"Kızım, 'Anne, son bir kez daha sarılalım da öyle ölelim.' dedi. Bu cümleyi hayatım boyunca unutmayacağım. Allah'ım çok şükür, iki evladımı bana bağışladı. Allah'ım herkesin evladını bağışlasın, kimsenin canı yanmasın. Evlat acısını kimseye göstermesin. Yani ben kızıma can verdim, kızım da bana. Rabb'im ona öyle bir güç verdi ki gerçekten ben kendimde bulamadım o gücü. Ben kaç kere bayıldım, kaç kere sinir krizi geçirdim, her defasında, 'Anne sakin ol, kurtulacağız, ölmeyeceğiz burada.' dedi."
- Enkazdan "selamünaleyküm" diyerek çıkmış
Rana Çam da enkazda anne ve teyzesine yakın olduğu için korkmadığını ama betonların arasında çok üşüdüğünü aktardı.
Deprem sırasında yaşadıklarını anlatan Çam, "Uyandığımda gerçek olduğunu düşünmüyordum. 'Herhalde kıyamet filan kopuyor ya da rüya görüyorum.' dedim." ifadesini kullandı.
Teyzesiyle annesinin evden çıkmak istediklerini, teyzesinin göremeyince kendisini almaya geldiğini belirten Çam, şunları söyledi:
"Beni indirirken ranza düştü, annem kapının orada kaldı. Apartman çöktü, bir saat ya da yarım saat baygın kaldık. Uyandığımızda tozdu her yer, nefes alamıyordum. Çok üşüdüm, ilk başta ısınmaya çalışıyordum, battaniye yoktu çevremde. Zaten uzun süre üşüdüm, uyumaya çalıştım. Annem ve teyzemle yakın olduğumuz için konuşabiliyorduk. Konuşamazsak büyük ihtimalle korkardım."
Soğuk nedeniyle hipotermi geçirmekten korktuğunu dile getiren Çam, şunları kaydetti:
"Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım, hızlı mı yavaş mı bilmiyordum. Sonrasında arama kurtarma ekipleri gelince bağırdım, 'Bizi çıkartın.' diye çok bağırdım. Duydular sesimi, geldiler ama depremi halen hissediyorduk. Tavan zaman geçtikçe yaklaşıyordu üstümüze doğru. Öleceğimizi kabullendik ama bir şekilde çıkacağımızı da hissediyordum ben. Sonra AFAD ekipleri geldi. 'Yerini vurarak daha net anlayacağız.' dediler. Ben de duvara vurdum. Sonra duvarı kırdılar, elimi tuttular, 'Geldik, buradayız.' dediler. 'Bana battaniye verin, burası çok soğuk.' dedim. Çıktım, hemen üzerime battaniye sardılar. Çıkınca annemin ve teyzemin yerlerini tarif ettim. Sürekli enkaz altında dualar ettim. Allah gerçekten orada güç veriyor. Dışarı çıkarken de 'selamünaleyküm' diyerek çıktım."